Eğitim, sağlık, can, mal, ırz emniyeti, adalet ve eşitlik gibi her bireyin doğuştan gelen haklarını korumak devletin görevidir. Elbette bu görevleri yerine getiren devlete karşı vatandaşın da vergi ve askerlik yanında daha birçok sosyal, kültürel ve ekonomik görevleri vardır. Hükümetimiz. Kamu kurumlarındaki şeffaflıktan tutun da hukuk, eğitim ve sağlıkta yapılan çalışmalar, dış politikadaki vizyon ve misyon değişimi ülkemiz açısından fevkalade önemlidir.
Özellikle bireye hizmet eden temel sağlık hizmetinde “Hekim Seçme Hakkı” hem vatandaşımız hem de hekimlerimiz açısından olumlu neticeler doğurmuştur. İnsanımız her gittiği doktordan farklı ilaçlarla ve bir poşet hapla eczaneden evine dönüyordu. Nihayet bu ilaç yazdırma hastalığından sistem gereği kurtulduk.
Ancak eğitimde benzer sıkıntılar çözüme ulaşmadı. Ana sınıflarından sonraki ilköğretim birinci basamağında tıpkı hastanelerde önceki yıllarda çekilen hekim problemi gibi eğitimde öğretmen problemine el atılmadı. Birinci sınıfa çocuğunu kayıt yaptıracak kişi önceden mahalle muhtarından işi hallediyordu. Kara köprü veya Akabe Mahallesinde bir aile çocuğunu Şehrin merkezinde ün yapmış okullarına kayıt yaptırıyordu. Öyle oldu ki Şanlıurfa’da esen tepe ve Yenişehir’de ilköğretim okullarının önünde servisten geçilmez oldu. Bakanlık buna çözüm olsun diye adrese dayalı kayıt sistemi geliştirdi. Ancak e-okul sisteminde adrese dayalı kayıt yapılsa da Ağustos ve Eylül aylarında nüfus dairelerimiz adres değiştirme kuyruğunda bekleyen vatandaşlarla doldu. Bu nasıl oluyor? Velinin kayıt yaptırmak istediği okul, adresine uymuyorsa öğrencisini yazdıracağı mahalde ya bir ev kiralıyor emlâk komisyoncusuna para ödüyor veya masrafına katlanıp elektrik, su abonesi oluyor. Akabinde adresini değiştiren aile, emniyete haber veriyor. Sırada polis kontrolü var ve vatandaşımız nöbet tutar gibi görevli memurun gelmesini bekliyor. Kişi belirtilen adreste yoksa sahtekârlıktan cezayı yiyor. Tabi çocuğunun eğitimi için adres değiştirme olayı dürüstlükle ne kadar bağdaşır sa? Küçük yaşta bu çocuklara her sabah “Doğruyum, çalışkanım…” andını okuturken okul önünde bekleyen servislere ve nüfus aktarma operasyonuyla nasıl bağdaştırıyoruz?
Aslında çok kolaydır. Sağlık sisteminde olduğu gibi Öğretmene performansına göre ücret ödenmelidir. Yönetici olma şartları da değiştirilmeli ve sadece öğretmenleri yazılı imtihan etmekle değil sosyal aktivitesi, toplumla kaynaşması, ahlakı, sabrı, güvenilirliği gibi ölçütler de dikkate alınmalıdır. Aynı okulda aynı sınıfın başka şubelerini okutan sınıf öğretmenlerinden birine bakıyorsun yirmi öğrenci zoraki kayıt yaptırmış ötekine kırk öğrenci müracaat etmiş. Okul idaresi işin içinden çıkamıyor ve kura usulüne başvuruyor. Yenişehir ilköğretim okulunda olduğu gibi idare heyet kurarak tüm birinci sınıfları kura ya tabi tutarak sınıfları belirledi. Arkasından veliler tedirgin, istediği öğretmene yazdırmak için torpil aramaya başlıyor. Hiç hoş olmayan bu hengâmeden okulları bir an önce kurtarmak gerek. Veli hem ilköğretimde hem de orta öğretimde sene başında ÖĞRETMEN SEÇME HAKKINI kullanmalıdır. Tercih edilmeyen eğitimci eminim kendisine çeki düzen verecektir. Artık çalışanla çalışmayan, ayırt edilmelidir. Temennisiyle Yeni eğitim ve öğretim yılının tüm halkımıza ve Şanlıurfa’mıza hayırlı olsun.
saygılarımla