Düzensiz ve agresif satış davranışları, şehirli müşterilerin semt pazarlarından uzaklaşmasına ve alışverişlerini büyük marketlere kaydırmasına yol açtı. Uzmanlar, bunun yerel ekonomiyi zayıflattığını ve kazancın şehir dışına akmasına neden olduğunu belirtti.
Semt pazarlarının şehir ekonomisi, kırsal kalkınma ve toplumsal denge açısından önemi giderek arttı. Ancak son yıllarda hızla çoğalan ulusal ve uluslararası market zincirleri, yerel pazarların varlığını tehdit eder hale geldi. Pazar yerlerindeki düzensizlik ve altyapı eksikliklerinin yanı sıra bazı pazarcıların davranışları da alışverişi olumsuz etkiledi. Tezgahların rastgele yerleştirilmesi, yüksek sesle satış yapılması ve rahatsız edici tavırlar, şehirli müşterilerin ilgisini azalttı. Bu durum, hem tüketicilerin pazarlardan uzaklaşmasına hem de üreticilerin satışlarının düşmesine yol açtı. Uzmanlar, pazarcıların bilinçlendirilmesi ve pazar alanlarının düzenli, güvenli ve rahat alışveriş imkânı sunacak şekilde planlanmasının şart olduğunu vurguladı.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, semt pazarlarının düzensizlik ve bazı pazarcıların müşterilere itici gelen tutumları nedeniyle şehirli müşterilerin ilgisinin azaldığını söyledi. Yılmaz, alışverişin marketlere kaymasının paranın şehir dışına akmasına ve yerel ekonominin dengesinin bozulmasına neden olduğunu belirtti. Pazarcıların bilinçlendirilmesi, pazar alanlarının düzenlenmesi ve güvenli, rahat bir alışveriş ortamı sağlanmasının zorunlu olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Yılmaz, mevcut pazaryerlerinin modern standartlara uygun şekilde rehabilite edilmesi gerektiğini söyledi. Semt pazarlarının merkezi konumlarda, yaya ulaşımına uygun, otoparklı ve kötü hava şartlarında da alışverişe imkân tanıyacak şekilde planlanması gerektiğini belirtti. Pazarların sadece ticaret alanı değil, aynı zamanda sosyal yaşam alanı olarak da değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Yaşlılar, engelliler ve çocuklu aileler için uygun zemin hazırlanması, sabit ya da seyyar tuvalet, ibadet alanı, temiz su ve dinlenme yerleri gibi donanımların sağlanması gerektiğini söyledi.
Yılmaz, ulusal ve uluslararası market zincirlerinin pazarlara baskı oluşturduğunu belirtti. Sözleşmeli tarım yoluyla üreticiden doğrudan ürün almanın pazarların fonksiyonunu zayıflattığını ve yerel üreticinin gelirini düşürdüğünü söyledi. Marketlerin şehirde kazanılan parayı dışarıya aktardığını ve semt pazarlarının zayıflamasının köylünün üretimden kopmasına, şehirdeki vasıfsız iş gücünün işsiz kalmasına yol açabileceğini belirtti. Pazarların hem üretici hem tüketici için denge unsuru olduğunu, düşük gelirli vatandaşlar için de yaşam desteği sağladığını ifade etti.
Prof. Dr. Yılmaz, semt pazarlarının stratejik öneme sahip olduğunu ve şehirdeki tarım ürünlerinin halkla doğrudan buluşmasını sağladığını söyledi. Üretici–pazar–müşteri üçgeninde paranın şehir içinde kalmasının ekonomi için kritik olduğunu vurguladı.
Pazar yerlerinin hem pazarcıların hem de vatandaşların ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, semt pazarlarının temiz, düzenli, güvenli ve erişilebilir olması gerektiğini belirtti.
Cevdet Yılmaz, semt pazarlarının iyi planlanmadığında cadde ve sokaklarda sıkıntıya yol açtığını söyledi. Dar sokaklarda araç geçişinin engellenmesi, cankurtaran ve itfaiyenin erişiminin zorlaşması gibi durumların ortaya çıktığını belirtti. Çadır ve brandaların evlerin önüne gerilmesinin alt katlarda oturanlar için sıkıntı oluşturduğunu, düğün, cenaze veya diğer etkinliklerin ertelenmesine sebep olduğunu ifade etti. Gürültü ve yoğunluğun özellikle hastası ve küçük çocuğu olan aileler için büyük eziyet yarattığını söyledi. Semt pazarlarının planlanırken ekonomik etkiler kadar sosyal yaşam üzerindeki etkilerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.