Ahmet Kadir GÜNGÖR Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; Kazaz ustası Mehmet Emin Güngör’ün oğluyum, kendisinden bu mesleği öğrenmeye çalışıyorum inşallah ileride de sertifikamı alıp devam ettirmek niyetindeyim. Sanatı yaşatıp, elimizden geldiğince tanıtıp yaşatmaya çalışacağız inşallah. Daha önceden rızvaniye külliyesinde Valiliğimiz destekleyip bu sanatların yaşatılması için destek veriyorlardı, yetkililer geliyordu, toplantılar yapıyorlardı, bizlere destek veriyorlardı. Ama şuan ustalarımız adeta kenara atılıp değersizleştirilmeye çalışılıyor bir nevi çünkü yetkililer yeni yapılacak olan projeler dâhil etmiyorlar aksine kendilerini buradan çıkarma eyleminde bulundular alternatif yerler sunulmadan. Burası sadece Şanlıurfa’nın değil Türkiye’nin değeri burada ki ustalarımız, kimisinin Türkiye’de bir eşi yok örneğin kazaz ustası babam Mehmet Emin Güngör’ün ikinci bir eşi yok. Bazı ustalarımız hem kendisi sanatını icra ediyor hem de o sanatı tanıtıp öğrenciler de yetiştiriyorlar. Örneğin neyzen var, kazaz ustası var, hat sanatı var, def ustamız var hepsi de islamla özdeşleşmiş sanatlardır. Bunlar bize ait, ülkemize ait sanatlar, bunları değerlendirip Urfa’mızın sanatına katkı sağlayıp hem de ustalarımıza değer verebilir yetkililer. Bu aynı zaman da kendilerine de bir kazanım olur, yetkililerden nacizane isteğimiz tekrar ait olduğu değeri vermeleri, ustalarımız kırgın ama tabi desteği bekliyorlar, asla ümit kesmediler, yetkililerden desteği her zaman bekliyoruz.
KAZZAZLIK
İpek ipliğin el ile bükülerek işlenmesine "Kazzazlık" denilmektedir. "Kazzaz Pazarı" denilen kapalı çarşıda (Bedesten) eskiden 30-40 dükkânda sürdürülen bu tarihi sanat günümüzde aynı çarşıdaki bir iki usta tarafından yaşatılmaya çalışılmaktadır.
100-150 yıl kadar önce ipekçilik Urfa'da önemli bir sektör durumundaydı. Bugün Urfa bahçelerinde görülen çok sayıdaki dut ağacının zamanında ipek böcekçiliğinde kullanıldığı, yaşlılar tarafından söylenilmektedir. Bu sektör günümüzde tamamen terkedilmiş bir durumda olup kazzaz esnafı tarafından kullanılan ipek iplikleri Diyarbakır ve Bursa'dan getirtilmektedir.
Çeşitli renklerdeki ipek ipliği kullanım yerlerine göre:
a) İnce İbrişim (İpek),
b) Kaba ibrişim olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır.
KAZZAZLIK ÜRÜNLERİ
İnci Saplama: İnci tanelerinden oluşan, Şanlıurfa kadın takıları arasında önemli bir yeri olan ve "Kelep" denilen boyun takısının incilerin "korlar" (sıralar) halinde ince ibrişimlere "saplanması"na (geçirilmesine) inci saplama denilmektedir.
Kaytan: Kaba ibrişimden örülmüş, 1-2 cm. eninde, 1-1.5 m. uzunluğundaki şeritlere "kaytan" denilmektedir.
Cep Saati ve Tabanca Kaytanı: Kaba ipekten 1 cm. genişliğinde örülür.
Kor Kaytanı: Sarı renkli ipekten 2-3 cm. genişliğinde örülerek üzerine altın liralar dizilir. Kadınlar tarafından boyuna takılır.
Saç Bağı: Siyah renkte ipek ipliklerinin kadın saçı görünümü verecek şekilde örülerek uç kısımlarına yedi renkte püsküller bağlanmasına "saç bağı" denilmektedir. Köylü kadınlar tarafından başın arkasına takılan saç bağı suni bir saç görünümü verir.
