Şakak; Ben her zaman için diyorum bir esnafın yiyemeyeceği hiçbir yemeği, hiçbir tatlıyı satmaması lazım. Bu bir insanlık görevidir,
Bizim genel çalışmamız, esnafımızın mağduriyetinin giderilmesi, biz bu konuda gerekli takipleri yapıyoruz, Allah’a şükürler olsun fiyatlar biraz yerinde durmaya başladı, inşallah enflasyon oranı düşer de esnafımız enflasyona yenik düşmez.
Elazığ Türk şekerleri genel müdürüne müracaat edip esnafımızın gecikmeli olarak şekerin verildiğini söyledik. Bize 60 ton kota verilmiş diye biz yetiştiremiyoruz, 12. Ayın 8 – 9’un da size verebileceğimiz söyledik. Civar illerde ki fabrikalarla görüştük, bizim esnafımıza duyurulur
Bunu biz zabıta daire başkanımıza da söyledik, herkesin masasında fiyat listesi, günün menüsünün lokantaya yapıştırılması günün menüsü fiyatlarıyla beraber hem İngilizce hem Türkçe. Bu bizim hem işleyişimiz kolaylaştırır hem de müşteri diyemez bana pahalı verdiler diye, müşteri fiyatları görüp içeriye girer, tabela da görmese masanın üstünde görür.
SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?
Ben Mehmet ŞAKAK, Şanlıurfa lokantacılar, köfteciler ve tatlıcılar esnaf odası başkanıyım.
ODANIZIN ÇALIŞMALARI HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Biz Elazığ’a gidip dilekçe halinde Elazığ Türk şekerleri genel müdürüne müracaat edip esnafımızın gecikmeli olarak şekerin verildiğini söyledik. Bize 60 ton kota verilmiş diye biz yetiştiremiyoruz, 12. Ayın 8 – 9’un da size verebileceğimiz söyledik. Civar illerde ki fabrikalarla görüştük, bizim esnafımıza duyurulur. Bizim genel çalışmamız, esnafımızın mağduriyetinin giderilmesi, biz bu konuda gerekli takipleri yapıyoruz, Allah’a şükürler olsun fiyatlar biraz yerinde durmaya başladı, inşallah enflasyon oranı düşer de esnafımız enflasyona yenik düşmez. Biz zabıta daire başkanlarıyla, tarımla, gereken mülki amirleri ile görüşmeleri yapıyoruz. Bizim Göl caddesinde ki lokantalarımızdan gelen bazı şikâyetler, biz diyoruz ki Urfa için her gelen yerli de olsa, yabancı da olsa misafirdir, 1 turist bin turist demektir. Urfa’nın imajını zedeleyecek hiçbir şey yapmayalım, arkadaşlarıma böyle söylüyorum, bizim esnafımızın eleman sıkıntısı olduğundan dolayı bir an önce bu soruna çözüm bulunması lazım, çünkü asgari ücretin yükselmesiyle insanların iş imkânı artmıyor. bu konuda yetkililerin muhakkak çalışması lazım bizim ahilik sanatından ağaç yaşken eğilir geleneğinden gelen bir kültürümüz var. Bizim büyüğe, küçüğe saygımız vardır, benim yaşım 50, benden 10 yaş büyük ustalarımı görünce halen ellerini öperim, saygıdan dolayıdır, sevgiden dolayıdır.
Bizim bu konuda çalışmamız sürüyor, küresel sıkıntının verdiği sorunlar da var esnafımız da, şuan da baya durgunluk var. Sağ olsun hükümetimiz esnafımıza 500 bin lira 5 yıllık destek veriyor, esnafımızdan çok müracaat eden oluyor ama bunun geri ödemesi de önemlidir. Esnafımızın sıkıntılarının giderilmesi lazım bir de dönüşü lazım bu konuda belediyelere çok iş düşüyor, her esnafın arasında 500 ila bin metre arasında bir karar alınması lazım, etik olmayan şeylerin yapılmaması lazım. Bizim örneğin eski sanayi de adamın yanında 3 tane lokanta var, 100 metre ilerisinde köfteci var, ortasında adam yumurta satıyor. Adam ekmeğini kazanmak için açıyor tamam ama gitsin Pazar yerinde açsın, onların yeri var. Benim faal çalışan, vergi ödeyen, işçi çalıştıran, sigorta ödeyen esnafımın yanında korsan işletme istemiyoruz. Bu konuda biz yetkililere sesimizi duyuruyoruz, herkesin gerekeni yapmasını arzu ederiz.
