Yıllardır gerek hükümet gerekse yerelde Valilik ve Kaymakamlıklar duyuru yayınlar. Anız yakılmasının yasak olduğu bildirilir. Jandarma ise köylerde tespit yaparak anız yakanlar tutanak tutup ilgili kurumlara gönderir. İdari para cezası uygulanır. Bu her yıl tekrarlanır. Çiftçi neden ise bu anızdan vazgeçmiyor. Anız yakmanın zararları; Anızın yakılması ile topraktaki organik madde yakılarak yok edilmektedir. Bu durum toprakları daha verimsiz ve erozyona daha hassas duruma getirmektedir. Sap ve Anızların Yakılması ile bitki büyümesini teşvik eden karbon(C) ve azotun(N) kaybı da artmaktadır. Mesela bir dönüm arazide 300 kğ. sap yandığında 1,5 kğ. Saf azot kaybı meydana gelmektedir. Bu miktar ise ancak 7 kğ. şeker gübresi dediğimiz amonyum sülfatı araziye vererek yeniden kazanılabilir. Anız yakmanın diğer bir zararı toprak yüzeyinde bulunan küçük canlıları öldürmesidir. Oysa toprakta bulunup gözle görülmeyen bu canlıların faaliyetleri sonucunda organik madde parçalanır, ayrışır ve HUMUS dediğimiz şekle dönüşür. Yapılan araştırmalarda; anız yakma ile küçük canlıların mikro organizmaların % 70’inin zarar gördüğü bunun da verimi düşürdüğü ortaya konulmuştur. Anız yakımı ile ilk yılda kök çürüklüğü hastalığında azalma olduğu ancak ikinci yıl bu hastalığın daha da arttığı görülmüştür. Anızların yakılmasının en önemli zararlarından birisi de, toprağı su ve rüzgâr erozyonuna da hassas bir duruma getirmesidir. Çünkü anız yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller; yüzey akış hızını azaltır, toprağa sızmasını sağlar. Böylece erozyonu önler. Anızların yakılmasıyla hayvan yemi olarak kullanılmasından başka birçok yararı olan sap saman yok edilmektedir. Azın yakılması ise çiftçi toprağını bitiriyor. Ancak yine de yakıyor. Anlamak mümkün değil.