Puşu Püskülü: İpekten yapılan bu püsküller, eskiden Şanlıurfa'da aba tezgahlarında ipekten dokunan ve "Sırmalı Puşu" denilen erkek baş örtülerinin çevresini süslemede kullanılırdı.
Tespih Püskülü: Tespih tanelerinin renkleri ile uyumlu olarak ipek iplikten yapılır.
Sırma Şerit: Gümüş sırmalarla (tellerle) işlenen bu şeritler, köylü kadınlar tarafından başa takılan ve "Köfü" denilen başlıklara dikilirdi.
İggal: Puşuyu başa tuttarmaya yarayan, yün veya ipekten yapılmış yuvarlak formlu başlığa iggal denilmektedir. Yassı ve Top olmak üzere iki türü vardır.
Yassı İggal: Deve veya koyun yününden yapılmış ipler, 30-40 sıra halinde ve başa geçecek genişlikte yuvarlak biçimde bağlanır; bu ipler 5 cm. ara ile 2 cm. genişlikte sarılarak boğumlanır. Bir yassı iggal'de büyüklüğüne göre 6-7 boğum bulunmaktadır.
Yassı iggalin arkasından iggal yününün renginde, uçları püsküllü dört sıra ip sarkmaktadır.
Deve yününden yapılan iggallerin baş ağrısını aldığına Araplar tarafından inanılmaktadır.
Top İggal: Serçe parmak kalınlığında, 1 m. uzunluğundaki kendirin üzeri siyah ipek iplikle sıkça sarılarak uç kısımları birbirine bağlanır ve katlanarak iki kor (sıra) halinde başa takılır. ıggal'in birleşen uç kısımlarından püsküllü ipler sarkıtılır. Püskül iplerinin örgü, kaytan ve bükme çeşitleri vardır.
Daha çok Halep'ten getirtilen Top iggal, ayrıca Şanlıurfa'da da yapılırdı.
KAZZAZLIKTA KULLANILAN ALETLER
"İş Ağacı" denilen alet kazzazlıkta kullanılan tek ve en önemli alettir. Kazaz ustası bütün işlerini bu basit alet üzerinde yapmaktadır. ış Ağacı, 40 cm. uzunluğunda, 15 cm. enindeki yassı bir tahtanın üzerine dikine yerleştirilen 30 cm. uzunluğunda, 3 cm. çapında yuvarlak bir ağaçtan ibarettir. Yuvarlak ağacın baş kısmı iplikleri tutacak şekilde boğumludur. Yassı tahta diz altında sıkıştırılarak örülecek ipek iplikler dik ağacın baş kısmındaki boğuma tutturulup püskül, igal ve keytan yapımı gerçekleştirilir.
Tarihi çok eskilere dayanan bu sanatın bilinen en eski ustaları Kazzaz Ali İpek, Kazzaz Bekir, Kazzaz Mustafa, Kazzaz Halil İpek, Kazzaz Mustafa İpek ve Kazzaz İbrahim Pamukçu'dur. Urfa'da kazzazlıkla iştigal eden bazı aileler "İpek", "İpekçi", "Kazzaz", "Ören" ve "Örer" soyadlarını almışlardır.
(özel Haber)
KAZZAZLIK
İpek ipliğin el ile bükülerek işlenmesine "Kazzazlık" denilmektedir. "Kazzaz Pazarı" denilen kapalı çarşıda (Bedesten) eskiden 30-40 dükkânda sürdürülen bu tarihi sanat günümüzde aynı çarşıdaki bir iki usta tarafından yaşatılmaya çalışılmaktadır.
100-150 yıl kadar önce ipekçilik Urfa'da önemli bir sektör durumundaydı. Bugün Urfa bahçelerinde görülen çok sayıdaki dut ağacının zamanında ipek böcekçiliğinde kullanıldığı, yaşlılar tarafından söylenilmektedir. Bu sektör günümüzde tamamen terkedilmiş bir durumda olup kazzaz esnafı tarafından kullanılan ipek iplikleri Diyarbakır ve Bursa'dan getirtilmektedir.
Çeşitli renklerdeki ipek ipliği kullanım yerlerine göre:
a) İnce İbrişim (İpek),
b) Kaba ibrişim olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır.
