Diyarbakır’da 19 Yıllık Gassalın Cenaze Yıkama Hikâyesi!

Diyarbakır’da 19 yıldır gassal olarak görev yapan Abdülkadir Yüksel, cenaze çeşitleri ve yıkama süreçlerini uygulamalı olarak anlattı. Yüksel, yanma, boğulma ve normal ölümlerle gelen cenazelerin farklılık gösterdiğini belirtti. Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı Mezarlık ve Cenaze Hizmetleri Şube Müdürlüğü’nde gassal olarak çalışan Yüksel, bir cenazenin yıkanması, kefenlenmesi, namazı ve defnin farz-ı kifaye olduğunu söyledi. Yüksel, gassallık kelimesinin ağır bir anlam taşıdığını ve kolay bir meslek olmadığını vurgulayarak, “Maneviyatı yüksek, çok hassas ve kutsal bir görevdir. Takriben 19 senedir gassallık yapıyorum. Diyarbakır büyük olduğu için farklı cenazeler geliyor. Bu konuda biraz pratik olmak lazım. Bir cenazenin yıkanması takriben 15-20 dakika sürer. Evde ölen birinin cenazesi farklı, adli tıptan gelen cenaze farklı, ateş içinde yanan cenazeler var, suya düşenler var. Yıkama yöntemleri de buna göre değişiyor” dedi.Günde yaklaşık 35 cenaze geldiğini kaydeden Yüksel, “Bir gassalın cenazeyi çok titiz yıkaması gerekir. Çünkü ruh, bedenden çıktığı zaman, cenaze yıkandığında, kefenlendiğinde ve namazı kılındığında defne kadar kendini takip ediyor. Bir gassal cenaze yıkadığında çok hassas davranmalı. Burada 24 saat görevdeyiz. Cenaze gelmeden önce kefenimizi ve pamuğunu hazırlıyoruz” ifadelerini kullandı.Normal ve adli tıp cenazelerinin yıkama süreçlerinin farklı olduğunu belirten Yüksel, şunları söyledi: “Adli tıptan gelen cenaze, göğüsten aşağı açılarak tekrar dikilir ve kanaması durmaz. Biz bu cenazeyi yıkarken abdesti alıyor, gusülünü yaptırıyor, pamuk ve naylonla kefenliyoruz ki kan dışarıya çıkmasın. Normal cenazeyi sabunla yıkayabilirsiniz, yanma cenazesini ise sadece suyla temizliyorsunuz; üstündeki necaseti gideriyorsunuz.” Bazı cenazelerin yıkama sonrası değiştiğine de değinen Yüksel, “Bazı cenazeler tertemiz geliyor. Yıkayınca yüzü değişiyor, kapkara bir şekle dönüşüyor. Bu, Allah’ın işidir. Geçenlerde yaş itibariyle 70-80 civarında bir cenaze geldi, o cenazeyi yıkarken sabaha kadar yıkayabilirdim, o kadar rahattım. Burada iki çeşit cenaze var: biri ‘beni yıka’ diyor, diğeri ‘beni yıkama’ diyor. Bu da Allah’ın hikmetidir” dedi.