İnsanlar iyi ki de farklı düşünüyorlar yoksa bu dünya çekilmez bir hal alırdı. İnsan doğarken ağlardı, yaşarken anlardı, gözlerini hayata kapatırken de; ahlarla vah’larla kapatırdı.
Hayat kısa ve anlamsız gibi gelir insan boşluğa düştüğü zaman, ama anlamazdı ki yalnızlığının çaresini ailesi ile giderebileceğini. İnsan bazı şeyleri kaybedince değerini anlayabiliyor. Yalnızlığını bitirebileceğini ve kalabalık bir ortamda yapayalnız kalabileceğini…
Söz, kim ki insanda değer kazanabilsin!
Sözün insana değer katabilmesi için iyi bir izlenim bırakmasının yanında kişinin onu yaşayabilmesi ve aynı zamanda tecrübe edebilmesi gerekir. Bu söz güzelmiş demesinin sebebi; tecrübenin karşılığında kalbinden diline yansıyan kelimelerin ağzından dünyaya dökülmesidir. Her söz, ağızdan çıkar ama dış dünyada vücuda gelebilmesi için tecrübe edinilmesi şartı aranır.
Ağza alınmayacak kelimeler sarf etmek; kişinin doğal ortamdan sıyrılıp, kendi dünyasında öfkesine yenik düşmesinden kaynaklanarak dilin kalbine tercüman olmasıdır. Sinir krizlerine girip etrafa savrulan yakışı kalmayan sözler, dış dünyada vücut bulup tekrar kişinin kendisine dönmesiyle toplum tarafından hor görülen bir kişi haline gelmesine sebep olmaktadır. Burada önemli olan; kişinin sarf ettiği sözlerin yerine onu o ortamda öfke nöbetlerine sokan, kişinin davranışlarına bakarak iki taraf arasındaki düşünce farklılıklarının dış dünyada nasıl bir hal alması ve sözlerinin keskin bir kılıç olduğuna şahit olmasıdır.
Düşünce yapımızın bir olmasına gerek yok! Her insanın düşünceleri farklı olsun ki, doğru olanı bulana kadar çalışalım ve en doğrusunu yapmaya karar verelim.
İnsanların birbirinden farklı kılan şeyin etnik, ırk, din, dil olmasından değil düşüncelerinin farklı olmasından dolayı sevelim ve sevilelim.
İnsanları birbirinden ayırırken kullanılacak en önemli etken; düşünce tarzlarının farklı olmasıdır. Ne kadar farklı düşünce sahibi insan ile oturup konuşabiliyorsak ve onlara karşı düşüncelerini dile getirirken iyi bir dinleyici olabiliyorsak; o kadar çok insanızdır! Bizim düşüncemizin doğru olduğuna inandığımız sürece kaybetmişiz demektir. Düşünceler paylaşılınca ve diğer düşünceler ile kaynaşınca yeni düşüncelerimiz ortaya çıkacaktır.