Şanlıurfa, Şanlıurfa olmaktan çıktı, artık güvenemiyoruz. Çocuğumuzu dışarı bırakamıyoruz eskisi gibi, artık kimin ne olduğu belli değil, hırsızlık ve madde bağımlılığı olaylarının çoğalması da bana göre ülkemizde bulunan mültecilerden kaynaklanıyor.
Falay, Suriyeliler fabrikalar da, inşaatlar da çalışıyorlar. Biz kısmı çok çalışkan, dürüst bir kısmı da çevreye zarar veriyorlar, insanları kışkırtacak şekilde yaşıyorlar artı olarak boş geziyorlar ve eğlence anlayışları bizden çok farklı. İnşallah topluma faydalı olmayan insanları sınır dışı ederler de sadece bize faydalı olan Suriyeliler kalabilir.
Aslan, Şanlıurfa toplama merkezine döndü, tüm kimlikler olsun, belgeler olsun Şanlıurfa"da veriliyor GÖÇ idaresi olsun. bu konuda Urfa toplama merkezi gibi oldu diyebilirim, iş yok, güç yok, istihdam yok, yatırım yok, turist desen o da yok. Her şeyi Urfa"ya bindirdiler, depo gibi yaptılar her hangi coğrafi bir önemi kalmadı.
Emin, Suriyeliler ilk gelen Suriyeliler değil, sürekli doğum oranı artıyor Suriyelilerin zaten ben anlamadım 9 ayda bir doğuruyor ve her bir Suriyelinin 5 – 6 tane çocuğu var. Düşünün 20 yıl önce yeni doğan bir Suriyeli şuan da 20 yaşında olmuş, bunlar Urfa"da cirit atıyorlar. Bizim Urfa"ya hırsızlığı da onlar öğretti, eğer Urfalılar varsa hırsızlık yapan onlar öğretti çünkü onlar çok tecrübeli.
Kara, Şanlıurfa"nın bu hale gelmesi ne Suriyelilerin suçu ne de Şanlıurfalıların suçu, tamamen idareyle ilgili bir meseledir.
Şanlıurfa zaten ekonomisi çok iyi olan bir şehir değil. Bunun problemi vardı ve ilticalar da adaptasyon süreci vardı, ilk 5 yıl da siz, size iltica edenleri kendi toplumsal sürecinize katmanız lazım. Bunu aştıktan sonra iş çok zor şuanda da bunu aşmış bulunuyoruz ve çok zor iş, adam 10 yıldır burada klima ustası ama Türkçe öğrenememiş. Bu sadece onun suçu değil aynı zaman da adaptasyon sağlayamamak da suç ki bununla ilgili Birleşmiş Milletlerden, farklı ismini bilip bilmediğimiz binlerce yabancı dernekten buralara hem para akışı oldu hem personel akışı oldu
Sarısu; Biz Urfa halkı olarak bizi rahatsız eden konular var bunu herkes de görüyor. Yetkililerimizin bu soruna artık bir çözüm bulması lazım, Hatay, Urfa, Antep en sorun yaşayan iller arasında en başta Urfa geliyor.
Savaşın çoğu orada artık belli bölgeler de kalmadı ama burada nüfus artışıyla kiralar uçuyor, iş yerlerinin kiraları gittikçe katlanıyor. Suriyelilerin tabi kendi topraklarına dönmesi daha sağlıklıdır, biz de burada daha rahat nefes alırız çünkü sosyal yapıda da sıkıntı oluyor. Geceleri dışarı çıkamıyoruz,

Şanlıurfa, Şanlıurfa Olmaktan Çıktı.
Mustafa DEMİR Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada; Gerçekten artık güven kalmadı diyebiliriz kimseye, baktığımız zaman Şanlıurfa, Şanlıurfa olmaktan çıktı, artık güvenemiyoruz. Çocuğumuzu dışarı bırakamıyoruz eskisi gibi, artık kimin ne olduğu belli değil, hırsızlık ve madde bağımlılığı olaylarının çoğalması da bana göre ülkemizde bulunan mültecilerden kaynaklanıyor. Onlar gelmeden önce neden böyle şeyler yaşamıyorduk? Baktığımız zaman bankamatiklerin önlerinde bile hep Suriyeliler var, zaten onlar ülkemize geldi geleli bizim kendi fakirlerimiz bile unutuldu. Fakirlerimiz çaresiz kaldı, ama maalesef çözüm bulunmuyor bu konuda ben Sayın Valimizden yardım bekliyorum. Artık Suriyelileri kamplara mı götürürler yoksa başka illere mi dağıtırlar bilemem çünkü baktığımız zaman bana göre hayat pahalılığın bile sebebi bunlar bence. Çünkü neredeyse bir devlet komple geldi Şanlıurfa"ya, komşu il olduğumuzdan dolayı bunu da söyleyebilirim gerçekten baktığımız zaman bir devlet, bir ilin üstüne geldi. Bence artık gitmeliler zaten misafir diye gelmişlerdi artık nereden bakarsak 15 yıl oldu bunlar burada. Sözde orada kamplar yapıldı, güvenli bölge yapıldı ben anlamıyorum 15 yıldır bunlar neden hala içimizdeler? Artık Sayın Valimizden umutlarımız var, gerekeni Sayın Valimiz Salih Ayhan yapacaktır diye umut ediyorum.
Topluma faydalı olmayan insanları sınır dışı edilmeli.

