Türkiyede kamuya alınanlar kamu denildiğinde Belediyeleri de kapsamaktadır. Güvenlik soruşturması ile değil arşiv araştırması ile genellikle görevlerine başlatılmaktadır.
Halbuki, Devlet Memuru çok önemli bir görev. Hükümetin değil, Devletin memuru, insanlara ırk, din, mezhep farkı gözetmeden herkese eşit biçimde hizmet etmesi gerekmektedir.
KPS sorularının elde edilip ve terör örgütlerine yakın kişilerin devlet memurluğu sınavlarının kazandırılması ile Türkiyede Devletten maaş alan ancak devletin aleyhine uğraşan insanlarla kamu kuruluşları dolduruldu.
Fetullahçı terör örgütü ise yandaşlarını yazılı veya sözlü sınavlarda etkili olarak kendi yandaşlarını tüm kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirdiler. Anadolu insanı, hiçbir partiye, tarikata mensup olmayan insanlar ise devletin imkânlarından istifade edememişlerdir.
Hükümetin şehit ailelerine getirdiği imkan ile vatanına milletine bağlı şehit çocukları ve yakınları kamuda çalışmaya başlamıştır. Ancak, şehit yakınlarına verilen imkânlar genişletilmeli ve Şehit yakınları verilen imkan gazilere de verilmelidir.
Devletin maaşını alan terör örgütlerinin emrinde bulunan kamu çalışanlarının darbe girişiminden önce tasfiye edilmesi gerekirdi. Tedbir alınmadı ve sonuçta bu duruma gelindi.
Devlet memuru olmayan ancak, Hükümetine, Devletine ihanet eden, terör olaylarına karışan, halkın can ve malına zarar verenlerin de Devletin sağlık, eğitim olmak üzere hiçbir imkânından da faydalandırılmaması gerekir.
Hiçbir devlet kendine ihanet edene maaş, sağlık hizmeti vermez. Türkiye Cumhuriyeti de vermemesi gerekir.
Halkın malına, kamunun araç ve mallarına zarar verenlerinde tespiti ile verilen zararların faizi ile birlikte kendilerinden veya adına varsa tapulu mallarından karşılanması eğer yok ise karşılığında hapis yatması sağlanmalıdır.
Yapanın yanına kar kaldığı bir yerde huzur da olmaz terör de durmaz.