KAZZAZLIK ÜRÜNLERİ
İnci Saplama: İnci tanelerinden oluşan, Şanlıurfa kadın takıları arasında önemli bir yeri olan ve "Kelep" denilen boyun takısının incilerin "korlar" (sıralar) halinde ince ibrişimlere "saplanması"na (geçirilmesine) inci saplama denilmektedir.
Kaytan: Kaba ibrişimden örülmüş, 1-2 cm. eninde, 1-1.5 m. uzunluğundaki şeritlere "kaytan" denilmektedir.
Cep Saati ve Tabanca Kaytanı: Kaba ipekten 1 cm. genişliğinde örülür.
Kor Kaytanı: Sarı renkli ipekten 2-3 cm. genişliğinde örülerek üzerine altın liralar dizilir. Kadınlar tarafından boyuna takılır.
Saç Bağı: Siyah renkte ipek ipliklerinin kadın saçı görünümü verecek şekilde örülerek uç kısımlarına yedi renkte püsküller bağlanmasına "saç bağı" denilmektedir. Köylü kadınlar tarafından başın arkasına takılan saç bağı suni bir saç görünümü verir.
Puşu Püskülü: İpekten yapılan bu püsküller, eskiden Şanlıurfa'da aba tezgahlarında ipekten dokunan ve "Sırmalı Puşu" denilen erkek baş örtülerinin çevresini süslemede kullanılırdı.
Tespih Püskülü: Tespih tanelerinin renkleri ile uyumlu olarak ipek iplikten yapılır.
Sırma Şerit: Gümüş sırmalarla (tellerle) işlenen bu şeritler, köylü kadınlar tarafından başa takılan ve "Köfü" denilen başlıklara dikilirdi.
İggal: Puşuyu başa tuttarmaya yarayan, yün veya ipekten yapılmış yuvarlak formlu başlığa iggal denilmektedir. Yassı ve Top olmak üzere iki türü vardır.
Yassı İggal: Deve veya koyun yününden yapılmış ipler, 30-40 sıra halinde ve başa geçecek genişlikte yuvarlak biçimde bağlanır; bu ipler 5 cm. ara ile 2 cm. genişlikte sarılarak boğumlanır. Bir yassı iggal'de büyüklüğüne göre 6-7 boğum bulunmaktadır.
Yassı iggalin arkasından iggal yününün renginde, uçları püsküllü dört sıra ip sarkmaktadır.
Deve yününden yapılan iggallerin baş ağrısını aldığına Araplar tarafından inanılmaktadır.
Top İggal: Serçe parmak kalınlığında, 1 m. uzunluğundaki kendirin üzeri siyah ipek iplikle sıkça sarılarak uç kısımları birbirine bağlanır ve katlanarak iki kor (sıra) halinde başa takılır. ıggal'in birleşen uç kısımlarından püsküllü ipler sarkıtılır. Püskül iplerinin örgü, kaytan ve bükme çeşitleri vardır.
Daha çok Halep'ten getirtilen Top iggal, ayrıca Şanlıurfa'da da yapılırdı.
KAZZAZLIKTA KULLANILAN ALETLER
"İş Ağacı" denilen alet kazzazlıkta kullanılan tek ve en önemli alettir. Kazaz ustası bütün işlerini bu basit alet üzerinde yapmaktadır. ış Ağacı, 40 cm. uzunluğunda, 15 cm. enindeki yassı bir tahtanın üzerine dikine yerleştirilen 30 cm. uzunluğunda, 3 cm. çapında yuvarlak bir ağaçtan ibarettir. Yuvarlak ağacın baş kısmı iplikleri tutacak şekilde boğumludur. Yassı tahta diz altında sıkıştırılarak örülecek ipek iplikler dik ağacın baş kısmındaki boğuma tutturulup püskül, igal ve keytan yapımı gerçekleştirilir.
Tarihi çok eskilere dayanan bu sanatın bilinen en eski ustaları Kazzaz Ali İpek, Kazzaz Bekir, Kazzaz Mustafa, Kazzaz Halil İpek, Kazzaz Mustafa İpek ve Kazzaz İbrahim Pamukçu'dur. Urfa'da kazzazlıkla iştigal eden bazı aileler "İpek", "İpekçi", "Kazzaz", "Ören" ve "Örer" soyadlarını almışlardır.
(özel Haber)