13.05.2014 Salı günü Manisa SOMA’ da kömür ocağında elektrik trafosunda meydana gelen yangın sonrası ,yaklaşık üç yüz canımızı bir parça ekmek uğruna, çoluk çocuğuna bir parça ekmek götürmek uğruna kaybettik, , ciğerlerimiz yanıyor, tümüne Allahtan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum.. Bu sayının artmasından korkuyoruz. Çünkü hala madende yaklaşık yüz işçimiz var ve giderek umutlarımız tükeniyor. Devlet ve siyaset ekranı bildik tabloyu sergiliyor. Vatandaşlarımızın ciğeri yanmış, hayatı sönmüş, bazı nasipsizler bu vahim olayı bile kullanıp, rant sağlamak istiyor ki; ben buradan onlara söyleyecek laf bulamıyorum. Sadece Allah ıslah etsin diyorum. Bu olayla ilgili olarak, benim kafama takılan şu soruları da sormadan geçemeyeceğim. - Öncelikle vardiya değişimi neden yerin altında yapılıyor. Bu zorunluluğun gerekçesi ne? İlle de yer altında vardiya değişimi yapılacak ise, 20 li 30 lu guruplar halinde yapılamaz mı? - Elektrik trafosunun yerin altında yer almasının sebebi ne ? Bu trafonun yalıtımı güvenliği sağlanmış mı? - Maden ocaklarına kaza anında, tahliye için birden fazla çıkış yapılamaz mı? - Maden ocaklarında her an yangın riski varken, ocak içerisinde yangın söndürme sistemi bulunmuyor mu? Allah rızası için bu soruların cevabını bilenler varsa, bize çıkıp bir anlatsın lütfen. Bu elim olaydan medyaya yansıyan taze fidanların hayat hikayeleri, beni gerçekten çok etkiledi. Allah kimseye evlat acısı göstermesin. ' İsmail ve Süleyman kardeşler 1982 yılında beraber geldikleri dünyada, aynı gün askere gittiler. Birinin askerliği Kütahya’ya, diğerininki Balıkesir’e düştü. İkisi de evine yakın bir yerde askerlik yapsa da, babalarının gönlü ayrılmalarına el vermedi ve bir dilekçe ile aynı yerde askerlik yapmalarını sağladı. Dört yıl önce aynı düğünle evlendiler. Süleyman’ın Bir oğlu vardı. İsmail’in ise tıpkı kendisi ve kardeşi gibi, Sude ve Buse isimli tek yumurta ikizi olan kızları vardı. Aynı vardiyada çalışıyorlardı ve aynı anda madende mahsur kaldılar, yan yana hayatlarını kaybettiler ve soma da yan yana toprağa verildiler.' Sözün bittiği yer bu olsa gerek. 'Ocakta çalışan Maden mühendisi Burak Karayel’in cesedi arkadaşına sarılmış halde bulunmuş. Burak 1987 doğumlu ve 10 ay önce evlenmiş.' ' Koray Karadağ’da Burak gibi maden mühendisi, 1984 doğumlu, oda hayatının baharında, geride gözü yaşlı bir eş ile 3 yaşında bir kız çocuğu bırakmış.' İrdelense her biri ayrı bir dram. Ama hepsinin bir ortak yanı var oda 'Bir parça ekmek için yitip gittikleri' Allah rahmet etsin, mekanları cennet olsun, ailelerine Allah sabır versin…. Cenab-ı Allah, milletimize böyle bir acıyı bir daha yaşatmaması dileklerimle, kalın sağlık ve esenlikle… İsa GÜNEŞ Çevre ve Yardım Gönüllüleri Dernek Başkanı