Eskiden kurban bayramı geldiğinde, ramazan bayramı geldiğinde nasıl bir ahenkle, nasıl bir neşeyle, nasıl bir muhabbetle herkes gelip saçlarını düzeltirdi, saç ve sakal tıraşı olurlardı. Mağazalardan elbise alırlardı, kundura alırlardı, ramazan bayramı ise şeker alınırdı Urfa adetlerine göre bunlar yapılırdı.Ben Urfa öz benliğimi kaybetmedim, ben Urfalıyım, Urfa'nın yerlisiyim, Urfa'nın toprağında yaşıyorum ve Urfa'yı çok seviyorum Osmanlıyım ben Osmanlı torunu olduğum için Osmanlı tıraşı yapıyorumUrfalı berber Necdet YILDIRIM, şimdi ki tabirle Şanlıurfalı, 1970'den beri berber dükkanı çalıştırıyorum. 48 yıllık bir mazimi var, ustalarım desem ayıp olacak ama bizim daha büyük ustalarımız bizden daha çok şey biliyorlardı, biz onlardan çok şey öğrendik. o yüzden ben usta kelimesini kendime yakıştıramıyorum, olsam olsam ancak çırak olabilirim o ustaların yanında. berberlik çok güzel bir meslek, kaliteli bir meslek, temiz bir meslek ve insanların aynası olan bir meslek.Yıldırım, O günleri bana hiç hatırlatmayın çünkü ben hangi günleri yaşadım biliyor musunuz? Eski berber dükkanlarında, eski üstatlarımız bilir, bizim yaşlı olan beyefendilerimiz, Urfa'nın beyefendileri de çok iyi bilirler, eskiden bayram gelmeden 1 hafta öncesinden itibaren bizim büyüklerimiz, küçüklerimiz gelip bayram tıraşı olurlardı. Hatta size bir şey hatırlatayım, bir kart vardı ve bu kartın üzerinde 1'den 10'a kadar olmak üzere 10 tane numara vardı. Bizim üstatlarımız bayram öncesi yazı asardı 'bayram tıraşı karta dahil değildir' diye. O zamanlar kartla tıraş olunuyordu, bir kartın fiyatı 2,5 - 3 lira idi, tabi o zamanın parası ile çok paraydı. Kartta ise örneğin saç tıraşı olunca bir tane keser, saç sakal tıraşı olunca 2 tane keserdi ve kart bitince tekrar yeni kart alıp devam ederdik. Hani derler ya kurban bayramı kasapların harmanı, ramazan bayramı berberlerin harmanı diye. Şimdi o harman kelimesi kalmadı, yalnız pamuk harmanları kaldı, buğday harmanları kaldı, fıstık harmanları kaldı ama berberler de harmanlık diye bir şey kalmadı. Bizim çıraklık dönemlerimiz de ustalarımız aynaya yazı asardı 'bayram tıraşı karta dahil değildir' fakat şimdi bir çok berberimiz kart felan da bilmez, çünkü o günleri yaşamamışlar ama biz o günler yaşadığımız için hatırlıyoruz. Eskiden kurban bayramı geldiğinde, ramazan bayramı geldiğinde nasıl bir ahenkle, nasıl bir neşeyle, nasıl bir muhabbetle herkes gelip saçlarını düzeltirdi, saç ve sakal tıraşı olurlardı. Mağazalardan elbise alırlardı, kundura alırlardı, ramazan bayramı ise şeker alınırdı Urfa adetlerine göre bunlar yapılırdı. Kurban bayramı geldiğinde eskiden hayatlı evler dediğimiz, bahçeli evler demiyorum aklınıza apartman türü evler gelmesin. Hayatlı evler de herkesin evinde bir kuzu sesi gelirdi, bayramın geldiğini herkes anımsardı kurban bayramı böyle bir ahenkliydi, ramazan bayramı böyle bir ahenkle geçerdi. Dini bayramlarımız bizlere çok şeyleri hatırlatırdı. Şimdiye baktığımız zaman artık tıraş kelimesi yok, geçmiş adamlar bana gelip 'bizim unuttuğumuz tıraşlar şimdi moda olmuş' Ben Urfa öz benliğimi kaybetmedim, ben Urfalıyım, Urfa'nın yerlisiyim, Urfa'nın toprağında yaşıyorum ve Urfa'yı çok seviyorum