Kimi tanıdık, kimi anladık, kimi anlatıyoruz? Tabi ki, dürüstlüğü, karakteri, azmi, liyakati, inancı ve çalışkanlığı ile tanıdığımız, zaman içinde anladığımız, inandığımız, güvendiğimiz ve örnek aldığımız insanları anlatmak boynumuzun borcudur. Böyle insanları anlatacağız ki, Türk milleti bu değerlerini tanısın, anlasın ve anlatsın! 1941 senesinde Urfa’da dünyaya gözlerini açtı. Henüz çocuk yaşta iken babası vefat edince evin geçimini üstlenmek üzere iş hayatına atıldı. 1958 yılında İlk dükkanını açtı, deplasmanlı amatör liğde futbol oynuyordu, önce kaptanlığını yaptığı Doğanspor’un sonraki yıllarda yöneticisi oldu. Türk tarihi, İslam tarihi, Felsefe, Fıkıh, Hadis konularında yüzlerce kitap okudu, münazaralara katıldı. Askerlik dönüşü yeni bir dükkan açtı, terzilik yapıyordu. İlerleyen zamanlarda kumaş ticaretine de başladı. Urfa’nın ilçeleri ile Adıyaman, Mardin gibi çevre illere kadar ulaşan bir pazarlama ağına sahipti… 1964 yılında Komünizmle Mücadele Derneği Urfa Kurucular Kurulunda yer aldı… 1965 yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) Gençlik Kolları Urfa İl Başkanı olarak seçildi… 1969 yılında CKMP’nin adının Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak değiştirilmesinin ardından çalışmalarına MHP çatısı altında devam etti… Yaklaşık yirmi beş yıl süreyle Urfa Terziler Derneği başkan yardımcısı olarak görev yaptı, başkanlığı yürüten Mustafa Dişli’ye olan sevgi ve saygısından dolayı hiç başkan adayı olmadı… Yönetim kurulu üyesi, il başkan yardımcısı, il başkanı, disiplin kurulu başkanı, merkez ilçe başkanı, belediye meclis üyesi adayı olarak MHP’nin her kademesinde görev yaptı. Ölüm tehditleri aldı, iftiralara maruz kaldı, saldırıya uğradı, evi kurşunlandı, evladı ile tehdit edildi… Asla yılmadı, mücadelesinden bir adım bile geri atmadı… CKMP Gençlik Kolları, Ülkü Ocakları Birliği, Genç Ülkücüler Teşkilatı, Türk Ülkücüler Teşkilatı, Büyük Ülkü Derneği, Ülkü Ocakları Derneği, Milliyetçi Hareket Partisi Gençlik Kolları, Ülkücü Gençlik Derneği, Ülkü Yolu Derneği, Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Ülkücü Öğretmenler Birliği, Ülkücü Polisler Birliği, Ülkücü Akademisyenler Derneği, Ülkücü Hanımlar Derneği, Ülkücü Esnaflar Derneği, Ülkücü İşçiler Derneği, Ülkücü Köylüler Derneği, Ülkücü Teknik Elemanlar Derneği, Ülkücü Sanatçılar Derneği ve Milliyetçi Sanayici İşadamları Derneği gibi kuruluşların hepsine maddi ve manevi desteği ile alın teri vardı… Başta Eğitim Enstitüsü, Sanat Okulu olmak üzere birçok okulda yüzlerce öğrencinin velisi oldu. Bu öğrencileri, kendi öz evlatlarından ayrı tutmadı. Sürekli namlunun ucunda ve ölümle burun burunaydı… Omuz omuza mücadele ederken şehit düşen kırktan fazla silah arkadaşının tabutunu omuzlamanın inanılmaz zorluğunu yaşadı… Başbuğ Alparslan Türkeş ile farklı tarihlerde ve şehirlerde görüştü, rapor sundu, bilgi verdi, emir ve tavsiyelerini dinledi. Emperyalist Amerikan uşaklarınca 12 Eylül ihtilali yapıldığında Bursa’daydı, bulabildiği en hızlı ulaşım aracıyla Urfa’ya döndü… Yaşadığı şehri ve ülkeyi kökü yurtdışında olan parti, dernek, örgüt çatısı altında çalışan teröristlere bırakmamak için verdiği savaş esnasında ticaretten kazandığı her şeyi kaybetmişti. Maddi bir varlığı kalmamıştı. Onlarca çalışanıyla helalleşip yollarını ayırdı… Tek başına çalışacağı dükkanında, “yeniden bismillah” diyerek, sıfırdan tekrar işe başladı. Askeri idarenin soruşturmaları, suça suçlu arama çalışmaları bittikten sonra şimdi yaraları sarma zamanıydı… Hiç düşünmeden yeni dükkanını teşkilatın emrine verdi. Hafta içi dükkanda çalışıp, ailesinin geçimini sağlıyor, hafta sonraları ise özellikle bürokrasideki görevliler olmak üzere, ülkücü hareketin mensupları dükkanda toplanıyorlardı. Bu toplantılarda, cezaevlerinde yatan ülkücülerin avukat, giyim-kuşam, yiyecek- içecek ve nakit ihtiyaçlarının karşılanması, yurtdışına çıkan ülkücülerle irtibat kurulması, ülkücü şehit yakınlarının yaralarına merhem olunması ile ilgili formüller üretiliyordu. Derken, Muhafazakar Partinin kurulmasında aktif rol aldı, ancak bu parti cuntacılar tarafından veto edildi. Sonra, Yeni Düşünce temsilciliği açılırken, Bizim Ocak temsilciliği açılırken elinden geldiğince yardımcı olmaya çalıştı. Muhafazakar Partinin veto edilmesiyle Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) kurulmuştu. Disiplin Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. ANAP’ın kurucu il başkanı olması için yapılan teklifi hiç düşünmeden reddetti… MÇP ve MHP’de çeşitli dönemlerde verilen her görevi başarıyla yerine getirdi. 1995 ve 2002 genel seçimlerinde milletvekili adayı, sonraki dönemde üst kurul delegesi olarak eylemlerde bulundu. İlerlemiş yaşına rağmen alın teri ve göz nuru ile terzilik yaparak geçimini temin etmektedir. Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti ile yetiştirdiği sekiz evladı, farklı şehirlerde ve konumlarda Türk milletine ve devletine hizmet etmektedir. Hani denildi ya, “tanıyınız, anlayınız, anlatınız.” Benim anlatabilmem için anlamam, anlayabilmem için de tanımam gerekir. İşte bugün bu köşeden sizlere tanıdığım, güvendiğim, inandığım Terzi Sait Savaş’ı anlattım. Kendisi benim babamdır. Gerçi evladı olmasaydım da bu “adam”ı sizlere anlatmaktan ve tanıtmaktan gurur duyardım. Gurur duyacağımız diğer “adam”ları da sırası geldikçe sizlere anlatmaya devam edeceğim. Siz değerli okurlarımın affına sığınarak anlatmaya en yakınımdakinden başladım… İnançları uğruna dünyayı karşısına almaktan çekinmeyen, kıblesini menfaatine göre değil kutsal değerlerine göre belirleyen başka adamların/kadınların yeni hayat hikayelerinde buluşmak üzere…