Ünal Demir yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
“Bu konuda da genel olarak aynı şeyi söylüyorum. Gereken yapılmalıdır. Çünkü bu tür eylemler devlete ve millete zarar verici niteliktedir. Dolayısıyla bu tür zararlı faaliyetlerin cezasının yüksek olması gerekir. Cezalar caydırıcı olmalıdır. Çünkü geriye dönüp baktığınızda, yapılan işlerin çoğu doğrudan halka zarar veren şeylerdir.
Halka zarar veren bir şey varsa, bunun da cezası ağır olmalıdır. Bu görüşe katılıyorum.
Son olarak şunu ifade etmek istiyorum: 85 milyon insan olarak Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve devlet büyüklerimizden özellikle bir konuda beklentimiz var: Emeklilik şartları gerçekten çok zorluyor, millet bunalımda. Bu yükün altından kalkabilecek bir ortam şu anda görünmüyor. Bu sebeple, bu konuda bir an önce adım atılması gerekiyor.
Çünkü emekliye, memura ya da işçiye verilen para zaten dönüp dolaşıp iç piyasaya gidiyor. Bakkal faydalanıyor, manav faydalanıyor, fırıncı faydalanıyor, kasap faydalanıyor. Yani bu para ekonomiye dönüyor.
Benim cebimde şu an 100 lira para var. 30 sene devlet memurluğu yapmış bir emekliyim. Bu 100 lirayla ne alabilirim, nereye gidebilirim? Bu paranın değeri kalmadı. Bu nedenle, verilen ücretin artırılması gerekiyor. Çünkü bu para yine iç piyasaya geri dönüyor. Devletin bu konuda elini taşın altına koyması şart.”