Seçim biteli yaklaşık 45 gün oldu ancak ekonomik veriler maalesef hiç iyi gitmiyor. Aslında büyük çoğunluk her gün kötüye giden ekonomi, yükselen altın fiyatları ve döviz kurlarının Türkiye'nin önünü yeniden kesme çabalarının bir sonucu olduğunu biliyor. Her gün yaptığı açıklamalarla, yaptırım kararlarıyla ortamı germeye çalışan ABD küresel sistemine ters gördüğü ülkelere ders verdiğini söylerken bir taraftan da bu işin ülkesine ve destekçilerine getirisinin hesabı büyük ihtimalle başını döndürüyor, güç zehirlenmesini arttırıyor. Ancak esas olan bu saldırıların hedefindeki ülkeler başta biz olmak üzere bu durumda doğru olanı ne kadar yapıyoruz? Çarşıya pazara çıktığınızda gerçekten insanlar mutsuz, umutsuz, yarınlara endişe ile bakıyor ancak buna rağmen çoğunluk yine 15 Temmuz kararlığında. Mesele vatan ise canını seve seve veren bu millet, gerekirse maddi zararlara da hazırız cevabı veriyor. İşte esas bizim görmemiz gereken bu. Yani bu aziz milletin bu fedekarlığına, vefasına, yiğitliğine karşı devlet olarak yeterli duyarlılığı gösterebiliyormuyuz? Hükümetin 100 günlük eylem planına baktığımızda ben bu duyarlılığı biraz zayıf gördüm maalesef. Bana göre Millet Bahçeleri ve bazı ihaleleri biraz ötelemenin bize bir kaybı olmaz. Mutsuz ve yarınlara endişeyle bakan insanlara sırf onları daha mutlu edebilmek, endişelerini biraz azaltmak, anca beraber kanca beraber hissini daha yüksek dozda hissettirebilmek için de olsa bunların 100 gün için planladığını ancak gerekirse 1000 güne bile yayılabileceğini vurgulayarak devletin onların yanında olduğunu, devletin imkanlarını onların bu olumsuz ekonomik gelişmelerden en az etkilenmesi için kullanabileceğini söylemek çok mantıklı olurdu mesela. Dahası da var israfla mücadeleye değinmek, sıkı tedbirler alınacağını vurgulamak, tasarruf tedbirlerinden bahsetmek çok daha iyi olurdu. Ayrıca yolsuzluk ve rant hesabı olanlara gözdağı vermek, bu işlerin sonuçlarının ağır olacağını söylemek ve akabinde de varsa tabii bunlardan hesap sormak çok anlamlı olurdu mesela. Dahası da var; ülkemize karşı dışardan bu müdahaleleri planlayanların ve yapanların kullandığı argümanlara daha fazla vurgu yapmak, şeffaflık, denetlebilirlik, demokrasi gibi değerleri daha ön plana çıkararak dışarda ülkemiz adına bozulmak istenen güven ortamı algısını daha da güçlendirmeye çalışmak, onları kendi silahları ile vurmak kadar etkili olurdu v.s... Bunlar benim şahsi fikirlerim belki de güçlü devlet imajı zedelenmesin diye bu konulara girilmemiştir ancak böyle bir tavırla ülkem daha çok kazanır, daha güçlü bir psikoloji oluşurdu diye düşünüyorum. Herkesin büyük beklentilerle umutlu olduğu yeni kabine moral olarak da vatandaşın yanında olduğunu daha fazla hissettirmeliydi bence. Bazı projelerin biraz beklemesiyle bir şey kaybetmeyiz belki ama yeterki bu aziz milletin gönlünü kaybetmeyelim en azından bir vesile ile bahane arayanların sermayesini elinden almış olurdu hükümet ve bence bu bile iyi bir kazanç olurdu.