Şanlıurfalı Mehmet Zaman, Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; Zaman ciğer salonun işletme sahibiyim 1979’dan beri ben bu işi yapıyorum, benden sonra aile büyüklerim de devam ediyorlar. Şuan da bildiğiniz gibi Urfa’da ciğercilerin çoğalması sıkıntıya sebep oluyor çünkü bizim elemanlarımız büyüdükten sonra, belli bir kapasiteye geldikten sonra yer açmayı düşünüyor. Büyük yer açınca malum Urfa’nın nüfusu kalabalık olduğu için yerin çok yoğun olduğundan dolayı yer açan elemanımız kendisi doğrama ve saplamaya yetişemiyor ve hep kasa da oturuyor. Bu yüzden belli bir zaman lezzetli olan ciğer sonra lezzetini kaybediyor çünkü işçiyle iş dönmez, ben her sabah saat 5 de geliyorum, ciğerin hepsini elimle doğruyorum. Ciğerin lezzetli olmasının bir püf noktası vardır, bugün kesilip doğranan hayvanın ciğerinin dinlenmesi lazım ve o ciğerin açılıp ameliyatı olacak tıpkı bir insan gibi ameliyat olur. İçinden sinirler temizlenir, sinir temizlendikten sonra o ciğer ufak doğranır çünkü içi ve dışı lale gibi pişsin diye. Kuyruk, taze hayvan kuyruğuyla yapılırsa tabi bunu ben anlatıyorum, millet yapar veya yapmaz kendileri bilir ama Şanlıurfa’nın ciğerinin gerçekten lezzetli olmasının sebebi, hayvan kesildikten sonra ciğerin dinlenmesi lazım. Dinlendikten sonra onun ameliyatı olacak, içinde ki sinirlerin hepsinin temiz olması lazım çünkü sinir ağız da çiğnendiği zaman lezzet orada kayboluyor. Bir de pişmesi çok önemli, ufak doğrandığı zaman ciğerin içi de dışı da lale gibi pişer, ciğerin lezzeti buradadır. Ciğerin gerçekten lezzetini almak istiyorsanız soğan ve pul biberden başka dürüme bir şey koymayacaksın, soğan ve pul biber koyunca lezzetine varırsın ama dürümün içine maydanoz koyuyorlar, yanında salata veriyorlar bilmem ne böyle olunca o ciğerin lezzeti ölüyor. Büyük bir yer açmış adam ezme salata veriyor, çoban salatası veriyor bunlar ciğerin yanında olmaz, ciğeri soğan ve biberle yesinler bir de daha sonra salatayla beraber yesinler ve kararı kendileri yesinler ondan sonra bize hak verirler. Ben 1980 yılından beri her sabah 5 de gelip ellerimle saplarım ciğerimi, saat 9’a kadar dolabımı dolduruyorum ondan sonra ocağıma kalkıyorum çünkü ben işimi işçiyle göndermiyorum. Yetiştirdiğim işçiler var, Urfa’da şuan da beni dinleyenler bilirler hepsi de yanım da çalışmış, biz kimseyi kınamıyoruz, kimseye de iyi veya kötü yapıyor demiyoruz ben sadece ciğerin lezzetinden bahsettim. Buraya gelen yerli ve yabancı turistler ciğeri yedikten sonra soruyoruz, nasılmış diye Türkiye’de böyle bir lezzet de varmış, biz bilmiyorduk diyorlar, bizim memlekette de ciğer yiyoruz ama aynı lezzeti alamıyoruz diyorlar. Ciğerin özelliği bu Şanlıurfa’dan çıktıktan sonra hayvanın lezzeti gidiyor hem havasından hem de suyundan, Gaziantep’İ geçtikten sonra ki yerler de bulunan hayvanlar da aynı lezzeti bulamıyorsun, buranın hayvanı hem tuzludur, buranın havası, iklimi hayvana göredir. Doğuyu çıktıktan sonra hayvanın lezzeti kendiliğinden kayboluyor bunu ben demiyorum tüm profesörler de biliyor, ben 41 yıldır yapıyorum bu mesleği, hayvanın lezzeti orada kayboluyor, beslenme şekli değişiyor. Bizim hayvanı kes beklet o eti ye bir de dışarıdan gelen en güzel eti ye aynı lezzeti vermez, bizim İstanbul’da 8 tane lokantamız var aynı lezzeti alamıyorlar, burada hayvanı kesip götürünce yine değişiyor lezzeti.dedi.
özel haber
özel haber