Özyavuz, , Balkanlardan Kafkaslar'a yardım ve şefkat elini uzatan Türkiye Cumhuriyeti devleti, kendi öz vatanında gariplik çeken mevsimlik işçi kardeşlerimize de yukarıda saydığım önemli hususlardaki düzenlemeleri yaparak sahip çıkacak güç ve kudrete sahiptir.Belediyeler, partili, partisiz, şehirlerimize ve kırsal mahallelerimize, yaşayan insanlarımızın günlük hayatlarını fark gözetmeden kolaylaştırmalıdır.Dicle Elektrik Şirketi "10/12/2018 tarihine kadar elektrik borcunu ödeyen çiftçiler yüzde 65 devlet desteğinden yararlanır, yatırmayanlar ise yüzde 55 destekten yararlanır." diye duyuru yapmış. "Yasal tefeci" olarak nitelendirilen bankalar bile, son dönemdeki yağışlardan kaynaklı pamuk ve mısır hasatının yapılamamasından dolayı çiftçinin borçlarında faizsiz vade tanırken çiftçinin bu perişan gününde boğazını sıkan, perişan eden bu şirkete birileri "Dur" demelidir.Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamına giren yörelerin süratle kalkındırılması, yatırımların gerçekleştirilmesi için plan, altyapı, ruhsat, konut, sanayi, maden, tarım, enerji, ulaştırma ve diğer hizmetleri yapmak veya yaptırmak, yöre halkının eğitim düzeyini yükseltmek için gerekli tedbirleri almak veya aldırmak, kurum veya kuruluşlar arasındaki koordinasyonu sağlamak üzere GAP İdaresi Başkanlığı kurulmuştur. "Petrol tükenir, buğday tükenmez." felsefesiyle hayata geçen Güneydoğu Anadolu Projesi, GAP cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı ve en maliyetli projesi olup bugüne kadar hazırlanan bölgesel kalkınma plan ve programları arasında en etkin olarak uygulananıdır. GAP, entegre bölgesel kalkınma yaklaşımı ve sürdürülebilir insani gelişme felsefesiyle uluslararası literatüre geçen ve marka değeri olan büyük bir projedir. GAP'ın temel hedefleri Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin sahip olduğu kaynakları değerlendirmek, yöre halkının gelir düzeyini ve yaşam kalitesini yükseltmek, bu bölgeyle diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını gidermek, kırsal alandaki verimliliği ve istihdam olanaklarını artırarak ulusal düzeyde ekonomik gelişme ve sosyal istikrar hedeflerine katkıda bulunmaktadır. İstihdamda hedef 3 milyon 800 bin kişidir. Enerji üretimine yönelik 22 baraj, 19 hidroelektrik santraliyle 1,8 milyon hektar alanda sulama yatırımlarının yapımı da planlanmıştır. Projenin enerji santrallerinin toplam kurulu gücü 7.476 megavat olup yılda 26 milyar kilovatsaat enerji üretimi öngörülmüştür.Yüzey suyuyla sulanan arazi miktarı 1,5 milyon dönüme ulaştı.Özyavuz, Seçim bölgem olan Şanlıurfa'nın yerleşim alanının bir kısmını da kapsayan Harran Ovası doğu-batı yönünde yaklaşık 30 kilometre, kuzey-güney yönünde ise 50 kilometre uzunluğa sahiptir. Bu ovada yüzey suyu sulamasından önce sadece sondaj kuyularından elde edilen yeraltı suyuyla tarım yapılabilmekteydi. Atatürk Barajı'nın suyu Şanlıurfa tünelleri vasıtasıyla ilk defa Nisan 1995 tarihinde Harran Ovası'na akıtılmış ve ilk etapta yaklaşık 30 bin hektar arazi sulanmıştır. Sulama projeleri tamamlandıkça yüzey suyuyla sulanan arazi miktarı da artmış ve günümüzde yaklaşık olarak 150 bin hektar yani 1,5 milyon dönüme ulaşmıştır. Harran Ovası'nın büyük bir kısmının 1995 yılından itibaren GAP kapsamında sulanmaya başlanması tarımsal ürün deseninde, çeşitliliğinde verim ve gelir artışına sebep olmuştur. Bunun için, devletimize, bu projede emeği geçen hükümetlerimize ve yöneticilerine başta Harran Ovası halkı, Akçakale halkı ve Türkmen şehri Şanlıurfa'm adına huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum.Mevsimlik işçilere sahip çıkılmalıdırŞanlıurfa'mızın birçok alanda sorunları