Fatih Ömer; Sabah aç karnına kahveyi içince yine zihni açar, bağırsaklara faydaları vardır. Kolesterole faydası vardır Ama tabiî ki her şeyin fazlası zarardır. Günde 3 fincan yeterlidir ortalama 56 gram kahve tüketebilir.Sizi Tanıyabilirmiyiz ?Fatih Ömer Suriyeliyim emniyet caddesi fatih kuru kahvecisinin sahibiyim 35 yıldır kahveciyim. Kaç çeşit kahve türünüz var?Kahve çeşitleri çoktur fakat bizim elimizde olan Kolombiya kahvesi, brezilya kahvesi var, Hindistan kahvesi var bir de arabıca kahvesi var. Özellikleri nedir?Arabıca kahvesi 3 çeşit kavrulmuştur. Açık renkli, orta renkli ve koyu renklidir, açık renkli Türk kahvesidir, orta kavrulan ise yine Türkler de içer fakat tam koyu olursa amerikan kahvesi derler Antakya tarafı içer o kahveyi. Kahveleri nereden getiriyorsunuz?Özellikle Brezilya’dan gelir, Kolombiya’dan gelir, Hindistan’dan gelir. Kahvenin faydaları nelerdir?Zihni açar, unutkanlığı azaltır içerisinde kafein olduğu için, damarları açar, kalbe faydası vardır iyi gelir. Kahve neden aç karnına içilir?Sabah aç karnına kahveyi içince yine zihni açar, bağırsaklara faydaları vardır. Kolesterole faydası vardır Ama tabiî ki her şeyin fazlası zarardır. Kahve alırken nelere dikkat etmek gerekir?Kahveyi alırken dikkat edeceğin bayat olmaması, bayatta tabi kokusundan belli eder çektiği zaman kokusundan müşteri bilir, çok kavrulmuş ise yağlanabilir Günde ne kadar kahve tüketmek gerekir?Günde 3 fincan yeterlidir ortalama 56 gram kahve tüketebilir. Urfa’da kahve tüketimi nasıl?Urfa’da kahve kültürü çok az yani yüzde 15 ile 20 arasında tüketiliyor fazla kültür yok daha çok çaya ağırlık veriyorlar. Ben aç karnına kahve içmeyi herkese tavsiye ederim, zayıflatmaya yardımcı olur, bağırsakları çalıştırır, zihni açar, unutkanlığı azaltır, ben günde 3 fincan kahveyi tavsiye ediyorum. Demir hindi şerbeti neden yapılır?Demir hindi şerbeti bitkiseldir, doğaldır, Hindistan hurmasıdır, Hindistan’dan gelir özellikle şerbetini ramazanda yaparlar. Yapılması zordur 1 paket demir hindiye 4 litre kaynar su katılır, yumuşayana kadar kaynar su kalacak üstünde, yumuşadıktan sonra üfelenir, önce ince süzgeçte elenir, süzülür daha sonra tülbentte süzülür, kalan tilfi atılır sonra şeker ilave edilir. Nerede yaygındır?Hindistan’da yaygındır zaten o yüzden ismini demir hindi koymuşlar, Hindistan hurması olduğu için. Faydaları nelerdir?Susuzluğu giderir, bağırsakları çalıştırır ve cilde çok faydası vardır, damarları daima sulandırır. İsmini nereden almıştır?Hindistan’da olduğu için demir hindi demişler, Hindistan’da yaygın olduğu için zaten en fazla Hindistan’da bulunur. Demir hindi demek Hindistan hurması demek. Demir hurma anlamına gelir Arapça temr demektir Türkçe’de hurmadır. Demir hindi diyorlar şerbet olduğu için demir hindi şerbeti diyorlar. Halkın ilgisi nasıl?Çok güzel maşallah her zaman burada yapıp satıyorum, tükeniyor herkes memnun ondan, herkesin damağına uygun tansiyona bir zararı yoktur, şekere zararı yoktur, ekşimdir ama çok güzel tadı vardır o yüzden herkes rağbet ediyor. Urfa’da kimler üretir?Her yerde bulunur bazı Suriyeliler yapıyor, çoğu yerde bulunabilir. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Ben teşekkür ederim. Kahvenin ÖyküsüHer ne kadar kahvenin öyküsü Batı ülkelerinde 300 yıllıksa da asıl öykümüz Arap yarımadasında çok eski zamanlarda başlar Kahvenin ilk ortaya çıkışı hakkında çeşitli söylenceler vardır En iyi bilineni ise uyuklayan keçilerini gezdiren Kaldi adında bir çobanın keçilerinin bazı yemişleri yedikten sonra canlandığını görmesi ile başlar. Bunun üzerine Kaldi bu yemişleri dener ve kendini dinç hisseder Uzun yıllar kahve çekirdekleri çiğnenerek veya kırılarak ve yağla karıştırarak yenmiştir 13. yüzyılda muhtemelen şans eseri kahve çekirdekleri yanınca şu anda bildiğimiz kahve ortaya çıkmıştır Bunun ardından Mekke ve Medine'ye