Gece zifiri karanlıktı,
Sis kaplamıştı her yanı,
Dumanlar yükseliyordu,
Karşı dağların ardından,
İçimdeki sevgi ateşi gibi,
Gökyüzü suskundu,
Ağlamak istiyordu sanki,
Damla damla gizlice,
Benim şu zavallı halime,
Seni özlediğimi onlar,
Bile biliyorlardı,
Bilemezsin sen bilemezsin,
Özlemin ne olduğunu,
Kavurucu ateş gibi yakar insanı,
Sevgi dolu kalplere sor sen,
Sor hele o gecelere,
Sensiz nasıl geçtiğini,
Onlar beni izlerdi sadece,
Sen nerden bileceksin ki,
Beraber bakıp güldüğümüz,
Dağınık saçlı o çirkin resminin,
Sabahlara kadar masamda kaldığını,
Onunla gizlice dertleşip,
Ağladığımı duydun mu ?
Sevgi dolup taşan,
Her satırında özlemi anlatan,
Çektiğim acılara sebep,
Sen olduğunu anladınmı?
Öğrendin mi seni nasıl sevdiğimi?
Bu hale düşmeme tek nedenin,
Sen olduğunu bildinmi?
Yüreğin sızlamadı mı ?
Gözlerinden bir damla
Yaş da mı gelmedi nankör be
O beraber gezdğimiz
Hani o manolya ağacındaki öten
Bülbüllerin ilk şarkımızı
Söylediğini hatırlamadın mı ?
O manolya ağacı kurumuş
Bülbüller lal olmuştu
Üzülmedinmi hayırsız ?
Yine mi ağlamadın?
Halbuki sen o manolya
Ağacını ne kadar da çok
Severdin öyle değil mi ?
Hatırladın mı ?
Sonra biliyor musun ?
Bana yazdıklarına güldüm be .
Hep nasihat çocuklar gibi,
İçme diyorsun yine,
Uzanma şişelere artık,
Kır onları birer birer,
Hele bir de son satırında,,
Kolay mı sanıyorsun sen,
Sen yanımda olsaydın eğer,
Kadehlere sarılır mıydım hiç,
Seninle beraber olup,
Yaşamak isterken her saniyeyi,
Cehennem azabı gibi günler,
Geçmiyor sensiz bir türlü,
Mecburum içkide arıyorum seni,
Sanki o an sen geliyorsun,
Son çarem kadehlerdi,
Başka barınak bulamadım ki,
Sığınacak,
Su almaya başlamış bir gemi gibi,
Liman arıyorum barınacak,
Bulamıyorum batmayı bekliyorum,
Başka bir kurtuluş bulamıyorum.