Şanlıurfa'da fabrika sayıları yetersiz

Gökhan BOZKURT Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; Türkiye’nin sistemi olan İŞ-KUR bence şöyle olması lazım, şahsın küçüklükten yetişip, büyüyene kadar şahsın kendisi hangi mesleğe becerisi varsa o şahıs İşkur’da web sitesinde olsun düzenleme olarak, İşkur’un kendisinde düzenleme olsun kişi gidip başvurduğu zaman şöyle olması lazım. Örneğin, diyorsun ki ben demir doğrama işini biliyorum orada çalışacağım, demir doğrama ünitesi işi var orada seçenekler var, örneğin aşçı seçeneği var, elektronikçi seçeneği var bunun gibi seçeneklerin olduğu bir sistem olacak. Kişi oraya kaydını yapacak adam 6 ay boyunca evde oturduğu halde işini bulamamış, İşkur web sitesinde de telefon numarası kayıtlı. Sistemden o iş ilanı düştüğü zaman o kişiye bildirim gelecek, eleman eksikliğini o şekilde kapatacak. Maalesef çoğul olarak istihdam Şanlıurfa gibi küçük fabrikaların olduğu yerler de maalesef sanayi gelişmesi olmadığından dolayı istihdam az. İçimiz de işe en ihtiyacı olan, durumu kötü, yıllardır işe girmemiş, anne, babasına, ailesine bakmakla yükümlü olan kişilere öncelik verilmesi lazım bence. Bu kişiler iş bulamayınca çareyi buradan gitmekte, Batı tarafında arıyorlar. Bence işsizliğin ana temeli şahıs kendi mesleğinde ustadır ama işi bulamamaktan dolayı başka yere göç etmek zorunda kalıyor. Diğer bir husus, işsizliğin en büyük kaynağı, kişi Batı tarafında tecrübeli, deneyimli, deneyimsiz olayı olduğundan dolayı işe adapte olamıyor. İşe alınmama korkusundan dolayı memleketine dönüş yapıyor.dedi.

Mustafa YAZAR Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada , Şanlıurfa’nın çiftçilik alanında üretiminin yeterli olduğunu düşünüyorum ama bunu iyi bir şekilde pazarlayamadığımızı düşünüyorum. En basiti, Türkiye’nin fıstık merkezi Şanlıurfa ama fıstığın işlenmesi, Antep fıstığı diye konuşuluyor, en basit örneği budur. Diğer konular da üretim olarak iyiyiz, ama fabrika konusunda, pazarlama konusunda zayıf olduğumuzu düşünüyorum. Çukurova örneği de verebiliriz, pamuk denince oranın ismi geçiyor, yerleşim yeri burası, merkezi burası ama fabrikalar orada olduğu için faydası bizim insanımıza değil daha çok dışarıya dokunuyor. Çünkü çiftçinin kazandığı ile fabrika da işlenip, satılması arasında büyük farklar var. Şanlıurfa’da işsizlik var çünkü istihdam alanları çok sınırlı, herkes şuan ki ekonomik sıkıntılar da kendini kamuya atma, sırtını devlete dayama peşinde ve haklılar da çünkü şuan ki ekonomik sıkıntılar çok büyük. İnsanlar bu konuda zorlanıyorlar, fabrikaların açılması işsizliğin önlenmesi açısından çok büyük bir öneme sahiptir.dedi.

Mikail KILIÇ Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ;  Şanlıurfa ciddi bir şekilde işsizlik var, baktığımız zaman 81 vilayetin hemen her vilayetinde tarımımız baş gösteriyor. Doğusundan, Batısına Kuzeyinden, Güneyine bizim Urfalı vatandaşımız yılın ortalama 8 ayını dışarıda tarım işçisi olarak geçiriyor. Şanlıurfa’da işsizlik olmasaydı vatandaş diğer illere gidip çalışmazdı ailesiyle. Fabrika sayılarının yeterli olmasından ziyade biz üretim konusunda yeterli değiliz. Biz ürettiğimizden fazlasını tüketiyoruz, bu konuya biz çözüm bulmaları lazım yetkililerin, Milletvekillerinin, Bakanlarımızın bu işe bir çözüm bulması lazım. Tüketim, üretimden daha çok o yüzden yetişmiyor baktığımızı zaman okul okumuş olan gençlerimizin çoğu işsiz dolaşıyor, bu yüzden askeri teşkilata olan ilgi arttı, iş bulamayınca gidip askeri personel oluyorlar.dedi.

Mustafa EKİNCİ Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ;  Şanlıurfa’da bulunan fabrika sayılarının çoğalması gerekmektedir, ama baktığımız zaman halkımız genelde tarla peşinde, tarla sayılarımız çoğalıyor ama asıl olarak bizim fabrika sayılarımızın arttırılması lazım. Şahsen benim param olsa ben fabrika kururdum tarla alacağıma, fabrika olunca istihdam artacak, üretim artacak, insanlar gelip oraya çalışacak, para kazanacaklar, evlerine ekmek götürecekler. Fabrika sayıları arttırılırsa, işsiz insanlar orada iş bulursa, üretim olursa, ithalat olursa, ihracat olursa çok iyi olur. Ama maalesef bizim elimize para geçince tarla alıyoruz, arsa alıyoruz, daire alıyoruz veya altın, dolar alıyoruz.dedi.


Nihat TIRPANCI Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ;  Şanlıurfa gerçekten üretim konusunda çok iyi ama maalesef işletemiyoruz, duyduğum kadarıyla tahmini olarak Şanlıurfa’nın, yüzde 67 oranlarında bir sayıydı, Türkiye’nin fıstık ihtiyacını karşılıyoruz ama ismi Antep fıstığı olarak geçiyor. Patent parasını onlar alıyorlar, hak parasını onlar alıyorlar, reklam paralarını onlar alıyorlar. Urfa’da üretilen Antep fıstığı, Urfa’da üretilen Urfa fıstığı olur, Antep’te üretilen Antep fıstığı olur. Sebebine gelince her toprak da üretilen ürünün kendinden az topraktan aldığı yapı ile ayrı bir tadı olur. Diyor ki, biz de 800 yıllık ağaç çıkmış, sende 800 yıllık ağaç çıkmış diye burada ki 80 bin tane, 100 bin tane ağaç senin olacak değil. Adamın biri almış orada patent benim diyor, tüm kaymağı o yiyor, baktığımız zaman pamuğu biz üretiriz Çukurova’nın ismi geçer, fıstığı biz üretiriz Antep’in ismi geçer, turizm bizdedir başka şehrin ismi geçer. Adamlar ilçemize dahi sahip çıkmışlar, baktığımız zaman yanlış değilsem Antep sanayisi Türkiye’de ki 5. Sanayi oldu galiba. Adamlar her şeyimize sahip çıkmışlar, bu şekilde nasıl ekonomi düzelecek? Adam fıstığı ekmiş, etmiş, Antep’e satıyor o da üzerine Antep fıstığı yazıyor daha sonra bize kilosunu 130 – 140 liraya geri satıyor. Bizim üretimimiz hat safa da ama ürettiğimize sahip çıkan yok maalesef, sorun burada. Şanlıurfa’da fabrika sayılarının yetersiz olması başlı başına bu sorunu üretiyor zaten, yanlış değilsem Şanlıurfa’da fıstık fabrikası yok, Urfalılar topladıkları tüm fıstıkları oraya satıyorlar, verme o zaman vatandaşta da sıkıntı yok, sen vermesen Antep fıstığı nereden satacak, sen kendin sat fıstığını, kendi fıstığını satamayan bir şehrin sanayisi olmaz.dedi.