mevcut olup birkaçını çözüm önerileriyle gündeme getirmek istiyorum. Bunların en önemlilerinden biri de çok yüksek istihdamı olan mevsimlik tarım işçileridir. Seçim bölgem, peygamberler şehri Şanlıurfa'nın gerek coğrafi konumu gerekse ülke ekonomisindeki yeri ve potansiyeli sebebiyle eğitim, kültür ve iş alanlarında diğer illere göre bir ölçek de olsa geridedir. Bu sebeple iş sıkıntıları yaşanmakta, devlet kurumlarında siyasi erkin baskısıyla vatandaşa gidecek olan iş olanaklarını da sınırlandırmaktadır. Bu nedenle, peygamberler şehri Şanlıurfa'mda "mevsimlik işçi" sıfatıyla yüzü güneş yanığı, elleri nasırlı, gönlü ezelden yanık kardeşlerimiz yurdumuzun çeşitli yerlerine işçi olarak gitmeye mecbur bırakılmaktadırlar. Tabiri caizse işçi kardeşlerim gittikleri bölgeleri yurt yapmış, evleri gibi görüp namus ve şerefleriyle ekmeklerini taştan çıkarmaktadırlar. Ülkemizde sayıları net olarak bilinmese de yaklaşık olarak 740 bin civarında geçici tarım işçisi bulunmaktadır. Bu sayının yaklaşık 130 bini çocuk işçilerden oluşmaktadır. Bu rakamlar bize mevsimlik işçilerin iş zamanında aile bireyleriyle birlikte yurdumuzun çeşitli bölgelerine göç ettiklerini göstermektedir. Gittikleri bölgelerde mevsim şartlarına göre sosyal yönden yaşamlarını devam ettirmek için geçici barınma ihtiyaçları, yaşam alanları, sosyal donatı ve haklar sağlık, güvenlik, dinî ihtiyaçları gibi olmazsa olmaz hayati idame için gerekli şartların devlet eliyle sağlanması şarttır. Bu konuda hâlihazırda yetkilendirilmiş kurum valilikler olsa da bu sürecin yürütülmesi için Tarım Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, tarım işverenleri ve geçici yapı yönetim şirketleri gibi yan kurum ve kuruluşlar valiliklerle eşgüdümlü çalışarak "mevsimlik işçi" olarak tabir ettiğimiz kardeşlerimize devlet eliyle sahip çıkılmalıdır. Genel olarak düşünüldüğünde işçi işveren ilişkisi olarak değerlendirecek basit bir konu olarak görülebilir fakat ülkemizde evlerinden ve yurtlarından uzakta iyileştirilememiş, hâliyle yaşam kalitesi standartları altında 1 milyona yakın mevsimlik işçi vardır ve bunların sorunlarının çözülmesi gereklidir. Bu yapı kontrol edilmezse ekonomi adına kayıp iş gücü ve kazanç demektir. Çalıştıkları alanlarda eğitim almaları ve iş kalitesinin artması planlanmazsa verimi düşen tarım ülke ekonomisine çok büyük bir zarar demektir. Aileleriyle mevsimsel işçi olarak çalışmak zorunda kalan geleceğimizin teminatı çocuklarımız eğitimlerinden geri kalmakta, bu durum hem bu çocuklarımıza hem de geleceğimize büyük bir kötülüktür. Yine, kontrolsüz ve sağlıksız yaşam alanları olması, mevsimlik işçilerimizin iş gücü sebebiyle oluşabilecek hastalıklara ve bulaşıcı hastalıklara yol açarak yaşamlarını riske atmaktadır. Bu bağlamda kontrolsüz olarak faaliyet yapan iş gücü çalışanları devletin destek ve himayesini çalıştıkları bölgelerde başta barınma, elektrik, su ve kişisel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri donatıları olarak görmezlerse devletimizle olan gönül bağları zarar görebilir. Ülkemizin siyasi alanının karmakarışık olduğunu düşündüğümüzde de bu işçi kardeşlerimizin sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulması gereklidir. Özünde mevsimlik işçi olarak tanımlanan bu kardeşlerimiz devletine ve milletine bağlı, emeği için mücadele eden, farklı unsurlardan uzak kıymetli vatandaşlarımızdır. Sayıları itibarıyla büyük bir ekonomik hareket, yurt içi göç hareketi ve sermaye yapısıdır. Afrika'dan Orta Doğu ülkelerine, Balkanlardan Kafkaslar'a yardım ve şefkat elini uzatan Türkiye Cumhuriyeti devleti, kendi öz vatanında gariplik çeken mevsimlik işçi kardeşlerimize de yukarıda saydığım önemli hususlardaki düzenlemeleri yaparak sahip çıkacak güç ve kudrete sahiptir.