VAKİT TAMAM

Abone Ol

AŞK; sevdiğini özgür bırakmaktır belki de. Aşk yarım kaldığında, kalbinde yarım kalır. Kalbin ikiye bölünür; bir yanını aşk, diğer yanını kin alır ve geriye sadece nefret bırakır. Ve insan, nefretle yaşamayı öğrenir.

SEVGİ; aşkla yaşanmaz belki, ama sevgiyle yaşanılabilir. Seni hayata bağlayan gerçek bir muhabbettir. Sevda köprüsü oluşur kalpten kalbe. İnsana, hayata, hayvana daha çok uzatabiliriz bu sevda köprüsünü.

EDEP; insana has bir özelliktir. Kimisi ruhunda taşır kimisi bedeninde. Hayatına örer bir ip gibi, dantel örer gibi. Nakkaşın nakşını sevgiyle, aşkla ördüğü gibi hayatına örer durur. Bedeninde taşıyan ise; bir su misali akıp gider hayatından.

MUTLULUK; her zaman dediğim gibi anlardan oluşur. Vakit, zaman gibi kelimelerden değil; demlerden oluşur. Mutluluk, sizi terk etmeye müsaittir. Yel savursa uçup gider.

ECEL; Hz. Azrail kapıda bekler bir ruhu almak için. Zaman gelip çattığında; ‘vakit tamam’ der. Zamanın doldu ve bu dünyadan göçüp, ebediyete intikal edeceksin. Pazarlık yok, rüşvet yok, rant yok, hiçbir şey yok! Sadece bir bedel vardır; o da senin ruhun!

NEFRET; insanı, insanlıktan çıkaran bir duygudur. Ruhun kendini kaybetmesiyle oluşan bir durumdur. Aslında bedenden nefret edilmez; ruhtan nefret edilir. Ruhların kendi arasındaki münakaşasından oluşan bir hadisedir.

DOĞUM; dünyanın en güzel anıdır ve mutluluğudur. Bir mucizeyi gerçekleştiren olaya verilen addır. Ölüm, hak olduğu gibi; doğum da bir haktır.

Aşk ile doğduk, sevgi ile büyüdük, edep ile piştik, mutluluk ile yaşlandık, nefretle çoğaldık, ecel ile bu dünyadan göç ettik. Geriye sadece hatıra bıraktık.