Müslüm FALAY Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; Suriyelilere tamam deyip benimsedik, az çok bizim şehir hayatımıza uyum sağladılar artı olarak iş potansiyelinde faydalı oldular, baktığımız zaman Suriyeliler fabrikalar da, inşaatlar da çalışıyorlar. Biz kısmı çok çalışkan, dürüst bir kısmı da çevreye zarar veriyorlar, insanları kışkırtacak şekilde yaşıyorlar artı olarak boş geziyorlar ve eğlence anlayışları bizden çok farklı. İnşallah topluma faydalı olmayan insanları sınır dışı ederler de sadece bize faydalı olan Suriyeliler kalabilir. Zaten bazıları vatandaş oldular ve ister istemez bizimle yaşamaya alıştılar, güzel insanları da var içlerinde ama bir kısım sıkıntılı olanlar var ben devletimizin buna el atmasını istiyorum. Topluma zararlı olanları sınır dışı etsinler, kendi ülkelerine göndersinler. Baktığımız zaman 2011 yılından beri galiba buradalar, ilk başlar da biraz zorluk çekildi tabi ama zamanlar onlar bizim kültürümüze alıştı, biz onların biraz kültürlerine alıştık. Güzel olan insanları da var, bizde de öyle, bizim de kötümüz de var iyimiz de var, ama onların kötüleriyle bizimkiler sıkışana kadar patlama oldu, asayiş patlaması, fuhuş olayları, maddeye de aynı şekilde çok kolay erişiliyor. Kötüler birbirlerini tamamladılar diyebiliriz, inşallah bu eksikleri de temizlesek artılar daha baskın olur ve inşallah daha iyi olur.
Şanlıurfa toplama merkezine döndü
Emrah ASLAN Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada : Şanlıurfa toplama merkezine döndü, tüm kimlikler olsun, belgeler olsun Şanlıurfa"da veriliyor GÖÇ idaresi olsun. bu konuda Urfa toplama merkezi gibi oldu diyebilirim, iş yok, güç yok, istihdam yok, yatırım yok, turist desen o da yok. Her şeyi Urfa"ya bindirdiler, depo gibi yaptılar her hangi coğrafi bir önemi kalmadı. Örneğin herkes 150 liraya çalışacaksa Suriyeliler gelip 50 – 60 liraya çalışıyor, tabi onlar da mecbur ben demiyorum ki onlar keyfi olarak çalışıyorlar. Ucuz diye herkes onları çalıştırıyor özellikle de zenginler, inşaatlar da nice kaçak çalıştırılanlar var, adam 150 lira, 200 lira vereceğine 50 – 60 lira verip 3 – 4 tane işçi çalıştırıyor tabi böyle olmaması gerekiyor. Bunun devletimize de zararı var çünkü girdi çıktılar da olsun, vergiler de olsun, istihdam olsun, refah olsun bu yönlerden gerçekten çok etkiliyor. Herkes isyana teşvik konumuna geliyor, Şanlıurfa"da özelikle esnafta çok muzdarip, kiralar konusunda çok muzdarip, eğer Suriyeliler geri giderse düzgünce evler yapılırsa, orada güvenlik sağlanırsa devletimiz tarafından ve geri giderlerse Urfa çok rahatlayacaktır hatta Türkiye"nin de çok rahatlayacağını düşünüyorum.


Her bir Suriyelinin 5 – 6 tane çocuğu var.

