Bugünlerde bizimle fazla uğraşmaya başladın...
İstersen sana kendimizi tanıtalım..
Biz...İlkokula kışları kara lastik..yazları yeni kuşağın bilmediği cankurtaran denilen sandaletlerle giderdik.
Biz...Ortaokula giderken...O yılı bir ayakkabı idare etme hakkımız vardı.
Biz..Lise yıllarında ise ...o üç yıllık dönemi bir takım elbise ile bitirirdik.
Bayramlarda alınan giysilerimiz iki beden boy büyük olurdu.
Kavgalarımız etten püften...Keyiflerimiz ise sazlarla-henekle olurdu...
Kız arkadaşlarımıza aşkımızı mektupla bildirirdik.
Biz..Dostluk kavramını küçük yaşlarda öğrendik.
Biz çamur-derya top sahalarında top diye arkadaşların bacaklarını mosmor eden ve maç sonunda beraber kolkola sarayönünde turlayan kuşaktık.
Biz...Bir gün içinde 5 filmi üst üste seyrederken kahke-gazoz içer üstüne de gevrek gevrek kahkaha atardık.
Biz... Malkoçoğlu filminde, yumruk yedikçe ayağa kalkan Cüneyt Arkını’ seyrederek büyüdük .
O yüzden...
"Gerçeklerin" ve "Hayatın" fotoshopla düzeltilemeyecek kadar çirkin ve çirkef olduğunu bilecek kadarda seninle yaşadık be...
Ey HAYAT !
"Her şey üstüne gelip, bizi dayanamayacağımız bir noktaya getirdiğinde, hiç bir zaman vazgeçmeyen kuşaktık..
Bak ne güzel demiş, koca usta...
"Hep denedin, hep yenildin....
Olsun...gene dene.....gene yenil...."
Ve hatırlarsan sevgili HAYAT
Biz küçükken tükenmez kalemin bittiğine inanmayıp,ucuna "hoh" layan...
UMUT DOLU İNSANLARIZ...
Şimdi geldiğimiz bu yaşta bizi korkutacağına mı sanıyorsun ?
Biz acılara şerbetliyız !
O yüzden, hadi git başka yerde oyna şimdi.....
Bizsiz !..
Çünkü....Biz güzel insanlarız...