Buğday dünyada pek çok insanın gıda ihtiyacının karşılanması açısından büyük bir öneme sahiptir. Türkiye’de buğday ve buğdaydan elde edilen gıda maddelerinin tüketimi birinci sırada yer alıyor. Ziraat Mühendisleri Odalarının 2018 buğday raporu ve 2018 yılı TUİK verileri incele fırsatı buldum.Buğday ekim alanlarının daralması fiyatın düşüklüğünden kaynaklandığı görülüyor.
Buğday raporunda ciddi tespitler var. Türkiye`de 2000 yılında 92 milyon dekar alanda buğday ekimi yapılırken, 2017 yılında 77 milyon dekar alanda buğday ekimi yapıldı. Aynı dönemde 49 milyon ton buğday ithal edildi. Ve bunun karşılığında 13 milyar dolar ödendi. Türkiye’nin buğday verimi yıllar itibariyle yükselme kaydetmesine rağmen ortalaması dünya veriminin altında bulunuyor. Yüksek kaliteli tohum kullanımı buğdayda verimliliği etkileyen en önemli faktör olduğu ifade ediliyor. Türkiye’nin buğday üretimi 2016 yılında 20.600.000 ton iken 2017 yılında %4,4 artışla 21.500.000 ton oldu. Uygulanan politikalar, çiftçiyi buğday ekmekten vazgeçirmektedir. Türkiye`de 2000 yılında 92 milyon dekar alanda buğday ekimi yapılırken, 2017 yılında 77 milyon dekar alanda buğday ekilmiştir. Buğday üretimi bakımından kendine yeterli düzeyde olan Türkiye`de, bazı yıllar olumsuz iklim koşullarına bağlı olarak üretimde ve kalitede yaşanan sorunlardan dolayı talep karşılanamamakta ve ithalat yapılmaktadır. Şanlıurfa’da 2007 yılında üretim 1.044.645 ton ile Konya, Diyarbakır ve Ankara’nın ardından 4.ncü sırada bulunuyor. Konya’da üretilen buğday Şanlıurfa’nın iki katı. Diğer iller ile aynı durumda bulunuyoruz.
Türkiye’de buğday üretiminin azaldığını gören toprak mahsulleri ofisi bu yıl buğday alımı fiyatını 2018 yılına göre yüzde 29 artışla 1.350 lira olarak belirledi. Bu fiyat artışı özellikle iç Anadolu’da çiftçilere önemli bir mesaj oldu. Şanlıurfalı çiftçilerin de TMO’nun getirdiği yüksek artış buğday kaçışı durdurabilecek mi ? bunu 2020 yılı biçiminde göreceğiz.