15 Temmuzla ilgili ilgimizi çeken tespitlerimize devam ediyoruz.
Camii cemaati anlatıyor; her namaz çıkışında Ak Parti aleyhine konuşuyorlardı,oyumuzu kesinlikle Tayyipe vermeyiz diyorlardı ve cemaate de Tayyipe vermeyin de kime veriyorsanız verin diyorlardı. 15 Temmuz gecesinden beri ne camiide ne cemaatte ne de ortalıkta görünmüyorlar…
Bir işçi anlatıyor; patronumuz bize Ak Partiye oy vermeyin de kime veriyorsanız verin diyordu, ara sıra Fethullah Gülenin kitaplarından bize dağıtıyordu, 15 Temmuzdan sonra çuval çuval bu kitaplardan getirdi ve işyerinde yaktı…
Bence en komiği tiyatro diyenler, sanki halen bizim bir şey düşünmemize gerek yok bize düşünüp söyleyecekler biz de o zaman size söyleriz diyor gibiler...
Başta Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç olmak üzere demokrasinin verdiği tüm hakları en kötü şekilde kullanan, siyasi ahlakı hiçe sayan kalemler, 15 Temmuz gecesi bu örgütün gerçek yüzünü gördüklerini ve aldandıklarını açıkladılar…
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana suikast düzenlemek üzere yola çıkan başaramayınca ormanlık alana kaçan firari askerler bir eksik de olsa bugün yakalandı. Yakalanmadan önce bölgede çiftçilerden çeşitli zamanlarda yiyecek çalmaya çalışan darbeci askerler bir gün önce de bir fırından gece saat 03.30 sıralarında silah zoruyla beş ekmek gasp etmişlerdi...
Darbeci subaylardan 300’ü darbe girişiminin başarısız olması ihtimaline karşı daha önceden eşlerinden boşanmışlar,bir tanesi de darbe sonrası yakalanınca eşinin kendisinden boşanmasını, soyisimlerini değiştirmelerini, çocuklarının vatan haini olarak anılmaması için kendisinin soyadını taşımamalarını istedi…
Siyasetçilerden Bülent Arınç, yazarlardan Ali Bulaç işadamlarından Halit Dumakaya ve Boydak’lar gibi isimler aldanmışlıklarına dair açıklamalar yaptılar, Halit Dumankaya Cumhurbaşkanımızı anlayamamaktan dolayı özür mahiyetinde açıklamalar yaptı..
Yakalanan darbecilerden hemen hemen hiç birisi darbeyi sahiplenecek açıklama yapamadı. Türkiyeden silahlı müdahale ile nasıl ve neden bir yönetim değişikliğine ihtiyaç duyduklarını izah edemeyen darbeciler genellikle ; darbe olduğundan haberimiz yoktu, bize tatbikat var demişlerdi, tarlaya bakmaya gelmiştim, Cumhurbaşkanını alıp getirmemizi söylediler gibi alakasız ve anlamsız ifadeler kullandılar...
Başta Amerika olmak üzere İngiltere, Belçika, Almanya, Danimarka gibi ülkelerin yetkilileri ve basın kuruluşları da yaptıkları açıklamalarda darbeci hıyanetin arkasında olduklarını göstermişler,esas rahatsız oldukları kanunun hak ve adalet savunucusu Büyük Türkiye yürüyüşü olduğu gerçeğini her halleriyle açık etmişlerdir.
Maalesef Ak Partinin mevcut bazı milletvekilleri hatta bakanları bile bu konuda Cumhurbaşkanını yeterince anlayamamış olmakla ilgili itiraflarda bulunmuşlardır. Evet 15 Temmuz sonrası bazen komik , bazen düşündürücü ortak paydada ise çok acı olan bu manzaralara hepimiz özelde ve genelde şahit olduk...
Demokrasi birlikte saygı içinde yaşamanın, üretmenin gelişmenin, yenilenmenin, barış ve kardeşliğin aracı olmalıdır. Şerefli ve itibarlı bir subayken ekmek gaspeden bir hain olmak, itibarlı bir kalem veya siyasetçiyken aldanan ve özür dileyen olmak zor bir durumdur. Umarım bu günden sonra kendilerini bu duruma düşürenlere, kendilerini aldatanlara karşı da Tayyip Erdoğan’a karşı gösterdikleri tutumu ve direnci gösterebilirler.Demokrasimizi beğenmeyerek, kamu düzeni ve terörle mücadele müdahalelerini sivil halka yönelikmiş gibi eleştirenlerin bukalemun gibi dönüşe dönüşe darbesevere hatta darbeciye dönüşmesi aslında onların düşünen değil de sadece tetikçi bir piyon olduklarının en bariz göstergesidir. Gördüğümüz manzarada darbe tasarımında düşünenlerin en çok sesi çıkan dış mihraklar olduğu, içinde bulunduğu durumu izah edemeyenlerin, kıvıranların ve kaybedenlerinse buradaki tetikçileri olduğu aşikardır...