Yürüyen; , kendimi bildim bileli edebiyat ve sanatla uğraşan bir insanım, bir yerden sonra ekonomik buhran yaşayınca bu işi ekonomik kazanma boyutuna çevireyim dedim.2 milyon insanın yaşadığı bir yerde bu kadar az kitapçının olması ve bu kadar az okunma olması bence çok utanç verici bir şey.."Kültürün yaşandığı ve medeniyetin başlangıcı olan Şanlıurfa bence en çok okuması gereken toplumdur. Fakat tuhaf bir şekilde toplum okumaktan uzak duruyor"Sizi tanıyabilirmiyiz?Şanlıurfalıyım . Şanlıurfalı Girne havacılık ve uzay birimi bölümü öğrencisiyim. Yaz sezonlarında Urfa’da kitapçılık yapıyorum. Eğlenceli zevkli bir iş çünkü kitaplarla ve insanlarla uğraştığım bir iş. Nasıl ve ne zaman başladınız ?Yaz sezonlarında hem halkın kitap okuma alışkınlığını arttırmak hem de harçlığını çıkartmak için gece saatlerinde vosvos arabasının üzerinde kitap satışı yapıyorum.. Genç öğrenci okul sonrası Şanlıurfa sokaklarında araba ile kitapları halka sunuyorum. ‘Kendimi bildim bileli edebiyat ve sanatla uğraşıyorum.Ekonomik sorunlar yaşayınca bu işi kazanç boyutuna çevirdim. Şanlıurfa’nın kitap okuma alışkanlığı yok."Kültürün yaşandığı ve medeniyetin başlangıcı olan Şanlıurfa bence en çok okuması gereken toplumdur. Fakat tuhaf bir şekilde toplum okumaktan uzak duruyor" Kitapçılık meraktan ziyademi yoksa ticaret için mi yapıyorsunuz?Hayır, kendimi bildim bileli edebiyat ve sanatla uğraşan bir insanım, bir yerden sonra ekonomik buhran yaşayınca bu işi ekonomik kazanma boyutuna çevireyim dedim. Bu işi seviyorum sevdiğim bir iş en azından hayatımı da sürdürebildiğim bir iştir böyle de devam etti ama asıl sevdiğim için yapıyorum. Başlama amacım insanlara kitapçılığı tanıtmak, nasıl kitap okunacağını aşılamak ya da kitapların nasıl sergilendiğini öğretmek amacıyla yaptım. Şanlıurfa’da kitaplar dükkânlar da vs. olur ama vosvos araba üzerinde siz ilksiniz nasıl bir duygu?Güzel, insanlar ilgi gösteriyorlar, fotoğraf çekiniyorlar almıyorlar ama olsun yine de kitap sohbeti yapan insanlar var o da güzel bir şey.Urfa’da Özellikle Öğrenci Kesimin İlgisi Çok Oluyor Mu?Hayır, bu da utanç bir şey bence Şanlıurfa’da 2 milyon insanın yaşadığı bir yerde bu kadar az kitapçının olması ve bu kadar az okunma olması bence çok utanç verici bir şey. Bence kültürün yaşandığı, medeniyetin başladığı bir yerdir Şanlıurfa bence en çok okunması gereken toplumdur ama toplum tuhaf bir şekilde uzak duruyorlar bu işten. Zor bir şey değil hatta neden okumaları gerekir diyecek olursak ta çevreyle ilgili sorunları, kendimizle ilgili sorunları, hayat ile ilgili bütün sorunları çözmek için sadece okumalıyız başka hiçbir şey yapmamıza gerek yok. Çok mutlu insanlar haline gelebiliriz, hiçbir sorunumuz kalmaz aslında.Okumaya Teşvik Edebilmek İçin Neler Söylemeliyiz?Pek diyecek bir şey yok okuyun, dediğim gibi hayata dair her türlü derdiniz sorununuz varsa okuyabilirsiniz. Çünkü çok güzel bir sanal dünya var arada, hayali bir dünya var ve onun için de yaşama şansınız var ve ücretsiz, bedelsiz oluyor bu, o dünyanın içine girmek ücretsiz sadece kitabı alırken bir ücret ödüyorsunuz o hayalin içinde yaşamak ücretsiz bir şey. Bize zaman ayırdığınız için Teşekkür ederim. Ben teşekkür ederim. Toplum olarak aslında pek fazla okumaya eğilimli değiliz. Her seferinde okumaktan kaçar, sıkılırız. Bir romanı okumak yerine, filmi çıksın izleyelim deriz. Bir nevi daha kolay gelir bize. Çoğu zamanda kitap okumayı vakit kaybı olarak nitelendirirler. Fakat okunan yazı ile, izlenen film arasında dağlar kadar fark vardır.Kitapları okuduğunuz zaman siz kafanızda bir obje yaratırsınız. Okurken, kendiliğinden zihninizde canlanır , okudukça şekillendirirsiniz. Adeta beyninizde filme dönüştürürsünüz onları. O şekilde hareket verir, orda konuşturursunuz karakterleri. Fakat filmde size bambaşka karakterler, bambaşka yüzler sunarlar. Siz de onları kabullenmek zorunda kalırsınız.Peki nasıl okuma alışkanlığı kazanılır?
