Kahve dünyasının içerisinde yan yana oturmuş bir vaziyette iken senin gülüşlerini izliyordum. Yan yana oturmayı tercih ettim. Karşı karşıya oturursak; bizi görenler düşman zannederler diye. Tebessüm ederken yüzünde oluşan gamzeni hala unutamıyorum. Bana attığın bir gülüş dünyalara bedeldi. Sonra bu güzel ortamda bana tavsiye ettiğin kahveyi; menengiç kahvesini garsona sipariş ettim. Kendime kahve kültürü oluşturmadım. Hayatım sürekli çay içmekle geçti, sen hayatıma girene kadar. Sabah akşam içtiğim çayların haddi hesabı yoktu. Çayla yatıp, çayla kalkıyordum. Gittiğim cafelerde sürekli çay istiyordum, sen hayatıma anlam katana kadar. Senden sonra gittiğim cafelerin çayları soğuk gelmeye başladı. O zamandan beri menengiç kahvesi içmeye başladım. Soğuk çay getiren işletmecilerden artık menengiç kahvesi getirmelerini istiyordum. Her menengiç kahvesi sen kokuyordun ve seni her anışımda menengiç kahvesi içiyordum.
Garson menengiç kahvesini getirdi. O anı asla unutamam. İlk defa tadına varacağım bir şeyi aklıma; ‘anı’ diye yazarım. Önümde garsonun getirdiği menengiç kahvesi, yanında sigaram ve diğer yanımda senin gülücüklerin… ‘Hadi iç diyordun, çok hoşuna gidecek.’Fincanı alıp, ilk yudumu aldığım zaman yüzümde oluşan o anlamsız bakışın resmini çektin. Hala o resme bakıp seni anıyorum. İlk kahve yudumundan ve ortamın romantik olmasından dolayı üzerime bir ağırlık çöktü. Sigara paketimden bir dal alıp yandırıverdim. İlk dumanı alışımdan sonra akciğerlerime dolan sigara dumanı burnumdan çıkarken, benden bir tane sigara istedin. Şaşkınlıklar içerisinde sana bakıyordum. Ne yapacağımı bilemeden refleksle; ‘içme!’ dedim. O an aklım maziye doğru bir yolculuk içerisinde kendini buldu. Benim de ilk sigaraya başladığım zaman aklıma geldi. Tek tek içmekten, paket taşımaya kadar hatta günde iki paket içmeye kadar gitti. İçmeni istemiyordum. Seninde alışkanlık haline getirip, sigara tiryakisi olmanı istemiyordum. O an bana o kadar baskı uyguladın ki; sana hayır demeye kıyamadım ve sigara paketinin içerisinden bir tanesini sana uzattım.
Kahvelerimiz bitmişti. Menengiç kahvesinin ağzımda bıraktığı enfes tat, dilimin her yanında kendisini belli ettiriyordu. Sigaranı yandırdın ve seni sigara içerken izlemeye başladım. Aldığın her nefeste, canımdan can gidiyordu. ‘İçme! İçme!’ diye haykırmak istiyordum. Belli bir süreden sonra seni izlemek hoşuma gitti. Sigara dumanının gözlerini yakmasıyla açılıp kapanan gözlerin; dünyaya gözlerini yeni açmış bir bebeği andırıyordu. Sigaranı içmeye devam ederken, bir tane sigara daha yaktım. Sigaramdan aldığım her nefeste sana bakıyordum ve sana bakmaya doyamıyordum.