Araştırmacı Yazar Fethi Göktepe, Şanlıurfa’nın manevi ve kültürel zenginliklerine dair anlamlı bir hikayeyi aktardı. Göktepe, Urfa’da yetişmiş büyük bir zatın evinde geçen, yüzyıllar öncesine dayanan bir olayı anlattı.
Göktepe’ye göre, o dönemde ulaşımın zorluğu Böyle deyince hanımı der ki ağam hac da biz Urfa’dayız deyince Hacı Kirif, sen ver ben götürürüm der, evin hanımı der ki Kirif doymamış, istemeye de utanıyor kalkıp bir tabak dolmalı köfteyi kaba koyar ve Urfalı bir evin sahibi Hicaz’a gitmiştir. Ev hanımı, Hacı Kirif adlı kişiye, ağasının çok sevdiği dolmalı köfteyi götürmesini ister. Hacı Kirif, dolmalı köfteyi manevi bir güçle Hac’da bulunan ağasına ulaştırır. Hacı Kirif, dolmalı köfteyi Hac’daki arkadaşlarına ikram eder ve daha sonra kabı saklar. Hacı dönüşünde ziyaretlere kabul etmek yerine, kendisini ziyaret etmelerini ister. Hacı Kirif, bu evde vefat eder ve büyük bir zat olduğu sonradan anlaşılır.
Bugün ise Şanlıurfa’nın Ucuzluk Pazarı’nda Hacı Kirif’in türbesi bulunmaktadır. Urfalı kadınlar, ihtiyaçlarının gerçekleşmesi için adak adar; adakları gerçekleştiğinde ise Cuma günü sala vakti dolmalı köfte yaparak Hacı Kirif Ocağı’nda ihtiyaç sahiplerine dağıtırlar.
Fethi Göktepe, Şanlıurfa’nın birçok büyük zat, âlim, evliya ve enbiya yetiştirdiğini belirterek, bu değerlerin kıymetinin bilinmesi gerektiğini vurguladı. Bu manevi miras, şehrin kültürel zenginliğini ve derin inanç dünyasını yansıtan önemli bir unsurdur.