16 Nisan sonrası elbette ki pek çok şey eskisi gibi olmayacak. Siyaset kendi içinde yeniden yapılanacak, değişim her yerde bariz bir şekilde hissedilecek gibi gözüküyor.
Ana muhalefette liderlik arayışı söylemlerinin yanında daha geniş sosyal tabanlarla buluşabilme isteği herkes tarafından dillendirilmeye çoktan başlandı. Liderlik sorununa Külliye ima edilerek bazı parti yetkilileri ''Saray müdahalesi'' adını verselerde bu sorun gerçekte yeni sistemin getirdiği başarıya, uzlaşıya, halkı daha fazla anlamaya daha fazla dinlemeye yönelik siyaset tarzı arayışından başka bir şey değildir. Bunu zamanla hep beraber daha iyi bir şekilde görecez, toplum yapısına ve siyaset sosyolojisine katkılarını hep beraber daha fazla müşahade edecez.
İktidar partisi Ak Parti’de ise değişim her zaman olduğu gibi daha programlı, daha bilinçli. Aslında siyaset sahnesindeki varlığından beri hızlı değişim ve manevra kabiliyeti değişen siyasi süreçlere öncülük etme noktasında rakiplerine karşı daima avantajı olmuştur Ak Parti'nin. Cumhurbaşkanı’nın partili Cumhurbaşkanlığı imkanından sonra evladım,aşkım, sevdam dediği partisine dönüşüne hazırlanıyor şimdi Ak Parti. Yaklaşık on gün sonra sonra dönmüş olacak ve önemli ve dinamik değişimler bekleniyor parti kadrolarında ve yönetimlerinde.
Halkın nabzını tuttuğumuz zaman özellikle sosyal medyada da partinin destekçisi hesaplar tarafından sıklıkla dile getirilen Ak Parti’de bir temizlenme isteği büyük destek buluyor. Bazı hesaplar ve yazarlar tarafından FETÖ temizliği diye adlandırılsa da esas beklenen temiz ve erdemli siyaset yönüyle bir temizlik gibi görülüyor. Halk herkese operasyon yapılıyor da rant sağlayan, yolsuzluk yapan, çıkar grupları oluşturan ve onlara hizmet eden belediyeler ve siyasilere neden operasyon yapılmıyor diye beklentilerini dile getiriyor.
Ayrıca adalete güven duygusunu zedeleyen farklı hukuk uygulamalarının düzeltilmesi ile ilgili beklentiler var. 15 temmuz şehitlerinin ve ailelerinin ruhunu incitecek FETÖ tutukluları arasında haksız ve kayırmacı uygulamalar vurgusu hepimizi vicdanen rahatsız ediyor. 15 Temmuz şehitleri bu milletin gururu, milli iradenin, birlik ve beraberliğimizin ortak değeridir. Onların maneviyatının incitilmesi hepimizi rahatsız eder. 15 temmuz şehitleri satılmışlığa, ihanete, milletin iradesine el koyma alçaklığına karşı hepimizin arı, namusu, ortak değeridir. Bir başka gerçekte adalet hepimize lazım bir ortak değerdir. Adaletsiz bir devletin yaşayamayacağı bir gerçektir. Şu anda iktidarın en önemli sorunu bu iki sorundur. Adaletin toplum vicdanını rahatlatacak şekilde tesisi ve siyasi kayırmacılık yaparak veya yandaş görünerek milletin malına, hak ve hukukuna yapılan haksızlıklarla mücadele şu anda görünen en elzem konulardır.
Reisçi olmak liderin temsil ettiği ortak değerlere sahip çıkmak ve o değerleri toplum nezdinde yükselen değerler konumuna getirebilmektir. Reisçilik yapanlara bir tavsiyem Reis’e bir faydanız olacaksa bu değerlere sahip çıkın ve bu erdemler üzerinden bu temizliğe katkı sunun...