Yazımı fazla uzun ve sıkıcı olmasın diye iki bölüme ve iki güne ayırmak istiyorum. Neden Evet demeliyiz, neden Evet denmeli kanaatimce çok uzun sürebilecek bu konuyu iki yazı halinde kısaca izah etmeye çalışacağım. Tespitlerime göre Evetin izahını ve nedenlerini daha sağlıklı aramak ve anlayabilmek için konuya iki ana bakış açısından yaklaşmak daha doğru olacaktır.
1. Ak Parti' nin ve liderinin siyasi macerası
2. Ülke ihtiyacı, gerekleri ve Hayır'cıların bile hayrına Evet gereği...
Bu gün Ak Parti' nin ve liderinin macerasını yazacağım ki bunu anlayamadan hakikaten Evet' in gereğini hissetmek mümkün değil. Aslında referandumda verilecek ve çıkacak bir Evet' in manası ben çektim siz çekmeyindir. Bir dönem çok konuşulan iktidar olup muktedir olamamak olgusundaki iktidarın önündeki engellerin, sigorta, şartel düzeneğinin kaldırılması demektir. Yani burdan çıkacak Evet oyu, bundan sonra gücünü ve desteğini halktan alan iktidarlar için engelleri kaldırılmış bir sistem demektir ki halka dayanan ve halka güvenen kimsenin de bundan korkmaması gerekir.
Ak Parti bulunduğu konuma büyük badireler atlatarak geldi ve her aşamada bunu başaramama ihtimali de vardı. Önüne çıkarılan engellerin herhangi birinde tökezlemiş olsaydı bu gün bunları değil belki de çok farklı şeyleri konuşuyor olabilirdik. Sadece milletine güvenen, bir şiir okuduğu için hapis yatmak zorunda kalan bir liderin karşısına bir dönem % 90da alsanız iktidar olamazsınız diyecek kadar emin ifadelerle karşı çıkarılan engeller, sanki Cumhuriyet sadece kendilerininmiş gibi düzenlenen Cumhuriyet mitingleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının Google davası diye hazırladığı kapatma davası , 367 krizi, e-muhtıra, Ahmet Necdet Sezer dönemindeki vetolarla hareket kabiliyetlerine yapılan kısıtlamalara hep mevcut sistemin halkın yönetimi ele alma girişimlerine, gerçek Cumhuriyet taleplerine karşı statükonun engellemeleri olarak bakabiliriz. Liderinin basireti sayesinde bu kompanzasyondaki şartelleri sisteme de zarar vermeden bir bir patlatarak gerçek bir halk iktidarı kurabilmenin maceralı yolculuğudur Ak Partinin hikayesi. Sistemin bu düzenekleri bir bir normalleştikten sonra Gezi Olayları, 17-25 Aralık , Mit Tırları, öz yönetim talepleri, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi gibi dış destekli girişimler başlamıştır ki artık ulusal bir mücadele boyutunda saldırılara maruz kalmıştır ülke. Bunlarla mücadelede de başarılı olan Ak Parti şimdi buraya gelen yolu ve engelleri çok iyi bilen bir siyasi tecrübeye sahiptir ve referandumdan da esas amaç halkın iktidarına çıkarılan engelleri en minimuma indirebilmektir.
Bir dönem Amerikancılıkla, bir dönem Fethullahçılıkla, Çözüm Süreci' nde bir dönem ülkeyi federatif yapıya götürerek bölmekle suçlanan liderin hayatı pahasına tüm bu odaklarla verdiği mücadele artık gün gibi aşikar ve ortadadır. Dünya 5ten büyüktür çıkışıyla hakim dünya düzenine karşı gerçek bir halk adamı ve devrimci olduğunu gösteren Recep Tayyip Erdoğan' ın arkasında millettinden başka kimsenin olmadığını artık herkes görmüştür. Şu anda Cumhurbaşkanı olan, siyasi hareketine bu derece hakim olan böyle bir liderin otoriterlik arayışı olduğunu vurgulayarak referanduma muhalefet etmek yaşanmış tüm bu gerçekleri görememek demektir ki kısacası halktan korkmak anlamına gelir.