Mehmet EMİN Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada : Suriyeliler ilk geldiği zaman biz Sayın Reisimize uyduk ve uymak zorundayız ve severek de uyuyoruz, Reisimizin bir bildiği var, Cumhurbaşkanımızın bilmediği bir şey yoktur ve her şeyi de bizlere aktaramaz. Bize dedi ki, bunlar misafir, bunlar birkaç yıl içerisinde biz bunlara sahip çıkacağız, barındıracağız daha sonra göndereceğiz. Nereden bakarsak 20 yıl oldu gönderilmedi ama Suriyeliler ilk gelen Suriyeliler değil, sürekli doğum oranı artıyor Suriyelilerin zaten ben anlamadım 9 ayda bir doğuruyor ve her bir Suriyelinin 5 – 6 tane çocuğu var. Düşünün 20 yıl önce yeni doğan bir Suriyeli şuan da 20 yaşında olmuş, bunlar Urfa"da cirit atıyorlar. Bizim Urfa"ya hırsızlığı da onlar öğretti, eğer Urfalılar varsa hırsızlık yapan onlar öğretti çünkü onlar çok tecrübeli. Başı boş geziyorlar baktığımız zaman sokaklar Suriyeliler ile dolu dikkat edin son 5 yıldır Suriyelilerin yaşadığı hayatı hangi Urfalı yaşıyor? Onların giydiği ayakkabı, onların elbisesi, onların giyimi, onların yaşamı, Bahçelievler Suriyelilerin yuvası, Topçu meydanı Suriyelilerin yuvası, bu kadar da olmaz.





ŞANLIURFA"NIN BU HALE GELMESİ NE SURİYELİLERİN SUÇU NE DE ŞANLIURFALILARIN SUÇU, TAMAMEN İDAREYLE İLGİLİ BİR MESELEDİR.
Cevher KARA Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; Ben en temelinden şöyle bakıyorum olaya, biz sadece yeryüzünün belli bir kısmında yaşıyoruz diye sadece bizim olmaz. Yeryüzü bütün insanlarındır, bütün insanlar yeryüzünün sahibidir ve onun nimetlerinden faydalanma hakkı vardır, bu bir yerde dursun. Şanlıurfa"nın bu hale gelmesi ne Suriyelilerin suçu ne de Şanlıurfalıların suçu, tamamen idareyle ilgili bir mesele. Şanlıurfa zaten Suriye savaşı başlamadan önce de göçle uğraşan bir şehirdi çünkü iç göç alıyordu. Köylerden, ilçelerden, şehir merkezine Eyyübiye, Devteşti bu semtler iç göç ile oluşmuş semtlerdir. Biraz daha geri gitsek yine göçler var örneğin Urfa"da muhacirler diye bir aşiret var, benim annem de muhacirdir, demek ki göç ile oluşmuş bir şehirden bahsediyoruz tarih boyunca. Burada ki problem insanların göç etmesi de değil burada hem sayı çok fazlaydı, binlerce kişi geldi diğer konu Şanlıurfa zaten ekonomisi çok iyi olan bir şehir değil. Bunun problemi vardı ve ilticalar da adaptasyon süreci vardı, ilk 5 yıl da siz, size iltica edenleri kendi toplumsal sürecinize katmanız lazım. Bunu aştıktan sonra iş çok zor şuanda da bunu aşmış bulunuyoruz ve çok zor iş, adam 10 yıldır burada klima ustası ama Türkçe öğrenememiş. Bu sadece onun suçu değil aynı zaman da adaptasyon sağlayamamak da suç ki bununla ilgili Birleşmiş Milletlerden, farklı ismini bilip bilmediğimiz binlerce yabancı dernekten buralara hem para akışı oldu hem personel akışı oldu, atölyeler vs. hepsi yapıldı ama geldiğimiz yere baktığımız zaman bir arpa boyu yol kat etmemişiz. Ama toplam da şu var ne kadar da Suriyelilerin çokluğu bizim yaşam standartlarımızı düşürse de yer yer sürtüşmeler olsa da çünkü insan tür olarak kendisine benzemeyeni sevmiyor. Devreye ahlak girer, insanlar hakları girer, din girer o zaman ya sever ya sabreder ama içgüdüsel olarak sevmiyoruz yabancıları, tür olarak sevmiyoruz. Ama bugün sevmek zorundayız çünkü biz artık medeni varlıklarız, Suriyeliler burada olduğu için bizim onlara Neden geldiniz? Deme hakkımız bana kalırsa yoktur. Çünkü o adamlarla bizim neredeyse 100 yıldır bir sınırımız var ve bu savaştan öncesine kadar siz Urfa"da bir Suriyeli görüyor muydunuz? Ben görmüyordum, hatta biz gidiyorduk Suriye"ye, ete kadar getiriyorduk, çay getiriyorduk, şeker getiriyorduk ve burada satıyorduk. Ticaret yapıyorduk oraya da faydası oluyordu, buraya da faydası oluyordu. Urfa veya Türkiye onlar için kurtarıcı bir Cennet bölgesi değildi, örneğin bugün bizim Avrupa"ya gitme isteğimiz gibi onlar da öyle bir istek yoktu Türkiye"ye dair. Hiçbir toplumun başına gelmesini istemediğimiz bir şey oldu ve savaş çıktı ve onlar da can havliyle, canlarını kurtarmak için en yakın yerlere gittiler. Ürdün"de de bir sürü mülteci var hem Suriyeli hem Filistinli, Türkiye"de de var. Gidebilecekleri, kaçabilecekleri yerlere gittiler, bugün İran"da da müthiş şekilde Afgan mülteci sorunu var, orada milyonlarca Afgan var bu sadece Türkiyelilerin ve Urfalıların problemi değil, göç, iltica, savaşlar bütün dünyanın problemidir. Bu problemi, problem olduğunu da kabul ederek çünkü problemler hiçbir insanın hoşuna gitmez, benimde hoşuma gitmez ama sonuçta asgari bir insan hakları, asgari bir saygı ve sevgi olmak zorunda beraber bir iş yapılabilir. Suriyeliler Arap"ı da, Kürt"ü de burada daha önceden bağları olan insanlar. Savaştan önce Şanlıurfa"dan diğer Türkiye"de ki şehirlerden Suriye"ye Arapça öğrenmeye, medreseye akın eden binlerce öğrenci vardı. Dediğim gibi ticaret vardı hatta Rakka ile Şanlıurfa kardeş şehir ilan edilmişti, ortak basın Bakanlar kurulu toplantısı yapılıyordu Suriye ile Türkiye arasında bu kadar yakın bir coğrafya"dan bahsediyoruz. Ama biz niye haklıyız? Bir sabah uyanıyorsun binlerce tanımadığın insan var, elbette bunu herkes doğrudan kabul etmeyebilir ama burada iki şeyi düşünmek lazım. Bir, bu insanlar keyfinden gelmedi, iki, bu insanların sevk ve idaresinin devletin sağlıklı bir şekilde yapması lazımdı, bundan sonra olur mu bilmiyorum ama bunun yapılması lazımdı. En azından 3. Ara yol olarak karşılıklı kanaat önderleri sürekli toplanarak, sorunları dinleyerek, diyalogun olmadığı bir yerde ki burada maalesef neredeyse hiç yok. Ve kendi aramızda da yok sadece Suriyeliler arasında problem yok, köylü ile şehirli çatışması Şanlıurfa"da var, ilçecilik var, bunların hepsi var. Bunlar olduğu zaman bir şehir de huzurun temin edilmesi mümkün mü? Başta bunlara bence eğilmek lazım ve sonuca değil sebeplere ve bu sebeplerin oluşturucularına bakmak lazım diye düşünüyorum.

