Sevmek, dünyadaki en güzel duygudur. Hiçbir karşılık beklemeden, öylece seversin. Bazen bir hayvana bile sevgi beslersin. Onu bir anne gibi, koruyup kollarsın. Yemeğini verirsin, ona şefkatte bulunursun, okşarsın ve sonucunda o da sana güven verir. Bu şefkatin ve sevginin karşılığı olarak, o da sana bir takım hediyeler verir.
Bir aile düşünün; geçimini hayvancılık ile sağlayan bir aile. Hayvanlarına sevgi ve şefkatle yemini verip, sütü ile geçimini sağlayan insanlardır. Hayvana öyle bir sevgi beslerler ki, bu hayvanın doğumundan ta ölümüne kadar onu koruyup gözetirler.
Geçen Kütahya’daki olay Türkiye gündemine oturdu. Merada otlanan 5 tane ineğe, yıldırım çarptı. Bu yıldırım çarpması sonucu 5’ide telef oldu. Türkiye’nin gündemine oturan ise; bu hayvanlara sarılıp ağlayan yaşlı çift idi. Geçimini hayvancılık ile sağlayan yaşlı çiftin, ekmek teknesi batmış idi. Doğumunda, sevinçle ve mutlulukla coşan yaşlı çift; bu kez ölümüne ağlıyorlardı. Bir inekle başlayıp, çoğala çoğala 8 adet inekleri olmuştu. Bu ineklerin sütünü satarak, geçimini sağlıyorlardı. Şimdi ise, ölen ineklerine ağlıyorlardı. Çünkü sevgi ile büyüttükleri, gözü gibi baktıkları hayvanları telef olmuştu.
Sosyal medyanın gündemine oturan şey ise; yaşlı çiftin ineklere sarılıp ağlamalarıydı. 'NEDEN AĞLIYORLARDI diye düşünmeden edemedim. Bizler farklı işler ile geçimimizi sağlıyoruz. Kimi memur, kimi esnaf vb. burada asıl hüzünlü olan şey ise; yaşlı çiftin geçim kaynaklarının son bulmasıydı. Sosyal medyadan öyle güzel tepkiler alındı ki, herkes yardım için kıyasıya yarıştı. Bu güzel tepkiler sonucu, yaşlı çifte yardım kararı alındı. Çifte yardım fonu bile açılmak istendi. Ama Burdur’daki bir firma, yaşlı çifte 3 adet gebe büyükbaş hediye ettiler. Bu olay herkesi mutlu etti. Ne mutlu bize ki, yardım etme duygumuz hala kalbimizin bir yerlerinde, canlılığını koruyor.
Bu yaşlı çiftin mutlulukları görülmeye değerdi. Sanki yeni bir buzağı doğmuş gibi, sevinçleri ve mutlulukları gözlerinden fışkırmış, vücut dillerine sirayet etmişti.
Biz, bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak, her bir canlıya gereken önemi veriyoruz. İster bizim geçim kaynağımız olsun, ister hobi olarak, biz; hayvanlara daima şefkat elimizi uzatıyoruz.
Onların yaşam alanlarını daraltmak yerine, onlara refah bir hayat sunmak için, elimizden geleni yapmalıyız. Bizlerde bu coğrafyada yaşayan insanlarız. Yaşam alanlarımız belli. Hayvanlarımızın da yaşam alanlarını korumalıyız. Bizlerinde bu topraklarda yaşama hakkı olduğu gibi, hayvanlarında olduğunu unutmayalım.
YARADILANI SEVERİZ YARADANDAN ÖTÜRÜ vesselam…