Al, Türkiye’de Metropol dediğimiz İstanbul gibi bir yerde, çarpık kentleşmenin yoğun olduğu bir bölgede Şanlıurfa’nın daha geri adımlarla gelmesi olağan bir durumdur.Şanlıurfa bu konuda biraz daha hassas bir şehirdir, gerek Göbekli tepe’ye sahip olmamız, M.Ö 12 bin yıl öncesine dayanan ilk yerleşim yeri olarak gelmesi de bizim farklı olduğumuzu zaten göstermektedir. Günümüz de bu planlar yapılırken, biz birbiriyle bağlantılı planlar yapamadığımızdan dolayı bu kadar aksayabiliyoruz.Küçük bir yağışta dahi Şanlıurfa’da suların gölet haline geldiğini görebiliyoruz. Bu durum bizim için aslında kendi bütçemizle yaptığımız bir zarardır, yapılaşma olmadan önce o bölgenin öncelikle planının yapılması lazım. Bölgesel anlamda çözümlemeler bütünleşir mi? Bunu yapabilmek için profesyonel olmak lazım ama maalesef biz bu konuda baya eksiğiz.Şanlıurfa’da Eyyübiye bölgesi dediğimiz alan daha çok tescilli yapıların olduğu, daha çok eski yapılaşmanın olduğu bir bölge, biz oraya dikey yapılaşmanın olduğu şeyler yapamayız. O bölge için yapacağımız planlar oranın morfolojisini bozmayacak şekilde olmalıyken yeni yapılaşmanın Karaköprü bölgesi için lüks alanlar oluşturabiliriz, bunu Avrupa ülkelerini örnek alarak yapabiliriz.SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?Şehir Plancısı Meryem AL Selçuklu Üniversitesi 2016 mezunuyum. Özel piyasayla başladım ve özel piyasayla devam ediyorum, 3 yıldır bu sektörün içerisindeyim. Mers - Al Planlama adı altında kendi ofisim var. Bu süre zarfında Harran Üniversitesi Harita Mühendisliğine başladım, bu da mesleğimi daha ileriye götüreceğini düşündüğüm için başladığım bir seçimdi.ŞEHİR PLANLAMA NEDİR?Şehir Planlama; Bir şehrin yapısal olarak düzenli bir şekilde gelişimini sağlamaktır. Bunu teknik, kültürel ve sosyal alanda yapabiliyoruz. Bir nevi şehir planlama derken buranın çevre düzeni ile olan bağını kuruyoruz, teknik olarak alt yapı sistemlerine bakıyoruz, kültürel anlamda oranın yaşam koşullarına göre değerlendirilmesi olarak planlıyoruz. Sosyal yapı olarak o bölgede geçmişten günümüze kadar gelen yaşam şekillerine göre bir adım ötesini görebilme olarak değerlendiriyoruz.ŞEHİR PLANLARI AVRUPA, TÜRKİYE VE ŞANLIURFA’DA NASIL İLERLİYOR?Türkiye’de şehirleşme hızlı bir şekilde gerçekleşiyor, bunu üst ölçek ve alt ölçek olarak etaplı bir şekilde açıklayabiliriz. Avrupa ülkelerinde Roma imparatorluğu döneminde şehirleşmeyle birlikte onlar biraz bizden önde giderek yapılaşma olmuştur. Türkiye’de İslamiyet’in geç tarihler de değerlendirilmesiyle biz de yapılaşma şartıyla Avrupa’da yapılaşma koşulları aynı olmaz. Biz bu durumu Şanlıurfa’ya uyarladığımız zaman Türkiye’de Metropol dediğimiz İstanbul gibi bir yerde, çarpık kentleşmenin yoğun olduğu bir bölgede Şanlıurfa’nın daha geri adımlarla gelmesi olağan bir durumdur. Türkiye’yi bu konuda Avrupa ülkeleriyle kıyaslamak aslında yanlış durumdur. Hızlı bir şekilde yapılaşmanın olduğu planlı, programlı bir şekilde ilerleme olmadığı zaman o bölgede her zaman sorun çıkacağını biliyoruz, bu toplumsal ve sosyal alanda da bir takım sıkıntılar çıkarabilir. Şanlıurfa’da tescilli yapıların yoğunlukta olmasından ötürü buradaki planlarla, Türkiye’de ya da Avrupa’da uygulanan planlar birbirinden bağımsız bir şekilde ilerler, planlama derken bizim etaplı bir şekilde ilerlememizden dolayı sorunlar çıkmaktadır. Bir bölgede eğer bir plan yapılacaksa oranın geçmişiyle bağlantılı bir şekilde bir adım ötesi görülmelidir, biz bu konuda biraz eksiğiz diye düşünüyorum. Etaplı bir şekilde bir yere yeni bir plan yapılacağı zaman öncesinden kentin geçmişten gelen bir bağlantının olması lazım. Şanlıurfa bu konuda biraz daha hassas bir şehirdir, gerek Göbekli tepe’ye sahip olmamız, M.