ÇARESİZ KALMAK

Abone Ol

Hayat bize acı gerçeklerini sunarken, başarısızlıkları, sıkıntıları da beraberinde getirir. Bu sıkıntıların ya üstesinden geliriz ya da bu sıkıntılara karşı çaresiz kalırız. Hayatımızdaki zorlukların üstesinden gelebilmenin en iyi yolu, sıkılmadan ve bıkmadan yine yeniden denemektir. Her sorunu çözebilmek için, sürekli deneyerek başarmanın yolunu aramalıyız. Başarıya götürecek olan her yolu denemeliyiz.

Hayat, bizi çaresiz duruma düşürmek için türlü türlü oyunlar oynar. Bu oyunlara, eldeki imkanlar dahilinde, istemezsek bile düşeriz. Örneğin; Suriyedeki iç savaş yüzünden evini, ailesini, ülkesini terk ederek, başka bir ülkeye sığınan bir baba gibi. Bu babanın tek derdi, ailesini daha huzurlu ve mutlu bir şekilde hayatlarını devam ettirebilmeleri için, yabancı bir ülkeye göç etmesidir.

Çaresiz kişi kimdir? Çaresiz, ailesini korumak adına, başka bir ülkeye sığınmacı olarak giden babadır. Çaresiz, yine Suriyede kardeşini korumak için silah çeken askerlerin karşısında, dimdik duran ağabeydir. Çaresiz, çatışma esnasında, oğlunu mermilerden korumak için, kendisini kalkan olarak kullanan babadır.

Hayat insanı, ailesiyle, arkadaşıyla, vatanıyla, yaşamıyla sınar. Bu sınava girer iken, insan çalışarak girmez. Hayat, çalıştığı yerlerden sormaz. Tecrübe etmez, ettirir. Aynen bunun gibi, hayat insanı açlıkla sınar. Bu öyle çetin bir sınavdır ki, insanı çaresiz bırakır. Mesela; Afrikada açlıktan ölmek üzere olan bir çocuğun, 1 km ötede, Birleşmiş Milletler kampına gider iken, açlıktan yorgun ve bitkin düşerek, başını öne doğru eğmesi ve yanı başında sert duruşuyla onun ölmesini bekleyen akbabaların bulunmasıdır, onu çaresiz bırakan. Onu çaresiz bırakan bir lokma ekmektir.

Hayat insanı bazen, geçim derdiyle imtihan eder. Ailenin, geçimini sağlayan babadır. Baba, 1300 TL ile ev kirasını ve aklınıza gelebilecek, ailesinin bütün masraflarını karşılayabilmek için alın teriyle ve var gücüyle çalışan insandır. Bu babayı çaresiz bırakan tek şey, cebinde parası kalmaması sonucu, gidip kredi çekip ve bu krediyi ödeyemeyip, kendisini evin tavanına astığı iple, intihar etmesidir. Çaresini ölmekte bulan kişidir, çaresiz.

Hayat insanı, çocuğu ile imtihan eder. Nitekim davul zurnayla askere uğurladığı oğlunun, ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutunu gören kişidir, çaresiz olan. Evladının tabutunu görünce, aklını yitiren annedir, çaresiz olan.

Hayat insanı, ekmek parası için çöp toplamaya zorlar. İnsan, ne kadar bu işi yapmak istemese de, hayat koşulları onu çaresiz bırakır. Yaşam mücadelesi içinde, karın tokluğu için, çöp toplamaya mecbur kalan kişidir, çaresiz.

Hayat insanı, çocukları ile imtihan eder. Bir baba; 10 çocuğa tek odalı evde bakabilir iken, bir çocuk; 5 odalı bir evde, bir babaya bakamaz. Ve o baba, dilencilik etmemek için, mendil satar iken, kalp krizi geçirerek, 1 saat ambulans bekleyerek, çareyi ölümde arayan kişidir, çaresiz.

İnsan, hayatta karşılaştığı sorunlara karşı, çaresiz kaldığını hisseder. Halbuki bilmiyor ki, karşılaştığı her sorun, onun bu dünyadaki imtihanıdır. Allah (c.c): 'ÖLÜMDEN BAŞKA HER DERDE DEVA VARDIR. diyerek, bize; bu sıkıntıların üstesinden gelebileceğimizi ve bunu başarabileceğimizi söylüyor.

Yaradan, dermansız dert vermez. Dermanı aramak gerektir. Nerede olursa olsun, onu aramalıyız ve bunu başarabilmeliyiz. İnsan, her çaresiz hissettiğinde, elini semaya kaldırarak, rabbinden yardım istemelidir. Allah (c.c) buyurarak: 'DUANIZ OLMASAYDI NE EHEMMİYETİNİZ VARDI. diyerek, duanın ne kadar önemli olduğunu, bize bildirmiştir.

İnsan; çaresiz kaldığında, çareyi kendinde aramalıdır. Behçet Necatigilin dediği gibi: 'Ya ümitsizsiniz ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz ya da çare sizsiniz. NE MUTLU ÇAREYİ KENDİNDE BULABİLENLERE….