Ekonomi

Şanlıurfa'da İklim Krizi Hububat Ekim Takvimini Değiştirdi: %30’a Varan Verim Kaybı Kapıda

Güneydoğu Anadolu’da iklim krizi nedeniyle hububat ekim takvimi 30–45 gün gecikirken, yağışlarda %60’a varan azalma ve sıcaklık artışları verim kaybını %30’a kadar yükseltebilir. Uzmanlar, su yönetimi ve toprak koruma önlemlerinin acilen uygulanması gerektiğini belirtiyor.

Abone Ol

İklim Krizi Hububat Ekim Takvimini Değiştirdi: %30’a Varan Verim Kaybı Kapıda

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve TEMA Vakfı Şanlıurfa İl Temsilcisi Aliriza Öztürkmen, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde hububat ekimlerinin Ekim ayı yerine Kasım sonu ve Aralık ayına kaydığını açıkladı. Öztürkmen, bu durumun son 30 yılın ortalamalarıyla karşılaştırıldığında ekim takviminde 30–45 günlük bir gecikmeyi ifade ettiğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2023–2025 dönemine ait tarımsal iklim analizleri, bu kaymanın rastlantısal değil, iklim krizi kaynaklı sistematik bir değişim olduğunu doğruluyor.

Kuraklığın Sayısal Verileri
Yağış Azalması — %60’a Varan Kayıp: Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2024 Standart Yağış İndeksi (SPI) raporuna göre, Şanlıurfa’da 2024–2025 tarım yılı yağış toplamı 158 mm olurken, uzun yıllar ortalaması 430 mm’dir. Güneydoğu Anadolu’da yağışlar uzun yıllar ortalamasının %50–60 altında gerçekleşti.
Sıcaklık Artışı: 2025 Nisan ayında Türkiye genelinde sıcaklık ortalaması +2,1 °C’nin üzerinde ölçülürken, Güneydoğu Anadolu’da sıcaklık sapması +2,5–3,0 °C aralığında oldu. Nisan ayında 20 günün 12’sinde 30 °C’nin üzerinde sıcaklıklar kaydedildi. Bu durum tahılların başaklanma dönemine ağır stres yükledi.
Verim Kaybı Riski: Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin bölgesel değerlendirmelerine göre, buğdayda beklenen verim düşüşü %20–30, arpada ise %25’e kadar çıkabilir. Kıraç alanlarda ürün kaybı %60’a varabilir.
Yağışlı Gün Sayısında Azalma: 2025 yılı değerlendirmesine göre Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır ve Batman’da yıllık yağışlı gün sayısı ortalama 10–15 gün azaldı. Bu azalma, tahılların çıkış, kardeşlenme ve boylanma dönemlerinde kritik su eksikliğine yol açtı.
Çiftçiye Etkisi: Bölgedeki ziraat odaları ve üretici birliklerinin saha raporlarına göre, son 50 yılın en kurak tarım sezonu yaşanıyor. TARSİM kapsamı dışında kalan üreticiler için ekonomik risk %50’nin üzerinde bulunuyor.
Kamuoyuna Çağrı
Öztürkmen, “Bu tablo yalnızca çiftçimizin değil, soframızdaki ekmeğin geleceğini de tehdit ediyor. Kamu kurumları, yerel yönetimler ve üretici örgütleri gecikmeden harekete geçmelidir.” dedi.

Öneriler ise şöyle sıralandı: Sürdürülebilir Su Yönetimi: Basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması ile %35 su tasarrufu sağlanabilir. Kapalı kanal sistemlerine geçişle buharlaşma kaybı %20 azalır. Yeraltı su seviyeleri son 10 yılda bölgede 3–7 metre düşmüştür, acil koruma gerekmektedir.
Toprak Koruma Uygulamaları: Anız yakımının yasaklanması ve denetlenmesi, malç uygulamalarıyla toprakta %15–20 nem tasarrufu, nadas alanlarının azaltılması ve alternatif ürünlere geçiş desteklerinin artırılması önemlidir.
Çiftçiye Eğitim ve Destek: Erken uyarı sistemlerinin yaygınlaştırılması, iklim riskine karşı bölgesel destek paketleri, TARSİM’in hububat özelinde kuraklık teminatını genişletmesi gerekmektedir.
İklim Uyumlu Tarım Politikaları: Kuru alanlar için kuraklığa dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi, tarla su verimi izleme sistemlerinin kurulması ve kısıtlı suya göre ürün deseni çalışmalarının yapılması zorunludur.
İklim krizinin tarım üzerindeki etkileri dikkate alınarak, bölgesel ve ulusal düzeyde acil önlemler alınması gerektiği vurgulanıyor.