Evet… Beklenen oldu ve sonunda genel af çıktı!
Sakın yanlış anlaşılmasın, bu Türkiye’deki suçlular için çıkmış bir af değil…
Ama yine de bizi yani yüce Türk milletini ve devletini yakından ilgilendiren bir genel af…
Çünkü, maruz kaldığımız sığınmacı istilasından ancak bu af sayesinde kurtulabiliriz.
BOP’un hedef ülkeleri arasında olan Suriye yaklaşık 50 yıl diktatörlükle yönetilmişti.
Değişen ve gelişen dünyayı gıpta ile takip eden Suriye halkı büyük baskı altındaydı ve bu durumu iyi bilen emperyalizmin kan emici ülkeleri çaktıkları bir kıvılcım ile ülkenin kuzeyini yangın yerine döndürdü.
Vatan bilincine sahip olmayan ve üzerinde yaşadığı toprağı arsa, tarla, arazi olarak gören Suriyeliler iç karışıklık başlar başlamaz ülkeden kaçmanın yollarını aramaya başladı.
Bu karışıklık iki yıl önce olsa bir tek Suriyeli bile Türkiye’ye kaçamayacaktı çünkü sınırlarımızda mayın döşeliydi. Ama talihsiz bir tesadüf sonucu Suriye karışmadan sadece iki yıl önce sınırlarımızdaki mayınlar sökülmüştü.
Bunu fırsata çeviren Suriyeliler haftalarca, aylarca akın akın Türkiye’ye geldiler, birçoğunun kimlik, pasaport vs. belgesi yoktu. Kişisel beyanları esas alınarak kendilerine birer geçici kimlik kartı verildi. Sonrasında da yine ilk beyana dayanarak vatandaşlığa alındılar.
Geneli eğitimsiz, mesleksiz, sağlıksız, sabıkalı olan bu sığınmacılar ilk etapta kamplarda ağırlandı.
Kısa bir süre sonra kamplardan şehirlere sızmaya başladılar. Aylarca belki de yıllarca kampların mevcudu kapasitesinin dörtte biri kadardı. Bu kampların o döneme ait bütçeleri, yapılan harcamalar, yardımlar mutlaka incelenmelidir. Aksi halde suiistimal iddiaları hep aklımızı kurcalamaya devam edecek…
Kamplardan şehirlere transfer olan Suriyeliler, bazı açgözlü insanların iştahını kabartmıştı. 3 lira, 5 lira etmeyecek evleri Suriyelilere 10 liraya, 20 liraya kiraladılar. 100 lira yevmiye ile yapılan işleri Suriyelilere 50 lira, 60 liraya yaptırdılar.
Bu durum toplumun düzenini bozdu. Ev kiraları yükseldi, yevmiyeler azaldı. Ucuz işgücü olarak görülen Suriyeliler çalışınca Türkler işsiz kaldı. Yükselen ev kiraları milletimizin belini büktü.
Suriyeliler tarafından ruhsatsız, ustalık belgesiz, vergi levhasız, denetimsiz, kontrolsüz binlerce, on binlerce işyeri açıldı.
Meşru ve gayrimeşru bütün sektörlerde faaliyet göstermeye başladılar.
Bugüne kadar yakalanan çok sayıda IŞID’lı, PKK’lı terörist, sahte şeyh, hırsız, katil, tacizci, gaspçı, yağmacı, kap-kaçcı vb. suçlular nasıl bir tehlikenin içinde olduğumuzu açıkça gözler önüne seriyor.
Bu krizin kavga eden iki kesimden birine silah vermekle, diğerine tavır almak çözülmeyeceğini, bu işin ancak ve ancak Suriye’nin meşru yönetimiyle görüşülerek çözüleceğini daha önce bu sütunlardan en az on defa yazmıştık…
Neyse ki 12 yıl sonra dediğimiz noktaya gelindi.
Eset yeniden Esat oldu.
İnşallah yakında kardeşim Esat’ta olur.
Kim kiminle kucaklaşırsa kucaklaşsın, yeter ki, biz sırtımızda bulunan sığınmacı küfesinden kurtulalım.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat, 22 Eylül 2024 tarihinde yayınladığı genelge ile yurtdışına kaçanları da kapsayacak bir genel af ilan etmiştir.
Türkiye olarak bizim bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım…
Konut sorunumuzun çözümü,
Kiraların düşmesi,
Asayiş olaylarının azalması,
Terör örgütlerine darbe vurulması,
Okullardaki öğrenci mevcudunun azalarak eğitim kalitesinin artması,
Hastanelerdeki yığılmaların önüne geçilmesi ve tedaviye ulaşımın kolaylaşması,
İşsizliğin azalması,
Sığınmacı kimliği altında mafyacılık, muskacılık, büyücülük yapan şarlatanlardan kurtulmak için,
Kayıt dışı ekonomiden dolayı oluşan devlet zararına son verilmesi
Vergi gelirimizin artırılması,
Ve…
En önemlisi nüfus yapımızın korunması için,
Çıkarılan affı gerekçe gösterip, verilen vatandaşlıkların ve oturumların iptal edilerek bütün Suriyelilerin mümkün olan en hızlı şekilde ülkelerine gönderilmeleri milli menfaatimiz gereğidir.
İşte bu yüzden Suriye’de ilan edilen genel af bizim için müjde niteliğindedir.
Yine ve yeniden tekrarlamakta fayda görüyorum,
“Suriyeliler ülkelerine dönüp, evlerine, tarlalarına, mahallelerine, köylerine sahip çıkmadıkça, orada terör ve iç karışıklık bitmez, Suriye normale dönemez!”
Suriyeliler ülkelerine dönüp can alarak, can vererek, kan dökerek o toprağı vatan yapmalı, huzur ve mutluluk içinde yaşamalıdır.