Şanlıurfa’da elektrik kesintileri sıkıntı yaratmaktadır.Özyavuz, Şanlıurfa'da yaşanan elektrik kesintileri her kesimden vatandaşımıza sıkıntı yaşatmaktadır. Enerji dağıtım kurumları özelleştirilip devlet uhdesinden ayrıldıktan sonra ihaleyi alan şirketlerin tutumu vatandaşlarımızı devlete karşı kışkırtmakta ve düşman hâline getirmektedir. Dicle Elektrik Şirketi "10/12/2018 tarihine kadar elektrik borcunu ödeyen çiftçiler yüzde 65 devlet desteğinden yararlanır, yatırmayanlar ise yüzde 55 destekten yararlanır." diye duyuru yapmış. "Yasal tefeci" olarak nitelendirilen bankalar bile, son dönemdeki yağışlardan kaynaklı pamuk ve mısır hasatının yapılamamasından dolayı çiftçinin borçlarında faizsiz vade tanırken çiftçinin bu perişan gününde boğazını sıkan, perişan eden bu şirkete birileri "Dur" demelidir. En erken 28/02/2019 tarihine kadar çiftçiye süre tanınmalı ve bu şirkete "Dur" demek için de Enerji Bakanlığı ve dolayısıyla Hükûmete de çağrı yapmak istiyorum: Bu şirkete "Dur" demek için ne bekliyorsunuz? Çiftçimizi TEDAŞ'ın elinden hep birlikte kurtaralım. Bu bağlamda, Enerji Bakanlığının bu şirketleri uyarması ve insanlarımızın bu konudaki mağduriyetlerini önlemesi gerekmektedir. Vatandaşlarımızın yararına olacaksa, enerji özelleştirme ihale sözleşmelerinin yeniden gözden geçirilip ve gerekiyorsa feshi konusunda incelenmesini talep ediyor ve öneriyorum.Sulama Birliklerinde çalışan personeller bir statüyü kavuşturulmadı.Özyavuz, Şanlıurfa'mızın altyapı sorunları hâlen mevcut, devam ediyor. Belediyelerin bu konuda daha akılcı ve adil davranması sonucu çözülecek sorunlardır. Belediyeler, partili, partisiz, şehirlerimize ve kırsal mahallelerimize, yaşayan insanlarımızın günlük hayatlarını fark gözetmeden kolaylaştırmalıdır. Yıllardan beri her türlü vaatlere rağmen Akçakale-Harran, Ceylanpınar-Pekmezli Akçakale, Harran Şuayip Şehri-Halfeti, Halfeti-Birecik, Viranşehir-Ceylanpınar yolları ve kavşakları hâlen yapılamamıştır. Bu sorunların en kısa zamanda çözülmesi gereklidir; bu konuda Şanlıurfa Belediyesi ile Karayolları Bölge Müdürlüğü arasında bir koordinasyon kurulmalıdır. Sulama birlikleri kapatılıp DSİ Bölge Müdürlüğüne devredildi fakat birliklerde çalışan personel hâlen bir statüye kavuşturulamadı. Bu kardeşlerimizin sorunlarının bir an önce çözülmesi ve yetkililerin devreye girmesi gereklidir. Tarım Komisyonundaki Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlarımızın bütün direnmelerine rağmen, Cumhurbaşkanını yanlış bilgilendirdiniz ve birlikleri kapattınız. "Çiftçi yararına kapatıldı." dediniz ama önceden dönüme 40 kuruş ödeyen çiftçi bu yıl 85 kuruş ödemektedir. Bir yılda ne değişti de yüzde 100'ün üzerinde fark aldınız? Sulama birliklerini kapatmak bana göre bir hataydı. Denetleyemediğimiz her kurumu kapatmaya kalkarsak Türkiye'de kurum kalmaz. Kamu kurum ve kuruluşlarındaki personel açığını gidermek için başlattığınız TYP projesi kapsamındaki işçilerimiz de sizlerden düzenlemeler beklemektedir. bu ülke bizim, bu vatan topraklarında yaşayan insanların tümü bizim ve her türlü hizmeti hak ettiklerine inanıyorum. Dedi.
SİYASET
18 Aralık 2018 - 18:08
Güncelleme: 18 Aralık 2018 - 18:14
Özyavuz ;Şanlıurfa'nın çözülmeyen sorunlarını Meclise taşıdı
MHP Grubu Adına Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Özyavuz Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmekte olan 2019 yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanun Teklifi kapsamında Şanlıurfa’nın sorunlarını dile getirdi.
SİYASET
18 Aralık 2018 - 18:08
Güncelleme: 18 Aralık 2018 - 18:14