Selamün aleyküm kıymetli gönül dostlarım Şanlıurfa gazetemizin kıymetli müdavimleri hepinizi sevgiyle saygıyla muhabbetle selamlıyorum
Allah'ın rahmeti bereketi mağfireti üzerinizden ve üzerimizden eksik olmasın
Kıymetli okuyucularım rahatsızlığımdan dolayı kısa bir süre sizlerden ayrı kaldık kaldığımız yerden devam ediyoruz Evet 7 Ekim'den bu yana Gazze'de yaşanan vahşet,katliam kan ve gözyaşı hala devam ediyor, ve devam etmekte gelinen son noktada gazze'liler açlıkla karşı karşıya
Ve hatta açlıktan ölenlerin sayısı dahi çoğalmaya başladı.
Bizler Behlülü dana hazretlerinin dediği gibi kuş tüyü yataklarımızın içinde Allah'ı arar iken , yediğimizi mideye yemedigimizi çöpe atarken vur patlasın çal oynasın misali hayatımızı yaşamaya devam ederken ,alışmamamız gereken bu olağanüstü durum karşısında tıpkı eskisi gibi yaşantımıza devam edecek ve boykotu askıya almak gibi bir teşebbüsün bir hareketin sonucunda ve gevşemenin vermiş olduğu refleks ile bu ateşin bu gidişle bizide bulacağını bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Evet sonuna kadar boykotu devam ettirmeli ve bu arada yerli üretime geçmenin'de tam isabetli bir karar olacağı kanaati içerisindeyim.
Kıymetli okuyucularım Gazze'de yaşanan tüm bu olayları analiz ederken şimdi soruyorum bir anne bir baba olarak evladımızı şuurlu ve imanlı bir şekilde yetiştirmek için hangi adımları attık veya hangi adımları atıyoruz.
Bugünün küçüğü yarının büyüğü olacak
çocuklarımıza biz büyükler olarak nasıl bir örnek teşkil ediyoruz, tlf'ların elden düşmediği ,yolda ,parkta ,evde ,yatakta , işte,arabada vel hasıl heryerde elimizden düşürmediğimiz bil hassa gençler ve çocuklar için söylüyorum onların ruhlarını iç dünyalarını nasıl tahrip ettiğini ve kirlettigini biliyormusunuz?
Düşünün bakalım işgale uğrayan gazzemi
Yoksa Gazze'ye harekat başlatamayan İslam ülkelerinin liderlerimi? ....Belki toprak olarak günümüz itibariyle işgal altında değiliz amma bir beyin işgali karşı karşıyayız, tv, sosyal medya,moda ,vs gibi aktiviteler iletişim araçları ve giyim sektörü ile tam kuşatılmış ülkeler var ve bizde malesef bu işgali onlarla birlikte yaşayanlardanız.
Hiç şüphesiz hepimize çok büyük sorumluluklar düşmektedir, gençlerimiz ve çocuklarımız için neler yapabiliriz ,onları cep telefonu'nun kirli dünyasına hapsetmekten ziyade onları sosyal yaşamın içersine nasıl dahil edebiliriz onlara nasıl can suyu olabiliriz'in sorularının cevaplarını artık düşünme zamanı gelmedi'mi?
Umutsuz olan ve geleceğe yönelik umutlarını yitiren gençler ve çocuklara
Kucaklayacı bir tavır sergileyerek yeniden onlara bir umut ışığı olmanın zamanı gelmedi'mi
Haydi yarın çok geç olmadan hemen şimdi