Sandığa Giderken Ülkemizi yönetecek siyasi kadroları belirlemek üzere 1 Kasım 2015 Pazar günü “sandık başında” olacağız…
Bakınız sandığa gideceğiz demiyorum, özellikle sandık başında olacağız diyorum. Çünkü, vatandaşlık görevimiz gereği oyumuzu kullandıktan sonra gelip evde yatmak yerine, oy kullanmaya gidemeyen komşularımızı, akrabalarımızı, tanıdıklarımızı ve mahallelimizi kendimiz sandık başına götürüp “o helal elleriyle” mührü vurmalarını sağlamalıyız. Akşama kadar sandıkları gezdikten sonra akşam sandıklar açılırken oy kullandığımız sandığın sayımına nezaret edip, sonuçları not almadan oradan ayrılmamalıyız.
Pekiyi hangi partiye oy vereceğiz?
Ya da soruyu değiştirirsek, hangi partiye oy vermeyeceğiz?
Hükümet kanadının ülke genelinde yaptığı konuşmalar ve seçim vaatlerini dinlediğimiz zaman cennette yaşadığımızı düşünsek de, bir de hayatın gerçekleri var tabiî ki… Madem vereceğimiz oylarla 4 yıl süre ile bizleri idare edecek kadroları belirleyeceğiz, O halde sandığa giderken kısa bir süre de olsa düşünmek zorundayız…
İşte buyurun birlikte ve sesli olarak düşünelim;
Bugün 1 Kasım 2015 Pazar,
Cebimde kaç param var?
Gelirim giderimi karşılıyor mu?
Kredi kartlarına ne kadar borcum var?
Tüketici, konut veya taşıt kredimin kaç taksiti kaldı?
Ne zamandan beri kredi kartı tefecileri tarafından sömürülmekteyim?
Kiramı düzenli ödeyebiliyor muyum?
Çocuklarımın kırtasiye ihtiyaçlarını tam ve eksiksiz alabildim mi?
Markete gittiğimde elimdeki listenin tamamını alabiliyor muyum?
Semt pazarında alış-veriş yaparken hiç yaklaş(a)madığım tezgah sayısı kaç?
Çocuklarıma her çeşit meyve ve sebzeyi alabiliyor muyum?
Faturalarımı zamanında ödeyebiliyor muyum?
Eşten, dosttan aldığım altın ve döviz borçlarımı ödeyebilme ihtimalim var mı?
Dükkanımda işçilerimin maaşlarını ödeyebiliyor muyum?
Birikmiş sigorta, bağ-kur ve/veya vergi borçlarımı ödeyebiliyor muyum?
Son dönemlerde senetlerimi, çeklerimi aksatmadan ödeyebiliyor muyum?
Siftah yapamadığım günlerde hayatımı idame ettirmek için sermayemin ne kadarını yedim?
Akrabalarımdan, tanıdıklarımdan veya komşularımdan kaçının çocuğu madde bağımlısı oldu?
Okula giden çocuğumun uyuşturucu satıcılarıyla temas etmeyeceğine dair garantim var mı?
Çocuğum askere giderken içime terör korkusu/şüphesi düşüyor mu?
Sabah uyandığımda arabamı yerinde bulabileceğimden emin miyim?
Canlı bomba uyarıları yüzünden kalabalık ortamlara girerken bir korku yaşıyor muyum?
Yarınlara dair hayaller kurabiliyor muyum?
…………………………….
Yukarıdaki düşüncelerin büyük çoğunluğuna cevabım olumsuz ise 13 yıldan beri ülkeyi tek başına yöneten AKPnin bu işi beceremediğinin ispatıdır. 13 yıl boyunca beri iktidarı elinde tuttuğu halde ülkede, terör, kargaşa, kaos, ekonomik istikrarsızlık, adaletsiz gelir dağılımı, sosyal eşitsizlik, uyuşturucu tacirleri, silah kaçakçıları, arazi rantçıları, mitingler düzenleyen mafya babaları, vatandaşın oy hakkını elinden alan aşiret ağaları, her köşe başında para satan tefeciler hakim konuma gelmişlerdir. Yarınlarımız karanlıktır, bu karanlıktan aydınlığa çıkış yolunun Milliyetçi Hareket Partisinin güçlü bir şekilde meclise girmesinden geçeceğine olan inancım tamdır.
Ülkemiz ve milletimiz açısından hayırlı bir seçim olması dileklerimle…