Türkiye Osmanlı döneminden beri aşı üretimi cumhuriyet döneminde ise Cumhuriyet'in ilk Sağlık Bakanı Doktor Refik Saydam tarafından 1928'de Refik Saydam Hıfzıssıha Enstitüsü kurulması, ile devam etti.2011 yılında kapatılması ile yabancılara döviz ödeyerek almaya başladık. Ülkemizde aşı üretimi için çalışmalar ilk Osmanlı İmparatorluğu Döneminde başlamıştır. Sağlık Bakanlığının resmi internet sitesinden aldığım bilgiye göre,1721 yılında İngiltere Büyükelçisinin eşi Lady Mary Montagu ülkesine yazdığı bir mektupta İstanbul’da çiçek hastalığına karşı “aşı denilen bir şey” (varilasyon metodu) yapıldığını hayretle bildirmektedir. Bu mektup aşı yapımına ilişkin ulaşılmış en eski belgedir. Aşı üretim çalışmalarını yürütmekte olan Pasteur, çalışmalarını sürdürebilmek için dönemin devlet başkanlarına maddi katkı için yazı yazar, yazılardan birinin 2. Abdülhamit’e ulaşması sonrasında, 2. Abdülhamit yardım yapabileceğini ancak çalışmalarını İstanbul’da sürdürmesini ister, bu teklif Pasteur tarafından kabul görmeyince ikinci teklif oluşturulur, Pasteur’a Mecidiye Nişanı ile birlikte 10.000 altın (bazı kaynaklarda 800 lira olarak geçiyor, ama baktığınızda dönemin İstanbul’unda yaklaşık 180-200 ev parası karşılığı) yollanır, aynı zamanda Osmanlı’dan 3 kişinin de yanına asistan olarak yetiştirilmesi istenir.Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şâhâne’den müderris Alexander Zoeros Paşa’nın başkanlığı altında, Kaymakam (yarbay) Dr. Hüseyin Remzi ve Kaymakam (yarbay) Veteriner Hüseyin Hüsnü beylerin gönderilmesine karar verilir. Daha sonra bu ekip çalışmalara temel teşkil etmesi için “kuduz mikrobu” enjekte edilmiş bir kemik iliği ile Osmanlıya geri döner. 1887’nin Ocak ayında Zoeros Paşa’nın kliniğinde Daûl-Kelp ve Bakteriyoloji Ameliyathanesi (Kuduz Tedavi Müessesesi) kurulur. Bu kurum dünya’da üçüncü, doğunun ise ilk kuduz merkezi olmuştur. Daha sonra bu merkez difteri serumu da üretmiştir.1885`te dünyada ilk defa çiçek aşısı uygulaması için Osmanlı`da kanun çıkarılıyor.1885`te dünyada ilk kuduz aşısı bulundu. 1887 Ocak ayı başında Kuduz aşısı Osmanlı`ya getirildi. Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane`de ilk kuduz aşısı üretildi. 1887`de Kuduz Tedavi Müessesesi kuruldu.1892 yılında bakteriyoloji hane kurulmuştur. 1892`de ilk çiçek aşısı üretim evi kuruldu.1896 da difteri,1897 de sığır vebası,1903 de kızıl serumları Veteriner Hekim Mustafa Adil (1871-1904) tarafından üretildi.1911 yılında tifo, 1913 yılında kolera, dizanteri ve veba aşıları Türkiye’de ilk kez hazırlandı ve uygulandı.1927`de verem aşısı üretimi başladı.İlk üretilen BCG aşısı ve prospektüsü 1927 ,1931 yılından itibaren 1996 yılına kadar tetanoz ve difteri aşıları üretilmiştir.1937’de kuduz serumu üretilmeye başlanmıştır.1940 yılında kolera salgını için Çin’e aşı gönderilmiştir.1942 yılında tifüs aşısı ve akrep serumu üretimi başladı.1947`de Biyolojik Kontrol Laboratuarı kuruldu.1950`de İnfluenza laboratuarı Dünya Sağlık Örgütü tarafından Uluslararası Bölgesel İnfluenza (grip) Merkezi olarak tanındı ve influenza aşısı üretimine geçildi.1976`da Kuru BCG aşısının deneysel üretimi başladı. 1983`te kuru BCG aşısı üretimine geçildi. Ülkemizde aşı üretimi 1996’da DBT ve kuduz aşısı, 1997’de BCG aşı üretiminin kesilmesi ile sona ermiştir.2011 yılında ise Refik Saydam Hıfzıssıha Enstitüsü ise kapatılmıştır.
Yıllar sonra dünyanın en büyük hastalığı olan corana virüs aşı Türkiye’de geliştirildi ve acil kullanım izni aldı.ve Şanlıurfa’da seri üretime gezti. yıllar sonra Türkiye tekrar aşı üretmiş oldu.Sağlık Bakanlığının Arge merkezi için ihaleye çıkması ile bir yıl sonra bitirilecek ve burada tüm aşılar artım yerli üretilecek.