AK Parti MKYK Üyesi aslen Şanlıurfa"lı olan Doç.Dr.Mazhar BAĞLI yaptığı yazılı açıklamada ; 26 aralık 2010 tarihinde bir internet sitesinde şahsıma yönelik iftiraları içeren ve literatürde haber olarak nitelense de; zahirde şahsıma ama aslında bir parçası olarak temsil ettiğim düşünce sistemine alçakça bir saldırı silahı olarak kullanılan içerik ile alakalı başlattığımız hukuki mücadele son aşamasına gelmiştir.
Bu aşamada hukuki sürecin tüm detaylarını kamuoyuna sunabilirim, örneğin iftira mahsulü içerikte tacize uğradığı iddia edilen şahısların isim ve soyadları kısaltmalarının üniversite kayıtlarında bulunmadığından bahsedebilirim, bu rumuzlara uygun öğrencilerin bulunmadığına ilişkin resmi yazıdan dem vurabilirim ardından haber kaynağı olarak gösterilen Dicle Üniversitesinin yazılı açıklamasından yahut ta belediyenin resmi bir kurumu olarak görev yapan dikkasum"un en yetkili ağızlarından bu konuda kendilerine gelen herhangi bir yazılı başvuru bulunmadığını, yapılan sözlü başvurularda asla taciz şikayetinin bulunmadığını bu sözlü başvuruların da kayıtlarının tutulmadığını resmi makamlar önünde verdikleri ifadelerle dile getirebilir bu konunun tüm detaylarını irdeleyebilir iftira ve haksızlığa uğramış ardından temizlenmiş bir şahsiyetin anlık gururunu ve geçici coşkusunu yaşayabilirim. Ama durum bu basitlikle geçiştirilmeyecek kadar hassas ve bir o kadar da ehemmiyetlidir.
Hassastır çünkü siyasi kimliğimin oluşmasından sonra bu iftira atılmıştır, ehemmiyetlidir çünkü siyaset arenasında arz etmemin sebebi yaşadığım coğrafyanın kahırlarına gücüm yettiğince merhem olmak hissimin hazmedilememesidir. Bu coğrafyanın yaralarından beslenen vampirlerin sömürdükleri kanın durması çabamın bir tezahürüdür hakkımdaki bu kampanyanın sebebi. Zamanlaması ve kullanılan bel altı üslup bunun en açık göstergesidir. Artık beyni ve yüreği ile siyaset yapanlara karşı beyinsizce ve daha da acınası olarak yüreksizce sürdürülen bu sistemli yok etme enstrümanlarının ürkek bir kurnazlığın defolu ürünleri olduğunun farkına varılması gerekliliğini vurgulamak istiyorum. Tüm hücrelerime kadar inanıyorum ki bu iftiradan kaynaklı incinen gururumdan veya zedelenen kişilik haklarımdan çok daha önemlidir bu coğrafyanın sorunları ve tüm hayatımı adadığım çözüm sürecinde doğru yolda olduğumun bir kanıtıdır aslında bu entrika klasiği. Bu açıdan gerçekten gurur duyduğumu ifade etmek isterim. Çünkü üzerlerindeki yıldızlı gökyüzünden ve içlerindeki ahlak yasasından habersiz yaşayan bu müfterilerin iplerini ellerinde tutan aktörlerle bu coğrafya adına bir hesabım olduğu için siyaset yapıyorum ve tarihi okuduğum için bu iftiraya maruz kalıyorum. Bu günü gördüğüm, tarihe tanıklık ettiğim için bu iftiraya maruz kalıyorum tertemiz bir geleceği kurguladığım için bu iftiraya maruz kalıyorum.
Ve bu iftiranın kuklalarına sesleniyorum iplerinizi kesin, iplerinizi oynatan sahiplerinizi sahneye davet edin, fikirlerle ve yüreklerle tartışalım eğer cesaretiniz varsa, eğer bir parça yaratılıştan tortulanmış vicdanınız kaldıysa gerçekten kaçmayın; tartışalım, siyaset yapalım. Bel altına vurmadan, konudan uzaklaşmadan, haysiyete ve insan onuruna dokunmadan ailelere ve çocuklara zarar vermeden tezlerinizle, öngörülerinizle, hakikatlerinizle gelin siyaset yapalım diyeceğim ama bu kavramların size çok yabancı olduğunu biliyorum. Onurun, haysiyetin sizin için önemli olmadığını, ailelerin ve çocukların hedefinize ulaşmak için harcanabilecek materyaller olduğunu, hakikatinizin ise sadece muktedir olmak ve rant kazanmak olduğunu bu uğurda her türlü şeytanlığı yapabileceğinizi bu topraklara bulaştırdığınız kandan öğrendim. Yinede umut ediyorum.
Dün geldi geçti, dün söylenen sözler dün gibi geldi geçti, artık yeni sözler söyleme zamanıdır. Lügatlerdeki kardeşlik kavramının dahi ifade edemediği derinlikte bir bağ ile birbirlerine ram olmuş bu coğrafyanın halklarına bir söz veriyorum, tarihin kurgulanamaz bir senaryo ile oluşturduğu bu bağı korumak bugünün yaralarını bu gerçekliğin oluşturduğu imanla sarmak ve geleceği bu güzelliklerle oluşturmak için bilgimin tüm zerrelerince, vicdanımın tüm kutsallığıyla ve bu muhteşem coğrafyanın oluşturduğu olağanüstü medeniyete olan inancımın kuvvetiyle mücadele edeceğime dair bir kez daha söz veriyorum. Dedi (Haber Yusuf Güler)