Aslında küçük yaştan itibaren başlanması gerekir. Ağaç yaş iken eğilir tabiri tam bu noktada söylenebilir. Öncelikle kişinin ilgi duyacağı, kısa yazılar olmalıdır. Örneğin; arabaları çok seven bir kişi, öncelikle araba resimlerinin olduğu kitap, dergilerden başlayabilir. Daha sonra yine arabaların konu aldığı küçük hikayeler, yazılarla devam edebilir. Bir süre sonra kendi isteği yönünde birkaç kitap okuduğunda aslında farkında olmadan bu alışkanlığı kazanmış olur. Ardından araba ile başlayan okuma faslı, gemilerle, sonra bitkiler, insanlar olarak dallara ayrılır. Her okuduğu bilgide yeni bilgiler edinir ve meraklanır. Bir kitabın içerisinde geçen bir cümle, onu bambaşka yerlere götürebilir. Araştırma eğilimine girer. Böylelikle aslında, bilgi bilgiyi doğurmuş olur.Daha sonra tavsiyeler işin içine girer. İnsanlar başkalarının övdüğü şeyleri daha çok merak eder. Hepimiz, etrafımızdaki insanların bir kitabı çok dillendirmesinden ve bizim onu merak etmemizden dolayı okumuştur. Aynı şekilde filmler de öyledir. Sürekli gündemde tutulan filmler, ‘Aa bu film çok iyiymiş, görsel efektleri süpermiş’ diye söylenmesinden ve bir nevi reklamının iyi yapılmasından dolayı insan zihninde istemsiz bir şekilde merak uyandırır. Kitaplar da bu şekildedir. Çevrenizde size bir kitabı okumanızı öneren insanlar var ve size o kitabı övüyor ise siz de okumak istersiniz. Bu sebeple kitap okuma alışkanlığı bu şekilde de tetiklenebilir.Kitap okumaktan ya da uzun yazıları okumaktan korkmamak gerekir. Öyle bir alışkanlık haline geldik ki, bir yazıyı okumaya başlamadan ilk önce yazının uzunluğuna bakıyoruz. Eğer uzun ise ‘Amaaan boşver kim okuyacak şimdi bunu, özeti yok mu bunun’ diyoruz. Çağa ayak uyduralım derken, çağın gerisinde kalıyoruz aslında.O yüzden her daim yanımızda bir kitap olmalı, okumalıyız. Bilgisayar ortamından okuduğunuz yazılar ile, elinizdeki kitaptan okuduğunuz yazılar arasında fark vardır. İkisinden de ayrı zevkler alırsınız. Ön yargılarınızı yıkıp elinize kitap almalı ve önce sevmelisiniz. Kitabın kalınlığı gözünüzü korkutmamalı, ya da kim okuyacak bu kadar sayfayı diyerek içinizden geçirmemelisiniz. Bunu başardığınızda, siz de okumayı sevecek ve okuma alışkanlığı kazanacaksınız.
Aslında küçük yaştan itibaren başlanması gerekir. Ağaç yaş iken eğilir tabiri tam bu noktada söylenebilir. Öncelikle kişinin ilgi duyacağı, kısa yazılar olmalıdır. Örneğin; arabaları çok seven bir kişi, öncelikle araba resimlerinin olduğu kitap, dergilerden başlayabilir. Daha sonra yine arabaların konu aldığı küçük hikayeler, yazılarla devam edebilir. Bir süre sonra kendi isteği yönünde birkaç kitap okuduğunda aslında farkında olmadan bu alışkanlığı kazanmış olur. Ardından araba ile başlayan okuma faslı, gemilerle, sonra bitkiler, insanlar olarak dallara ayrılır. Her okuduğu bilgide yeni bilgiler edinir ve meraklanır. Bir kitabın içerisinde geçen bir cümle, onu bambaşka yerlere götürebilir. Araştırma eğilimine girer. Böylelikle aslında, bilgi bilgiyi doğurmuş olur.Daha sonra tavsiyeler işin içine girer. İnsanlar başkalarının övdüğü şeyleri daha çok merak eder. Hepimiz, etrafımızdaki insanların bir kitabı çok dillendirmesinden ve bizim onu merak etmemizden dolayı okumuştur. Aynı şekilde filmler de öyledir. Sürekli gündemde tutulan filmler, ‘Aa bu film çok iyiymiş, görsel efektleri süpermiş’ diye söylenmesinden ve bir nevi reklamının iyi yapılmasından dolayı insan zihninde istemsiz bir şekilde merak uyandırır. Kitaplar da bu şekildedir. Çevrenizde size bir kitabı okumanızı öneren insanlar var ve size o kitabı övüyor ise siz de okumak istersiniz. Bu sebeple kitap okuma alışkanlığı bu şekilde de tetiklenebilir.Kitap okumaktan ya da uzun yazıları okumaktan korkmamak gerekir. Öyle bir alışkanlık haline geldik ki, bir yazıyı okumaya başlamadan ilk önce yazının uzunluğuna bakıyoruz. Eğer uzun ise ‘Amaaan boşver kim okuyacak şimdi bunu, özeti yok mu bunun’ diyoruz. Çağa ayak uyduralım derken, çağın gerisinde kalıyoruz aslında.O yüzden her daim yanımızda bir kitap olmalı, okumalıyız. Bilgisayar ortamından okuduğunuz yazılar ile, elinizdeki kitaptan okuduğunuz yazılar arasında fark vardır. İkisinden de ayrı zevkler alırsınız. Ön yargılarınızı yıkıp elinize kitap almalı ve önce sevmelisiniz. Kitabın kalınlığı gözünüzü korkutmamalı, ya da kim okuyacak bu kadar sayfayı diyerek içinizden geçirmemelisiniz. Bunu başardığınızda, siz de okumayı sevecek ve okuma alışkanlığı kazanacaksınız.