Güneydoğu Anadolu İhracatçılar Birliği Başkanının açıklamasına göre, 2020 yılı Mayıs ayında bölgemizden 568 milyon dolar tutarında ihracat yapılmış. Bunun 483 milyon dolarını tek başına Gaziantep yaparken, Mardin ilimiz 47,5 milyon dolar, Kahramanmaraş 47 milyon dolar ihracat yapmış, Şanlıurfa’nın ihracat pastasından aldığı pay 10,5 milyon dolarda kalmış…
Türkiye İstatistik Kurumunun açıklamasına göre bir önceki yılda işsizlik oranı % 18,6 olan Şanlıurfa’da 2019 yılında işsizlik oranı % 23,4’e yükselmiş.
Uyuşturucu ve madde kullanımı çok hızlı bir şekilde yayılmakta, çocukları bu tuzağa düşen aileler çocuklarını kurtarabilmek için kendi çabalarıyla bir şeyler yapmaya çalışmaktalar.
Şanlıurfa’nın ilk çok katlı evlerinin yer aldığı Bahçelievler semti (ki, şimdilerde küçük Halep veya Şam diye anılıyor) ortalama 40 - 50 yaşındaki plansız, düzensiz, yeşil alansız, asansörsüz, sığınaksız, otoparksız ve depreme dayanıksız binalarıyla artık ciddi manada SOS vermektedir. Çok geç olmadan, binalar çökmeden, canlar yanmadan kentsel dönüşümün Bahçelievler’e girmesi elzem hale gelmiştir.
Şanlıurfa nüfusunun 1/4'i Suriyeli… Bir başka deyişle sokakta karşılaştığımız her dört kişiden biri Suriyeli, bu Suriyelilerin ezici çoğunluğu eğitimsiz, mesleksiz, işsiz-güçsüz takımından, bir kısmı da bar-pavyon-cafe karışımı mekanlar işletiyor ve kadınlarını buralarda çalıştırıyor. En zararsızları diyebileceğimiz kesimi ise Türk devletinden aldıkları para ile evlerinde aşırı derecede gürültü yaparak, çevreyi kirleterek, kavga ederek, nargilesini tüttürüyor.
Şehrimizin dört bir yanında yüzlerce trilyonluk bir işgal ve yağma devam ederken belediyelerimiz ancak seyretmekle yetiniyor. Apartman bahçeleri, yeşil alanlar, tarihi mekanlar, ortak kullanım alanları, kalorifer kazan daireleri, hatta kaldırımlar çok hızlı bir şekilde işyerine dönüştürülüyor veya mevcut işyerlerine katılıyor.
Bağımsız bir araştırma kuruluşunun verilerine göre, Türkiye genelinde doktor başına düşen hasta sayısı 600 civarında iken, Şanlıurfa’mızda doktor başına düşen hasta sayısı 850’lerde seyrediyor. Hemşire başına düşen hasta sayısı Türkiye ortalamasında 550 iken bu rakam Şanlıurfa’da 1000!
Hastanelerimizdeki fiziki şartlar, doktor sayısı ve alet ekipman yeterli olmadığından dolayı 2020 yılında halen ağır hastalarımız, Diyarbakır, Gaziantep, Adana hastanelerine gönderiliyor ve hatta çoğu zaman yollarda can veriyorlar.
Eğitim konusunu açmak bile istemiyorum. Son 20 yıldır yapılan lise ve üniversite giriş sınavlarında Şanlıurfa 81 il arasında her zaman son 10 veya 15’in içinde, yani ortalama 70’li sıralarda…
Memleketimizin yaklaşık % 20’si umudunu tarım işçiliğine bağlamış, yılın 6 ayını ailece gittikleri gurbet ellerde çağdışı ortamlarda, genellikle çadırlarda yaşayarak, herhangi bir sosyal ve sağlık güvencesi olmadan, banyo, temizlik ve hijyenden mahrum bir şekilde çalışmaktalar. Bu zaman diliminin okulların açık olduğu döneminde de bu ailelerin çocukları haliyle okula devam edemiyorlar.
Urfa’daki kitapçı sayısının 200 katı kadar kahvehane, bilardo salonu, internet cafe, nargile cafe vs. işletme var. Bu işletmelerin büyük çoğunluğu ruhsatsız ve denetimden uzaktır. Gençlerimiz cafelerin asma katlarında, bodrum katlarında neredeyse karanlık sayılabilecek loş ışıklı ortamlarda kızlı erkekli köşelere çekilip oturmaktadır. Bu tür mekanların camları karartılmış olduğundan içeride ne olup bittiği de görünmemektedir. Kapalı alanlarda tütün mamullerini tüketmek kanunla yasaklandığı halde nargile çılgınlığı büyük bir hızla yayılmaktadır.
Daha fazla yazıp içinizi karartmak istemiyorum ama Şanlıurfa’nın ortalama sosyo-ekonomik durumu bu minvalde ve hal böyle iken, belediye başkanlarımız kendi aralarında ilan panolarına (billboard) resimlerini asma yarışmasına büyük bir hızla devam ediyorlar. Hatta hızlarını alamadıklarından olsa gerek, sokağa çıkma yasağının olduğu, yani sokaklarda hiç kimsenin bulunmadığı dört günlük Ramazan Bayramı tatilinde bile ilan panolarında arz-ı endam eylediler.
Sayın Valimiz bu durum karşısında ve hükümetin yayınladığı genelgeler doğrultusunda Şanlıurfa’da coronavirüs salgını sürecinde bir buçuk milyon kişiye devlet yardımı yapıldığını açıkladı. Yaklaşık çeyrek asırdan beri üretime yönelik bir yatırımın olmadığı ve nüfus patlamasının yaşandığı hele bir de üstüne 500 bin Suriyelinin ek yük olarak geldiği bir şehirde başka ne beklenebilirdi ki…
Şanlıurfa ile ilgili olarak yukarıda saydığım olumsuzlukları daha da çoğaltıp kitap haline bile getirebilirim ama gerek burada bize ayrılan sütunu aşmamak gerekse şehrimizin imajını yıkmamak adına kısa kestim… ama şimdi lütfen, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, siyasi parti il başkanları, sivil toplum kuruluşu başkanları cevap versinler; yukarıda yazılanlar yalan mı?, yanlış mı? Abartı mı?...
Yok değil… Yemin ederim ki, eksiği var, fazlası yok… Mutabık mıyız? Evet… O zaman olay bitmiştir. Kimse bize masal anlatmasın. Ben faturalarını, vergilerini düzenli ödeyen vatandaşlık görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getiren her vatandaş gibi haklı olarak eleştiriyorum, sitem ediyorum ve hakkımı helal etmiyorum.
Aynen katılıyorum. Helede kentsel dönüşüm ün biran önce başlaması gerek. Ama bugünü kurtarmak için değil 20 yıl sonrasını düşünerek bir projeyle ama mutlaka siteler şeklinde olsa süper olur.
Hayırlı cumalar reis ,urfalıların yaralarına parmak basmışsın ben alkışlarım. Selamlar
Eksiği çok fazlası yok. Şanlıurfa nın kangren e dönmüş sorunlarının bir kısmıdır bu anlattıklarını.bir memleket kendi insanının eliyle bu kadar berbat bir hale getirilebilir mi. Evet maalesef getirildi..sahipsiz memleket dedikleri bu olsa gerek. Tebrik ederim yerinde tespitler.