Osmanlıyım ben Osmanlı torunu olduğum için Osmanlı tıraşı yapıyorum. Bazı gençler gelip 'Necdet amca bizi Osmanlı tıraşı yap' dedikleri zaman onları gururla tıraş ediyorum. Ben Amerikan tıraşı, İngiliz tıraşı, Rus tıraşı yapmıyorum, aslında bu tıraşları biliyorum çünkü bunları eski tarihte yapardık ama bu isimlerle değil. Köylü vatandaşlarımız, ben onları yargılamıyorum adamlar haklı, eskiden gidiş geliş çok zordu, adamlar saçlarının etrafını makineyle alırlardı. Hatta eski üstatlarımız derdi 'üsküre tasını koy da tıraş olsun' adamın kafasının ortasında saç bırakırdık. Neden saç bırakırdık? Beyne güneş vurmasın diye. Ama şimdiki gençlerimiz bunu moda haline getirmiş etrafını sıfıra vuruyor, ortasını bırakıyor bu tıraş neyin nesidir kendisine sorsanız o da bilmiyor. Hele ki bir sakal modası çıkmış, keçi sakalımıdır? İslami adetlere göre sakal mıdır? Belli değil ama yazık. Osmanlının torunları böyle bir tıraş olmadı, istemediler. Bayramların ahenklerinin kaçması berber dükkanlarından belli, zaten işlerimiz durgun bir de bayram gelmiş. Bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime misali, bayrama bir kaç gün kalmış hani tıraşlar? Yok, ama eskiden bir hafta kala ahenkli bir heyecan vardı, çocuğunu getiren, torununu getiren, kendisi gelen. Fakat şimdi üstatlarım bana lütfen gücenmesinler, hele ki ben yeni yetişen üstatlarımıza seslenmek istiyorum, eli makas tutan dükkan açıyor ben buradan yetkililere de seslenmek istiyorum bir çok insanın dükkanın da ruhsatı yok, benim 50 yıllık dükkanım da her şey varsa onun ki neden olmasın? Ama onlar çetrefilli tıraş yapıyor Maaşallah iyi para kazanıyor ama berber Necdet burada boş oturuyor. Her şey aslında erecek, bir gün mutlaka herkes benim tıraşıma gelecek, benim yapmış olduğum Osmanlı tıraşını herkes yapacak. Bizlere güzel bayramlar gelsin fakat bizim eski bayramlarımız kalmamış, eski muhabbetlerimiz kalmamış, inşaallah her şey çok güzel olur, Türk milletinin her şeyi çok güzeldir. Allah bayramlarımızı, ezan seslerimiz üstümüzden almasın, vatanımıza sıhhat, selamet versin, hayırlı bayramlar gelsin.Gençler internet bağımlısı oldu.Kılıç; dedelerimiz kalksa torunları ile anlaşabilir dersek Kesinlikle hayır, dediğim gibi şuanda bütün gençler internet ve telefon bağımlısı olmuş, büyüklere karşı saygı kalmadı.i.Muzaffer Kılıç Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada; çocukluğum ve gençliğim Eyyübiye’ de geçti. Şimdiki gençlerin hepsi internet bağımlısı olmuş, hepsinin ilgisi televizyona olmuş, saygı kalmamış, eski Urfa bitmiş artık. Yüzde yüz etkiliyor, örnek olarak eskiden biz köye giderdik, bize derlerdi şehirden bir kişi gelecek ama şimdi adam köyde yaşıyor sabah şehre geliyor akşam bir daha köyüne gidiyor. Çok fark var, saygı sevgi artık kalmamış, dostluk kalmamış. Şimdi her şey para karşılığı olmuş, dostluklar artık paraya dönmüş. Eski Urfa çok güzeldi biz o günleri şuan çok arıyoruz ama bulamıyoruz. Şimdiki Urfa nerde eski Urfa nerde, örnek verecek olursak her şeyden önce saygı olması lazım ama maalesef bizde o saygı kaybolmuş. dedelerimiz kalksa torunları ile anlaşabilir dersek Kesinlikle hayır, dediğim gibi şuanda bütün gençler internet ve telefon