Şanlıurfa’da unutulmaya yüz tutmuş geleneksel bir zanaat yeniden hayat buluyor. “Kemik tarak” ustası Mahmut Çaycı, Güneydoğu’da yaklaşık 50-60 yıldır icra edilen bu nadide sanatı yaşatmak için çalışıyor. Denizli’den getirilen bir ustadan eğitim alan Çaycı, şimdi hem halka tanıtım yapıyor hem de yeni çıraklar yetiştiriyor.

Devlet ve Vakıf İş Birliğiyle Sanat Yeniden Canlandırıldı

Kemik tarak sanatının yaşaması için devletin ve sivil toplum kuruluşlarının desteği büyük oldu. Mahmut Çaycı, süreci şu sözlerle anlattı:

“Kemik tarak dediğimiz, dünyada unutulmaya yüz tutmuş bir sanat. 50-60 yıldır Güneydoğu’da yapıyorum. Sayın valimiz tarafından Denizli’den usta Urfa’ya getirildi. ŞUKAV Vakfı’nın iş birliğinde, ücret karşılığında önce bu mesleği bana öğretti. Ben de bu mesleği Hızmâniye Külliyesi’nde hem genel halka tanıtıyorum hem de çırak yetiştiriyorum. Amaç bu sanat ölmesin diye. Yani ticari boyutundan çok sanatı ön planda tutup öğrenci yetiştiriyorum. Çünkü devlet de bu sanatın ölmemesi için dışarıdan usta getirdi. Eski ustalar öğretmediği için böyle bir adım atıldı.”

Saç Sağlığında Doğal Çözüm: Kemik Tarak

Kemik tarakların sadece estetik değil, aynı zamanda işlevsel faydaları da dikkat çekiyor. Çaycı, modern bakımlara yüksek paralar harcayanların aslında doğal yöntemlerden uzaklaştığını vurguladı:

“Şimdi talep çok. Kimi insanın eline geçmiyor, kimi de ‘Ay çok pahalı’ diyor. Kimisi gidiyor keratin bakımı yapıyor, dünyanın parasını ödüyor. Ama bir kemik tarak kullandıkları zaman saçtaki elektriklenmeyi, kepeklenmeyi, yağlanmayı bırak, egzama bile olmaz. Çünkü senin kullanman gereken tarak bu. İnsanlar bunu bulamıyor. Buldukları zaman da kaçırmıyorlar zaten.”

“Herkes Avukat Olursa Kim Tarak Yapacak?”

Geleneksel sanatların yaşatılması konusunda gençlere de önemli mesajlar veren Çaycı, meslek çeşitliliğinin toplumdaki dengeyi sağladığını söyledi:

“Çoğu insan diyor ‘Ben okul okuyorum’, öbürü diyor ‘Ben doktor olayım’, biri diyor ‘Savcı olayım’, ‘Avukat olayım’, ‘Öğretmen olayım’... Herkes savcı, avukat olursa olmaz. Kimisi fırıncı olacak, kimisi bakkal olacak, kimisi marketçi olacak, kimisi tarak yapacak vesaire. Yani böyle olacak. Denge denen bir şey var, o dengeyi sağlamak lazım.”

Kaynak: ŞANLIURFA GAZETESİ