LOKANTALARIN HİJYENİK OLMADIĞINI VE ESNAFIN İNSANLARI NEREDEYSE ZORLA DÜKKÂNA GETİRDİKLERİ KONUSUNDA Kİ ŞİKÂYETLER HAKKINDA SİZ NELER SÖYLEYECEKSİNİZ?
Aşağı çarşı da bende esnaflık yaptım, aşağı çarşı tarihi bir han bölgesidir, aşağı çarşının dokusuna esnafımız karışamıyor çünkü anıtlar kurulundan izin alınması lazım. Bu konuda bizim esnafımız her hangi bir gelişi güzel temizlik yapamıyor, yalnız esnafımızın genellikle tüm malzemelerinin hijyenik olması, kapalı olması, aşağı çarşı turizm bölgesi olduğu için gelip geçici müşteriler var. Örneğin A dükkânı görünüyor ama B dükkânı kapalı alan da kalıyor, kapıda ki garsonlar onları kendi dükkânına çekmek istiyor. Aslında bunu daha güzel ve anlayışla veya tanıtımla daha çağa uygun bir şekilde halledilebilir, bu eski gelenek ve göreneklerden kalan bir durumdur. Bunu biz zabıta daire başkanımıza da söyledik, herkesin masasında fiyat listesi, günün menüsünün lokantaya yapıştırılması günün menüsü fiyatlarıyla beraber hem İngilizce hem Türkçe. Bu bizim hem işleyişimiz kolaylaştırır hem de müşteri diyemez bana pahalı verdiler diye, müşteri fiyatları görüp içeriye girer, tabela da görmese masanın üstünde görür. Hiçbir şekilde hak geçmez birbirine, ben bunu söyledim sağ olsun bazı daire başkanlarımız onayladı. Şuan da ne tür bir uygulama yapılıyorsa ben gezip görmemişim, biz gereken örneklerini Ankara’dan kendilerine gösterdik.
HALK SAĞLIĞI İLE OYNAYAN KİM OLURSA OLSUN BENİM GÖZÜM DE ESNAF DEĞİLDİR.
Bizde ki sıkıntı şöyle, bizim ana cadde üzerinde ki esnaflarımız hedeftir zaten, ana caddenin üzerinde olmayan esnafımızın da denetlenmesi lazım. Ben esnafa ceza kesilmesine karşıyım, uyarı verilir, halk sağlığı ile her kim olursa olsun babam da olsa halk sağlığı ile oynayan kim olursa olsun benim gözüm de esnaf değildir. Bundan dolayı ben tarım il müdürlüğümüze, daire başkanlarımıza; görünmeyen yerlere gitsinler, zaten görünen yerler göz önündedir. Halk hemen tepkisini koyuyor, örneğin bugün patlıcanlı kebabın porsiyonu 85 lira, temiz et kullanırlarsa ancak kurtarır ama adam tutuyor patlıcanlının şişini 25 – 30 liraya veriyor. O insan et kullanmıyor, taşlık kullanıyor, yalan söylüyor milleti kandırmanın bir anlamı yok. Benim pastanesi esnafım yine öyle çünkü her şeyin bir maliyeti var ben buradan vatandaşıma sesleniyorum, ucuz olan her malın altında bir şeyler aranması lazım, belki kullandığı malzeme gıda endeksine uygundur ama genetiği değişmiş hiçbir gıda halk sağlığına uygun değildir. Urfa biberinin genetiği ile oynandı, bu sene biber yoktu çünkü genetiği ile oynanan her hücre bir sonra ki devir de ölmeye mecburdur. Bu hastalıkların çoğalması, global dünya da bununla ilgili hem ilaç üretilmesi hem ilaç uygulanması gereken çalışmalar yapılıyor ve bunu da özellikle Müslüman ülkelerin üzerinde deniyorlar. Bu konuda bizim uyanık olmamız lazım, esnaflarımızın bu konuda uyanık olması lazım. Ben her zaman için diyorum bir esnafın yiyemeyeceği hiçbir yemeği, hiçbir tatlıyı satmaması lazım. Bu bir insanlık görevidir, ben bu konuda hem faal de hem görsel de bütün arkadaşlarımı uyarıyorum. Uyan var, uymayan da diyelim adamın işi kırık, yan tarafında korsan çalışanlar var. Diyorlar ki başkanım sen bize ne yapıyorsun? Ben elime silah alıp gidip adam vuramam ama benim yasal hakkım neyse devlet yetkililerinden isterim, esnafın güçlü olması lazım, esnaf güçlü olursa devlet güçlü olur.
BİZE ZAMAN AYIRDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
Ben teşekkür ederim.