bağımlısı olmuş, büyüklere karşı saygı kalmamış. Çözüm noktasında büyüklerimiz el atsa çok iyi olur, biz ne kadar söylersek söyleyelim büyüklerimiz daha iyi bilir, saygıyı çocuğa gerçek anlamda aşılamamız lazım. Çocuğa demek lazım, biz eskiden babalarımıza, dedelerimize karşı böyleydik, siz niye böyle oldunuz? Bizim çocukluk dönemimiz de her mahalle de bir evde bir tane televizyon vardı, herkes toplanırdı o eve gidip otururduk gece 10 – 11’e kadar başlayacak Türk filmleri mesela Cüneyt Arkın vs. filmleri çıkardı hepimiz gece yarılarına kadar otururduk. Fakat şimdi her evde 2 – 3 tane televizyon var ama tat yok, gerçek anlamda biz şuan da o günleri arıyoruz ama bulamıyoruz. Dedi.Eski bayramlar renkli geçerdiMahmut Nedim MISIRLI Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada, Bizim çocukluğumuzdaki bayramlar da güzel bir ahenk olurdu, çocuklar için hacivat ile karagöz oyunu oynatırlardı bizler seyrederdik onları, büyüklerimiz hikayeler anlatırlardı. Gerçek kahve kültürünü gençlere yaşatıyorSucu, Bazen dini sohbetler yapıyorlar, bazen siyaset konuşuyorlar, bazen spor konuşuyorlar bu şekilde vakit geçirdikleri için, güzel ve nezih bir ortam olduğu için bizi tercih ediyorlar.Muhabbet Çay evi sahibi Mesut Sucu; Bu çay evini açarken bizim amacımız eskiden Urfa’da filiz kahvesi diye bir yer vardı. Orada da böyle oyun oynanmayan, her hangi bir oyun aletinin olmadığı, gençlere hizmet eden, yaşlı insanların geldiği, sohbet ettiği bir hizmet sunmak istedik ve kaliteli bir çay içsin, burada sohbet etsin amacımız buydu. Kütüphane olarak gençlerimizin gelip kitap okuyup, televizyon seyredip, ayrıca wifi hizmeti verdik. Onlara güzel bir hizmet sunmaya çalışıyoruz. Gençlerimizin bu zamanlarda ülkemizde ki bazı olaylardan dolayı gençlerde bu tür eksiklikler var ama şimdiki gençlerimiz maşallah hepsi okuyorlar, çalışıyorlar, kendilerine iyi bakıyorlar, eğitimlerini alıyorlar inşallah iyiye gidecek gibi görüyorum. Burada da oyun olmadığı için, arkadaşlarıyla gelip burada sohbet ediyorlar, birbirleriyle iyi ilişkiler kuruyorlar, burada oyun vs. olmadığı için zamanlarını güzel bir şekilde geçiriyorlar. Bazen dini sohbetler yapıyorlar, bazen siyaset konuşuyorlar, bazen spor konuşuyorlar bu şekilde vakit geçirdikleri için, güzel ve nezih bir ortam olduğu için bizi tercih ediyorlar. Zaten bizim buraya gelen kardeşlerimiz, gençlerimiz bizi bir abi olarak görmüşler, biz bunlara sahip çıkıyoruz. Buraya gelen kız kardeşlerimiz, evlatlarımız bizim burada nasıl bir ortamda olduğumuzu biliyorlar, nasıl bir ağırlıkta olduğumuzu biliyorlar. Zaten buraya gelip kitap okumaları, sohbet etmeleri, zamanı değerlendirdiklerinin farkındalar. Kitap hizmeti veriyoruz, önlerinde kitapları var, dergileri var ondan dolayı bence bizi tercih ediyorlar ve ayrıca temizliğe çok dikkat ediyoruz, hijyenik oluyoruz ondan dolayı baya sağ olsunlar bizi yalnız bırakmıyorlar.dedi.
YAŞAM
15 Ağustos 2018 - 18:31
Bayram gelmiş neyime kan damlar yüreğime
Yıldırım, Hayatlı evler de herkesin evinde bir kuzu sesi gelirdi, bayramın geldiğini herkes anımsardı kurban bayramı böyle bir ahenkliydi, ramazan bayramı böyle bir ahenkle geçerdi.
YAŞAM
15 Ağustos 2018 - 18:31