Evet duydum ki, beni sevmiyorlarmış…
Merak ettim “acaba neden sevmiyorlar” diye,
Sonra şöyle tarihsel süreci gözümün önünden bir geçirdim;
Milattan Önce 220 yılında Teoman Büyük Hun İmparatorluğunu kurarken yanında ben vardım…
Milattan Önce 209’da Metehan dünyanın ilk düzenli ordusunu kurarak Kara Kuvvetlerinin temelini attığında yanında ben vardım…
Avrupa Hun İmparatoru Başbuğ Atilla, 452 yılında Roma surları önünde Papa’ya diz çöktürüp, yalvarttığında yanında ben vardım…
Saka Türklerinin kadın Hükümdarı Tomris Hatun Perslilere (İran) savaş meydanında kök söktürdüğünde yanında ben vardım…
Kürşat 40 çerisiyle birlikte Çin sarayını basarak, Çinlileri korkudan sokağa çıkamaz hale getirdiğinde yanında ben vardım…
Oğuz Kağan destandaki tek boynuzlu canavarı öldürürken yanında ben vardım…
400 yıl boyunca mahsur kaldıkları Ergenekon’dan çıktıktan sonra Ötüken’e giderken Türklere yol gösteren o bozkurdun yanında ben vardım…
Tonyukuk, Kül Tigin ve Bilge Kağan tarafından dikilen taşlara Türk adı nakış nakış işlenirken yanlarında ben vardım…
Karahanlı Hükümdarı Satuk Buğrahan İslamiyet’i kabul ettiğinde yanında ben vardım…
Divan-ı Hikmet’in yazarı Hoca Ahmet Yesevi yetiştirdiği binlerce Alperen’i “savaşta kılıç kuşanmak, barışta ilim öğretmek” üzere Anadolu’ya gönderdiğinde yanında ben vardım…
Sultan Alparslan, Romen Diyojen’i eze eze yenerek, Anadolu’nun tapusunu Türk milletine armağan ettiğinde yanında ben vardım…
Selçuklu zayıf düşünce Anadolu’da kurulan 33 Türk beyliğinin her birinin yanında ben vardım…
Küçücük bir beylikten başlayıp, koskoca imparatorluğu kuran Osman beyin yanında ben vardım…
Şeyh Edebali, damadı Osman beye nasihatlerini sıralarken yanında ben vardım…
Büyük matematikçi ve astronomi âlimi Uluğ bey, Yıldızlar Cetvelini yaparken yanında ben vardım…
Akşemsettin sahip olduğu muazzam ilmini Fatih Sultan Mehmet Han’a aktarırken yanında ben vardım…
Fatih İstanbul’u fethederken, Surlara ilk bayrağı diken Ulubatlı Hasan’ın yanında ben vardım…
Büyük Türk denizcisi ve coğrafya âlimi Piri Reis tarihteki ilk dünya haritasını çizerken yanında ben vardım…
Osmanlı’yı taciz eden Rodos Şövalyelerini yakarak cezalandırıp İzmir’i fetheden Timur’un yanında ben vardım…
Osmanlı ordusunun üç kıtada fethettiği yüzlerce devlete vurduğu mühürde ben vardım…
Osmanlı zayıf düşüp de, ağzından salyalar akan emperyalistlerin saldırısına açılan yüzlerce cephede cansiperane vuruşan Türk milletinin yanında ben vardım…
Türklüğün onurunu kurtarmak üzere, kellesini koltuğuna alarak milli mücadelenin fitilini ateşleyen Atatürk’ün yanında ben vardım…
O zor günlerde, Türk milletini sırtından hançerlemek için çıkarılan isyanları bastıran ve elebaşlarının başlarını ezen Türk kumandanlarının yanında ben vardım…
Cumhuriyet kurulduktan sonra toplanan İktisat Kongresinde, Maarif Kongresinde, onlarca fabrikanın açılışında ben vardım…
Osmanlı’nın yabancılara sattığı demiryollarımızın ve diğer milli markalarımızın geri alınmasında ben vardım…
Atatürk’ün ölümünden sonra Türklüğün ve Turancılığın suç sayılmasıyla Tabutluklarda işkence gören Türkçülerin yanında ben vardım…
Türklüğün küllenen ateşini harlamak üzere meydana çıkıp Türkçülüğü bir aksiyon hareketi olarak yeniden başlatan Başbuğ Türkeş’in yanında ben vardım…
Türkiye’nin Rus egemenliği altına girmemesi için mücadele ederken kurşun yiyen şehitlerin mübarek vücutlarından sızan kanda ben vardım…
Yurt içinde ve yurt dışında kurulan binlerce ocakta, gençliğe Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti anlatılırken konuşan hatiplerin yanında ben vardım…
Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur düsturuyla açılan yaz kamplarında Türk gençliğine teorik eğitim yanı sıra verilen pratik eğitimlerde ben vardım…
SSCB dağılıp, Türk devletleri bağımsızlıklarına kavuştuğunda oradaki soydaşlarımıza Türklük bilincini, İslam inancını yeniden aşılamak için koşan gönüllülerin yanında ben vardım…
Türk milletine ve Türk devletine düşmanlık besleyen, kin kusan, tuzak kuran bütün hainlerin karşısında ben vardım…
Evet… Şimdi şöyle bir bakıyorum da,
Türklüğe, Türk milletine, Türk devletine, töremize, inancımıza gizli veya açık bir şekilde düşmanlık edenlerin beni sevmemesi gayet normal…
Zaten beni sevselerdi, kendimden şüpheye düşerdim…
Ben kim miyim?
Ben, kendini Türk milletine adamış, milli menfaatleri şahsından üstün tutmuş, zamanı ve zemini önemsemeden hep doğruları haykırmış, denge politikası izlemek yerine dengeleri bizzat kurmuş olan Türkçülük fikriyim…
Günümüzdeki adım ülkücülüktür!