Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş, Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, ağızdan nefes almanın yalnızca dişleri değil, tüm vücut savunma sistemini tehdit eden ciddi bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı. Özkan, yaptığı açıklamada güncel bilimsel araştırmaların, kronik ağız solunumunun hem bağışıklık sistemini hem de üst solunum yollarını doğrudan etkilediğini ortaya koyduğunu belirtti.
Özkan, “Ağızdan nefes almak, burnun doğal filtreleme, nemlendirme ve bağışıklık fonksiyonlarını devre dışı bırakmaktır. Bu durum yalnızca bir alışkanlık değil, vücudun ilk savunma hattının çökmesidir. Burun, havayı filtreler, ısıtır ve nemlendirir. Ayrıca nitrik oksit (NO) üretimi sayesinde mikrobiyal savunmayı aktive eder. Ağız solunumu ise bu sistemi bypass ederek virüs, bakteri ve tozları doğrudan akciğerlere taşır. Solunum yolu enfeksiyon riski 4 kata kadar artar” dedi. “Tükürük azalıyor, ağız florası savunmasız kalıyor”
Ağızdan nefes alan bireylerde tükürük üretiminin yüzde 30-50 azaldığına dikkat çeken Özkan, şu bilgileri verdi:
“Tükürük; sekretuar Iga, lizozim ve laktoperoksidaz gibi bağışıklık ajanlarını içerir. Bu ajanların eksilmesiyle diş çürüğü gelişme riski yüzde 56 artar, diş eti hastalıklarında yüzde 42 yükselme görülür. Kötü ağız kokusu (halitozis) yaygınlaşır. Ağız kuruluğu; diş minelerini, diş etlerini ve bağışıklığı aynı anda savunmasız bırakır. Kronik ağız solunumu olan bireylerde, üst solunum yolu enfeksiyonları yüzde 63 daha sık, secretory Iga düzeyi yüzde 48 düşük, diş eti dokularında yüzde 70’e varan iltihap görülüyor (NIH, 2024). Ayrıca boğaz ve bademciklerde kronik inflamasyon gelişiyor.” Özkan, “Diş eti hastalığı dediğimiz şey, bağışıklık sisteminin cepheyi terk etmesidir. Ağızdan alınan nefes, bu savaşı kaybetmektir. Çocuklarda yüz gelişimini ve uykuyu da bozuyor. Ağız solunumu özellikle gelişim çağındaki çocuklarda başta Long face sendromu (uzun, dar yüz), üst çene darlığı ve çapraşıklık, damakta daralma, uyku apnesi ve horlama, kalitesiz uykuya bağlı bağışıklık baskılanmasına neden oluyor. Gece boyunca ağzınızla nefes alıyorsanız, bağışıklık sisteminiz de sizinle birlikte uyuyamaz. Ve uyuyamayan bir savunma sistemi, bir gün sizi yarı yolda bırakır” diye konuştu.
Özkan, ağız solunumunun ilişkili olduğu hastalıkları ise şöyle sıraladı:
“ADHD (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite), uyku apnesi, bademcik enfeksiyonları, Down sendromu, serebral palsi, diş eti iltihabı ve çekilme, ağız kokusu, plak birikimi, kronik dudak iltihabı (glandularis cheilitis). Bunların yaşanmaması için panoramik röntgen veya gerekirse 3D tomografi ile üst hava yolları değerlendirilmelidir. Ağız solunumuna yol açan sebepler belirlenmelidir. Gömülü dişler, burun tıkanıklığı, üst çene darlığı, alerjik rinit… KBB, ortodonti ve çene cerrahisi uzmanlarının yer aldığı multidisipliner yaklaşım şarttır. Gömülü dişler ya da doku baskısı varsa, sinirlere zarar vermeden steril cerrahi ortamda çıkarılmalıdır.” Özkan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Nefesinizi nasıl aldığınız, bağışıklığınızı nasıl koruduğunuzu belirler. Burundan alınmayan her nefes, bağışıklık sisteminize açık bir kapıdır. Bu kapıyı kapatmak sizin elinizde.”