Ö 12 bin yıl öncesine dayanan ilk yerleşim yeri olarak gelmesi de bizim farklı olduğumuzu zaten göstermektedir. Günümüz de bu planlar yapılırken, biz birbiriyle bağlantılı planlar yapamadığımızdan dolayı bu kadar aksayabiliyoruz. Örnek verecek olursak; teknik anlam da bir yerde ulaşım planı olmadan açılan her bölge için ayrı ayrı plan yapılırsa bu akslar birbiriyle bağlantılı olmaz. Şanlıurfa’da maalesef günümüz de halen metropolitan bir ulaşım master planı yok, Büyükşehir dediğimiz bir yerde bunların olmaması çok büyük bir eksiklik olarak görülmektedir.AVRUPA’DA ÖNCE ALTYAPI BELİRLENİP SONRA İMARA AÇILIYOR FAKAT TÜRKİYE’DE TAM TERSİ BU KONUDA NELER SÖYLEYECEKSİNİZ?Avrupa’da altyapı önceden belirleniyor sonra imara açılıyor ama biz Türkiye’de önce imara açıyoruz sonra altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz, imara açılan bir yerin altyapısı eksik olunca zaten geleceğe yönelik bir plan olarak ilerlemez. Bu durumun eksik olmasıyla zaten bizim günümüz de olan jeolojik etüdün yapılmaması, altyapı şartlarının belirlenmemesinden dolayı biz çok büyük felaketlere yol açabildik. Örneğin, 1998 yılında İstanbul depremi yerle bir etti, bu da bizim eksiğimiz can kaybı başta olmak üzere her türlü zararı aslında bizler yaşıyoruz. Bence Avrupa ülkelerini örnek alacaksak, bu konuda almamız lazım, alt yapı belirlenmeden üste yapılacak tüm fonksiyonlar aslında bizim geleceğimizi tehdit eden durumlardır, biz günümüz şartları için bunu değerlendirmemeliyiz. İleri ki zaman için düşünürsek çocuklarımızın, torunlarımızın bu zorlukları yaşamaması için, sağlam temellerin oluşması için öncelikle bizim altyapımızı belirlememiz lazım. Türkiye genelinde sel baskınının olduğu alanlar çok fazla bu durumu Şanlıurfa için uyarlamak belki çok doğru değildir ama küçük bir yağışta dahi Şanlıurfa’da suların gölet haline geldiğini görebiliyoruz. Bu durum bizim için aslında kendi bütçemizle yaptığımız bir zarardır, yapılaşma olmadan önce o bölgenin öncelikle planının yapılması lazım. Bölgesel anlamda çözümlemeler bütünleşir mi? Bunu yapabilmek için profesyonel olmak lazım ama maalesef biz bu konuda baya eksiğiz. Üst ölçekten alt ölçeğe gelecek şekilde bizim program yapmamız lazım, Şanlıurfa’da Eyyübiye bölgesi dediğimiz alan daha çok tescilli yapıların olduğu, daha çok eski yapılaşmanın olduğu bir bölge, biz oraya dikey yapılaşmanın olduğu şeyler yapamayız. O bölge için yapacağımız planlar oranın morfolojisini bozmayacak şekilde olmalıyken yeni yapılaşmanın Karaköprü bölgesi için lüks alanlar oluşturabiliriz, bunu Avrupa ülkelerini örnek alarak yapabiliriz. Biz plan yaparken biraz daha sosyal, kültürel alanların fazla olması taraftarıyız. Biz plancıların en büyük eksiği de aslında buradan geliyor, bir yerde nüfus yoğunluğunu belirleyebilmek için onun sosyal, kültürel alanlara göre değerlendirmemiz lazım.ŞANLIURFA’NIN TURİZMİNE KATKI SAĞLAMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?Şanlıurfa zaten turizm için potansiyel bir bölgedir, gerek Balıklıgöl gerek Eyyüp Peygamber Sabır Makamı gerek Harran evlerimiz gerek Halfeti bölgemiz ve daha sayamadığımız nice bölgelerimiz var. Bu konuda 2019 yılının Göbeklitepe yılı ilan edilmesiyle ulaşım asklarıyla ve yapılacak çalışmalarla biz bu potansiyeli yükseltebiliriz. Bunu da belediyecilik anlamında bir proje yaparken plancılara danışarak ilerletilmesi lazım. Bir yerin gerçekten gelişmesini istiyorsak oraya yatırımcıların çekilmesi lazım. 2019 yılı Göbeklitepe yılı ilan edildi ve gerçekten turist çekebilecek potansiyele sahip bir alan olarak belirlendi. Fakat her hangi bir çalışma yapılmadı ya da yapıldı ama biz yeterli olduğunu düşünmüyoruz, bunun üzerine yapacağımız çalışmalar da aslında Şanlıurfa’nın da turist potansiyelini daha da yükseltecek bir konumdadır. BİZE ZAMAN AYIRDĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. Ben teşekkür ederim bize bu imkân tanıdığınız için.
RÖPORTAJ
14 Mayıs 2019 - 19:04
Şanlıurfa hassas bir şehirdir
Şanlıurfa Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Kamil Güler Şehir Plancısı Meryem AL ile röportaj yaptı.
RÖPORTAJ
14 Mayıs 2019 - 19:04