Ekonomik olarak güçsüz, IMFnin kontrolü altında olan bir Türkiyeyi hem Amerika hem de batılı devlet amaçlamışlardır. 1970li yıllarda ABD Senatosu Türkiyeye 100 milyon dolar kredi verirse Yunanistana 75 milyon dolar verirdi. Medya organları günlerce bunları yazardı. Önceki gün Kanal Anın belgeselinde Menderes Amerika ziyaretinde 300 milyon dolar kredi talebinde bulunmuş ve Amerika tarafından uygun görülmemişti.
Türkiyenin Turgut Özal ile başlayan ekonomik gelişmesi ve savunma sanayi alanındaki ataklar 2002den sonra artarak zirveye çıktı.
Türkiyenin yardıma muhtaç Müslüman ülkelere yardım etmesi, TİKA aracılığı ile Osmanlıdan miras kalan eserlerin Dünyanın neresinde olursa olsun onarılması ve hizmete açılması emperyalistleri rahatsız etti.
Son dönemlerde savunma sanayi alanında yerli ve milli üretimler, müstakil uydu projeleri de Pazar payını kaybetmekten korkan başta Amerika olmak üzere batılı emperyalistler Türkiye üzerinde bütün oyunları oynamaya başladılar.
Amaç Hükümeti devirip projelerin sekteye uğratılması Büyük Türkiyenin önünün kesilmesidir. Terör olayları ile turizm gelirlerinin azaltılıp ülkenin ekonomisine zarar vermeye başladılar. Yapılan bir çok girişiminin sonuç vermemesi sonrası terör örgütlerini devreye soktular. Bunda da başarılı olmayınca uzun yıllardır TSK içindeki Fetöcuları devreye soktular ve darbe girişiminde bulundular. Türk halkının birlik ve beraberliği ile buda püskürtüldü.
Bu darbe girişimi ile Türk şirketlerindeki bir haftalık kayıp 78 milyar liraya ulaştı. Borsa İstanbulda işlem gören şirketlerin piyasa değeri 15 Temmuz 2016 itibari ile 634 milyar lira iken 22 Temmuz 2016 tarihi itibari ile 556 milyar liraya geriledi. Emperyalistlerin kredi derecelendirme kuruluşu S&Pnin hiçbir makul gerekçeye dayanmayan not indirimi ile dolar 3.095 liraya yükseldi. Türk halkı ise 2 günde 7 milyar dolar bozdurarak doların düşüşünü sağladı.. Merkez Bankasının gecelik borç verme faizini yüzde 9den 8.757e indirdi. Türk ekonomisini çökertme planı ise başarılı olamadı.
Emperyalistler Türkiyeye karşı ekonomik saldırı ve terör örgütleri ile saldırılarını sürdürmeye devam edeceklerdir.
Bunu önlemenin yolu ise 15 Temmuz 2016 tarihinde olduğu gibi parti ve siyasi görüş farkı gözetmeden vatan için, bayrak için birlik ve beraberlik içinde karşı koymaktır.