RABİA MEYDANINA ÇIKINCA SANKİ HALEP"E GİRMİŞ OLUYORUZ
Fadıl SARISU Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; Bunu ister istemez nüfusun artmasıyla gerçekten de fiyat artışlarının artık hepsi birbirine bağlıdır, zincirleme oluyor. Tabi misafirperverliğimize ya da insanların savaştan kaçıp buraya sığınmasına bir insan olarak en başta tabi yardım etmeyi isteriz vatandaş olarak. Ama her yurttaşın da kendi topraklarında yaşaması en doğalıdır. Söylenenlere göre, savaşın çoğu orada artık belli bölgeler de kalmadı ama burada nüfus artışıyla kiralar uçuyor, iş yerlerinin kiraları gittikçe katlanıyor. Suriyelilerin tabi kendi topraklarına dönmesi daha sağlıklıdır, biz de burada daha rahat nefes alırız çünkü sosyal yapıda da sıkıntı oluyor. Geceleri dışarı çıkamıyoruz, örneğin Rabia meydanına çıkınca sanki Halep"e girmiş oluyoruz. Eski belediyenin arka kısımların da orada sadece Suriye iş yerleri açılmış, bundan dolayı gerçekten de bir vatandaş olarak ister istemez biz sıkıntı yaşıyoruz. Kendilerinin ikindi vakti dışarı çıkmaları, artık geceleri onlara teslim diyebiliriz. Biz Urfa halkı olarak bizi rahatsız eden konular var bunu herkes de görüyor. Yetkililerimizin bu soruna artık bir çözüm bulması lazım, Hatay, Urfa, Antep en sorun yaşayan iller arasında en başta Urfa geliyor. Diğerlerinin nüfus sayısı azdır ama Urfa"ya daha büyük nüfus da olduğunu görebiliyoruz sayılarının, biz bir çözüm istiyoruz en kısa zaman da Urfa"da bulunan Suriyeliler ilgili bir çözüm bulunmasını istiyoruz.

Muhabir: Haber Merkezi