Geçtiğimiz haftalarda biraz Ankara havası soluma fırsatı buldum. Ankara da hükümetin her şeye rağmen Yeni ve Büyük Türkiye hedeflerine yönelik samimi, sevecen ve şefkatli bir duruşu olduğunu hissettim.
Son zamanlarda devletçe ve milletçe yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen herkes geleceğe umutla bakmak istiyor, Merasim Caddesi nde yaşanan elim facianın sadece zihinlerde ve gönüllerde acı izleri kalmış, hayat devam ediyor. Resmi kurumlarda,bakanlıklarda vatandaşa ilgi yüksek,personelin güler yüzlülüğü ve anlayışı gerçekten devlet şefkatini yansıtıyor, hükümetin hizmet azmi ve sinerjisi rahatlıkla hissedilebiliyor.
Ankarada iken tesadüfen bir dostumla karşılaştım. Dostumuz bir imalatçı, Ekonomi Bakanlığından yıllar önce almış olduğu bir belgenin gereği yapılan ihracat işlemleri esnasında aracı ihracatçı firmanın hatalarından dolayı maddi olarak büyük bir yük altında kalmış. Gerçekten anlatınca bende şok oldum.Büyük rakamlarla ifade edilen cezalarla karşı karşıya kalmış,düştüğü duruma çözüm bulmaya çalışıyordu.Durumu iyice anlayınca hakikaten saf ve masumane yapılan bir ticaretin kurbanı olduğu anlaşılıyor. Bende daha çok şaşkınlık yaratan şey masum insanlara da büyük sorumluluklar yükleyebilen bu belge,kanun ve yönetmeliklerle alakalı bu kadar bariz değişim ihtiyacı hissedilmesine rağmen,hatalı yönleri bu kadar bariz görülmesine rağmen bunların ihtiyaçlara göre halen revize edilmemesi,değiştirilmemesi…Bu gerçekten bana tuhaf geldi.Bu belgelerin alındığı daire başkanı bile;
‘ Abi bu belgenin işi iş değil, yıllardır söylüyoruz bunun böyle olmaması lazım diye ama anlatamıyoruz. diyormuş.
Suç ceza dengesi gözetmeden sorumluluk yükleyen bu tip yasa ,yönetmelik ve genelgelerin bir an önce revize edilmesi gerekiyor. Siyaseten İnsanı yaşat ki devlet yaşasın sloganı sadece siyaset meydanlarında kalmamalı yani siyasi söylemlerimizin gereğini güncel hayata bir an önce aktarabilmeliyiz. Suça karşı ceza ilkesi esas olmalı ve cezalardaki orantısızlıklar bir an evvel giderilmelidir. Hükümet kendi yaptığı yasalar bile olsa bu yasaların aksayan yönlerini görebilmeli ve mağduriyetleri giderecek yeni revizelere gidebilmelidir.Büyük devasa binalarda meşin koltuklarda oturma fırsatı bulan bürokratlar ve uzmanlar bulundukları ortamın şatafatına kapılmadan halkı anlayabilmeli, halkın içinden kişilerle,her işin erbabıyla sohbet ederek aksayan yönleri tespit edip yenilenmesi gereken ne varsa bu yönde adım atabilmelidir. Ülke gündemi her ne kadar terör ve savaş gündemine çekilmek istenmesine rağmen insan eliyle yapılan bu tip yasa, yönetmelik ve genelgelerin bir an önce ihtiyaca göre yeniden ayarlanması elzem bir konudur. Burada en önemli ölçü ülke ve hayat gerçekleriyle buluşabilen, adaletli, masum insanları incitmeyecek yeni uygulamalara geçebilme gayreti olmalıdır. Aksi taktirde devlet eliyle, kanun yordamıyla insanlar mağdur ve mazlum edilmiş olur.
Aynı zamanda Şanlıurfa Milletvekili olan Sayın Bakanımız Faruk Çelik her zaman şahit olduğumuz üzere bu konularda çok hassas , haksız ve yanlış uygulamaları kabul etmeyen, reformist, siyasete yıllarını vermiş usta bir siyasetçidir ki ilimiz ve insanımız için bizimle bu kadar hemhal olması bu konularla alakalı olarak bir şanstır.Allah gücünü kuvvetini arttırsın, Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin, bizlere her zaman böyle basiretli idareciler nasip etsin. Devlet ve millet olarak düsturumuz her zaman ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın . olsun.