Dünyaya bir bebek getirmek genellikle tarifsiz bir mutluluk olarak görülse de, birçok anne için bu süreç duygusal olarak oldukça zorlu geçebiliyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nden Uzman Psikolog Tuğçe Denizgil Evre, doğum sonrası dönemde kadınların ruh halindeki dalgalanmaların bazen lohusa depresyonuna işaret edebileceğini ifade etti.
Doğumdan sonraki ilk altı hafta içinde sinsice başlayan ve birkaç ay sürebilen bu depresyonun, kimi zaman bir ila iki yıla kadar uzayabildiğini belirten Evre, bu durumun hormonal, psikolojik ve sosyal etkenlerin birleşimiyle ortaya çıktığını vurguladı.
Gebelik döneminde yükselen östrojen ve progesteron hormonlarının doğumla birlikte ani düşüşü, tiroit bozuklukları veya B9 vitamini eksikliğinin de lohusa depresyonunda etkili olabileceğini ekledi.
Yüzde 70’e Varan Oranda Görülüyor
Yeni doğum yapan annelerin yaklaşık yüzde 50 ila 70’inde görülen lohusa depresyonunun genellikle iki ay sürdüğünü belirten Uzm. Psk. Tuğçe Denizgil Evre, “Yeni annenin kafası karışıktır; sık sık ağlama nöbetleri geçirebilir, dikkatini toplayamaz ve vücudundaki her noktanın ağrıdığını hissedebilir. Ancak belirtiler on günden uzun sürüyorsa profesyonel destek gerekir” dedi.
Psikolojik ve Sosyal Etkenler Belirleyici
Evre, doğum yapan tüm kadınlarda hormonal değişiklikler görüldüğünü ancak stres, kişiler arası ilişkiler ve sosyal destek düzeyinin bu süreçte belirleyici olduğunu vurguladı.
Hayatlarını dış faktörlerin yönettiğini düşünen annelerin depresyona daha yatkın olduğunu belirten uzman, doğumdan sonraki üç gün içinde hormonların hamilelik öncesi seviyeye döndüğünü, ancak anneliğin getirdiği psikolojik ve sosyal yüklerin depresyon riskini artırdığını söyledi.
Belirtiler Çok Yönlü Olabiliyor
Lohusa depresyonunun belirtilerinin kişiden kişiye farklılık gösterebildiğini dile getiren Evre, şiddetli hüzün, boşluk hissi, aşırı yorgunluk, enerji kaybı, sosyal çevreden uzaklaşma, bebeği sevememe düşüncesi ve bebeğe zarar verme korkusu gibi belirtilerin yaygın olduğunu söyledi.
“Anneler konsantrasyon güçlüğü, bellek zayıflığı, panik atak, iştahsızlık, kilo kaybı, uykusuzluk, bebeğe ilgisizlik veya hatta zarar verme düşüncesi yaşayabilir. Bu süreçte suçluluk, değersizlik, umutsuzluk ve intihar düşünceleri dahi ortaya çıkabilir.” ifadelerini kullandı.
Mutlaka Doktora Başvurulmalı
Evre, lohusa depresyonunun şiddetinin her kadında farklı olabileceğini belirterek, tedavide doktor kontrolünde ilaç kullanımı ve destek gruplarının önemli olduğunu vurguladı.
“Emziren anneler dahi doktor kontrolünde ilaç kullanabilir.” diyen Evre, tedavi edilmediğinde bu durumun hem anne hem de bebek için ciddi sonuçlara yol açabileceğini söyledi.
“Eğer anne günlük yaşamla başa çıkamıyor, kendisine ya da bebeğine zarar vermeyi düşünüyorsa mutlaka profesyonel yardım alınmalıdır. Lohusalık döneminde annenin yanında anlayışlı, tecrübeli ve destekleyici bir yetişkin bulunması çok önemlidir. Anne, yaşadığı bu duygusal sıkıntıların geçici olacağı yönünde bilgilendirilmeli ve cesaretlendirilmelidir.” dedi.