yayılan kahve buradan da İslam dünyasında hızla yayılmıştır.Kahve adı Arapça qahwah'dan gelmekte olup bu Türkçe'de kahve'ye dönüşmüş olup buradan da Avrupa'da café, caffe, koffie, coffee, koffie şekline gelmiştir. Kahve adının anlamı "keyif veren içki" dir. Kahve tarih boyunca ilginç dönemler yaşamıştır. Bazen el üzerinde tutulan kahve, özellikle kahvehane'lerin insanları biraraya getirip, toplumcu muhalefetin kaynağı haline gelmesi ile yasaklandığı dönemler de geçirmiştir.Kahve Arap YarımadasındaKahvenin kökeni Arap yarımadasıdır. İlk bilgiler 10. yy'da bir Arap doktoru olan Rhazes'e uzanırsa da, kullanım MS 575 yıllarında başlar Kahvenin ilk elde edildiği Ağaç olan Coffea Arabica Etopya'da yetişmiştir Daha sonra kahve elde edilen diğer ağaçlar olan Coffea robusta ve liberica'da Afrika'da yetişmiştir. Etopya'da başlangıçta az olan üretim bu ağaçların Yemen'de yetiştirilmesi ile artmıştırBu bölgelerde kahve yemişleri başlangıçta bütün olarak veya kırılarak, yağ ile karıştırılıp yenmekte idi Kahvenin fırınlanması ise 13. yy'ı bulmaktadır Kahve Yemen'den Mekke ve Medine'ye yayılmış ve 15. yy. sonunda islam gezginler tarafından İran, Mısır, Türkiye ve tüm İslam dünyasına yayılmıştırBu yayılma sonucu kahvenin ticari değeri yanısıra toplumsal önemi de ortaya çıkmıştır. İnsanlar cami yerine kahvehaneye gitmeye başlamış. Buralarda çeşitli oyunlar oynamış, günlük sorunları tartışmıştır. Bu da dini çevreleri ve yöneticileri rahatsız ettiği için, kahve içimi üzerine dönem dönem ciddi kısıtlamalar gelmiştir Kahvenin, Arap yarımadasından Osmanlı İmparatorluğuna ulaşması ise kahvenin tüm dünyaya yayılması için en önemli aşama olmuşturKahve Osmanlı İmparatorluğundaKahvenin Osmanlı İmparatorluğuna geliş tarihi kesin bilinmemekle birlikte Tarihçiler tarafından, ilk defa 1519 yılında I. Selim'in Mısır seferinden sonra İstanbula geldiği belirtilmektedir.Kahvenin gelmesi ile ilk kahvehanenin açılması arasında yaklaşık 30 yıl vardır (1551). Kahve özellikle Mısır ve İskenderiye'den Eminönüne gelmekte idiBaşlangıçta özellikle gelir düzeyi yüksek ve okuryazarlar tarafından tüketilen kahve, hızla tüm İstanbula yayılmış ve çok sayıda kahvehane açılmıştır Kahvenin toplumsal özelliği burada da ortaya çıkmıştır. Özellikle dindar çevreler kahvenin insanları biraraya getirici ve camilerden uzaklaştırıcı etkilerinden korkarak kahveyi yasaklamaya çalışmıştır Örneğin Kanuni Süleyman döneminde Şeyhülislam Ebusuud Efendi, kömür derecesinde kavrulan maddeleri içmenin haram olduğunu söyleyerek, kahveyi yasaklamıştır Bunu izleyerek III. Selim, III. Murad ve I. Ahmet dönemlerinde de (15-16. yy.) yasaklar gelmişse de bunların hepsi kısa ömürlü olmuştur. Evliya Çelebi'ye göre XVII yy.'da İstanbul'da 55 kahve dükkanı ve 300 kahve deposu vardırBu ticarette özellikle Mısır tüccarları rol almaktadır. Kahvenin aşırı tüketimi, kahve ticaret yollarındaki engeller, 17. yy'da kahvenin pahalanmasına, vergilendirilmesine ve özellikle Eminönündeki fırınlama tesislerinde Yeniçeriler tarafından kahveye nohut vb. karıştırılmasına yol açmıştır Bunun üzerine kahve kontroluna denetim getirilimiş ve Mısır Çarşısı esnafı bu görevde önemli rol almıştır 18 ve 19. yy'da ise kahve ticareti tüccarlardan, büyük şirketlere geçmiştir. Kahvenin İstanbul’daki bu yaygınlığı, bir süre sonra kahvenin Avrupa’ya geçmesine yol açmıştır.Türkiye'de kahveTürkiye'de kahve ağacı yetiştirilmesi amacı ile özellikle Akdeniz yöresinde çeşitli denemeler yapılmışsa da, bunlar başarısız olmuştur Halen kahve ağacı olan çeşitli bölgeler hatta evinde kahve ağacı olan meraklılar varsa da bunların ekonomik değeri yoktur
RÖPORTAJ
13 Ekim 2017 - 16:47
Kahve unutkanlığı azaltıp zihni açar
Şanlıurfa Kent Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Yusuf Güler Kahveci Fatih Ömer ile röportaj yaptı.
RÖPORTAJ
13 Ekim 2017 - 16:47