Ülkelerindeki iç savaştan kaçıp ülkemize sığınan Suriyeli sığınmacıların bazı kendini bilmezleri, son zamanlarda vatandaşlarımızı rahatsız etmeye, darp etmeye başlamış, bazı kendini bilmezleri geçen gün olduğu gibi, iki gencimizi katletmişlerdir. Gerekçe ne olursa olsun, iki gencimizin ölümünü hiç kimse haklı sebebe dayandıramaz. Bu çok olmuştur, hatta kim ne derse desin, bu azıtmak olmuştur. Ben Allah muhafaza aynı pozisyonu ters çevirirsek, C. Allah korusun, biz Suriye’de mülteci olsak, aynı durumu yapsak, herhalde sokaklarda bizi taşlayarak öldürürlerdi diye düşünüyorum. Yanlış anlaşılmasın böyle yapalım demiyorum. Ama onların vicdan, merhametlerini ve insani vasıflarını ortaya koymak istiyorum. Bazılarımızın yaşadığı gibi, Arap ülkelerinde misafir olarak bulunduğumuzda dahi, karıştığımız kazalarda suçlu biziz, mantık buraya gelmeseydiniz bu kaza olmazdı. Mantıkları bu, felsefeleri bu.. Ciğeri yanan Anne babanın acılarını paylaşıyorum. Bu konu ile ilgili yorumlara şöyle bir göz attım. Benim için değerli bulduğum birkaç yorumu burada sizlere arz etmek istiyorum. Bir vatandaş “Madem bu Suriyelinin eli silah tutuyordu, neden kaçtı memleketinde savaşaydı diye yazmış” Bir başka vatandaş “Bunlar bize C. Allahın emanetidir, biz büyük bir milletiz, geçmişte de bizi arkadan vurmuşlardı yine affettik, şimdi de affedip onların can ve mal güvenliğini sağlamalıyız demiş.” Bir başkası “bunlar çok oldu demiş”, bir diğeri “bunların ülkelerine hayrı olmamış bize mi hayrı olacak demiş” bir diğeri kampanya başlatmış ve nihayet birileri bu konuda miting yapmış. Takdiri sizlere bırakıyorum. Sayın Vali beyin İlimiz ve Suriyeli kanaat önderleri ile yaptığı toplantıda oluşan hava, umarım şehrimize de hakim olur ve bu acıyı da içimize gömer, C. Allah’tan bize bir daha böyle acı yaşatmamasını dilerim.
Geçişmişte yaptığımız hataların bizi ne duruma düşürdüğünü hep birlikte yaşayıp görmekteyiz. Umarım bu bize iyi bir ders olmuştur. Yine umarım bir daha komşunun tavuğuna kış demeyiz. Şu anda hepimizin dileği, bir an önce komşudaki yangının sönmesi ve Suriyeli’lerin bizlere daha fazla rahatsızlık vermeden, toplum olarak sabrımızı taşırmadan memleketlerine dönmeleridir. Bazıları dönmezler diyor ama. Bir dönüş kararı verildi mi! bir dakika durdurmazlar, kaçanı saklananı da ben sen o saklandıkları yerleri ihbar eder, tez zamanda göndeririz inşallah.
Ama burada bir gerçeğin altını kalın çizgi ile çizmem lazım. O da Suriye’lilerin içimize kadar sokulması hata idi. Bunların sınırımızın dışında iskan edilmesi, bakımlarının ve ihtiyaçlarının giderilmesi gerekirdi. Bu gün için, Türkiye’nin kontrolündeki Suriye topraklarına ülkemizdeki kampların bir an önce taşınması, en ufak bir rahatsızlık verenin ülkesine iade edilmesi gerekir.
Şairin dediği gibi, “Toprakları toprak yapan üstündeki kandır.
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. “ vatan öyle bazılarının dediği gibi ucuz değil, öyle bizi kim yönetirse yönetsin de değildir. Eminim Suriye’liler şimdi vatanın ne demek olduğunu, En kötü yönetimin yönetimsizlikten iyi olduğunu anladılar. C. Allah kimseyi topraksız, vatansız bırakmasın, muhacir etmesin. Kalın sağlık ve esenlikle…