Sanayide, ticarette, teşvikte, kredide ve bürokraside köşe başlarını tutan haramzadelere inat, bize birer köşe açan sanal ve reel gazetelerde yazmaya başladığımızdan beri, telefonla, e-posta yoluyla ve yüz yüze sayısız eleştiri aldım. Bu eleştirilerin önemli bir kısmı olumlu olsa da, az sayıda olumsuz eleştiri ile de karşılaştım. Tabiî ki belli konularda fikirlerimi yazıyorum, yani taraf oluyorum, haliyle karşı tarafta da yer alan insanlar olacaktır. Benim tahammül gücüm kuvvetlidir. Bu eleştirilerin hepsine tahammül ederim. Fakat anlamakta zorlandığım bir eleştiri şekli var ki, bu eleştiriyi yapanların akıl yaşlarını çok merak ediyorum.
Bu okurlarımız, yazılarımızda Şanlıurfa’nın sorunlarını anlatmak yerine siyasetten bahsetmemizden muzdarip olduklarını belirtiyorlar… İyi de Sayın okurlar, siyaset devreye girmezse, temiz, dürüst, idealist siyasetçiler olmazsa Şanlıurfa’nın sorunlarını kim çözecek, dertlerimize kim çare bulacak… Şanlıurfa’nın toplumsal, ekonomik ve kültürel bütün hastalıklarının teşhisi sivil toplum kuruluşları ve gazeteciler tarafından konulur, tedavisi ise siyasetçiler tarafından yapılır.
İşte buyurun; iki yıldan beri uygulamaya konulan bir “GAP Eylem Planı” var. Bu çerçevede üretilen projeler, yapılan yatırımlar var, GAP’ın Başkenti konumunda olan Şanlıurfa bu pastadan ne kadar pay aldı, arayan soran, ilgilenen var mı?
Şanlıurfa milletvekillerimiz GAP Eylem Planının içeriğinden haberdarlar mı? Dahası yapılan değişiklikleri takip ediyorlar mı? Eğer takip ediyorlarsa; Şanlıurfa’da kurulması planlanan “GAP Uluslararası Araştırma ve Eğitim Merkezi”nin Diyarbakır'a kaydırılmasına… Bölgede yapılması planlanan Kültür Merkezi sayısının 33’ten 13’e indirilmesine neden karşı çıkmadılar… İktidar partisine mensup 9 vekilimiz bugünlerde ne işle meşguller, tabiî ki yaklaşan seçimler nedeniyle listeye yeniden adlarını yazdırmanın çabası içindeler.
57. Hükümet döneminde (1999-2002) Şanlıurfa’ya getirilen Karayolları Bölge Müdürlüğü, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Bölge Müdürlüğü ve Orman Bölge Müdürlüğü gibi bir çok insanımızın evine ekmek götürmesine vesile olabilecek büyük kuruluşlar, 9 yıllık AKP iktidarı döneminde komşu illere kaydırılmış, Şanlıurfamız yine sahipsiz kalmış, yine mağdur olmuştur.
Konu kürt açılımına geldiğinde, ana dilde eğitime geldiğinde, teröristlere çıkarılan aflara geldiğinde bülbül kesilen, kanal kanal dolaşarak televizyonlarda boy gösteren bazı vekillerimiz Şanlıurfalının ekmeği elinden alınırken neden dut yemiş bülbüle dönüyorlar. Şanlıurfa’ya yapılması planlanan yatırımlar çevre illere kaydırılırken sesleri çıkmıyor.
Şanlıurfa Belediyesi ile Karayolları Şefliği arasında bu yol senin, bu cadde benin, burayı sen asfaltla, şurayı ben asfaltlayayım tirajı-komedisini yaşarken bu şehrin seçtiği vekiller neredeydi… Kendi geleceklerinin kaygısına düşmüşlerdi…
Bu ülkeye özellikle de kırsal kesime demokrasi gelmediği, feodal yapının yıkılmadığı sürece; TBMM kürsüsünden haykırıp, bizim sesimizi duyuracak, yumruğunu masaya vuracak, Şanlıurfa için bir şeyler isteyecek almak için çaba sarf edecek, ihale peşinde, yolsuzluk peşinde, tayin-atama-sürgün peşinde koşan yakınlarını saf dışı edecek… Kaçakçılık, cinayet, uyuşturucu, hırsızlık gibi suçları işleyen yakınlarını hiç korumadan adaletin önüne çıkarıp ceza almalarını sağlayacak milletvekillerimiz hiçbir zaman olmayacaktır.
İşte bu yüzden Şanlıurfa’nın sorunlarını, kangren olmuş kapanmayan yaralarını köşemize taşırken, ister istemez siyasetten bahsetmek durumunda kalıyoruz, milli ve manevi beklentilerimize cevap vermeyen milletvekillerini, bakanları, başbakanı eleştiriyoruz. Bu yazılarımızdan dolayı bize kırılacak, darılacak, küsecek ve dahi saldıracak olanlar da varsa canları sağolsun… Biz her duruma hazırlıklıyız, birikimliyiz, tedbirliyiz…
Tahammül gücü kuvvetli, idealist, dürüst siyasi iktidarların yöneteceği Türkiye özlemiyle, iyi haftalar diliyorum.