Zayıf Zemin Yapısıyla Kepez İlk Sırada Yer Alıyor

Türkiye’nin en çok göç alan şehirlerinden biri olan Antalya, güzellikleriyle büyüleyici bir yaşam vadetse de, olası bir deprem senaryosunda bazı ilçeleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Uzmanların yaptığı analizlerde, zemin yapısı, yapı stokunun kalitesi ve fay hattına yakınlık gibi kriterlere göre belirlenen riskli bölgeler, şehirde yaşayanları tedirgin ediyor. Deprem gerçeğiyle yüzleşen kentte, en savunmasız ilçeler tespit edildi.

Antalya’nın en yoğun nüfuslu ilçelerinden biri olan Kepez, depreme karşı dayanıklılık bakımından en çok risk barındıran bölgelerden biri olarak öne çıkıyor. İlçedeki bazı semtlerde zeminin alüvyon yapıda olması, olası bir sarsıntının etkisini katbekat artırabileceği anlamına geliyor. Ayrıca yapılaşmanın yoğun olduğu bölgelerdeki eski binaların büyük kısmı deprem yönetmeliği öncesinde inşa edilmiş durumda. Bu da hem eski yapılar hem de yetersiz denetim nedeniyle ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Muratpaşa'da Kentsel Dönüşüm Hız Kazanmalı

Şehrin merkezi konumundaki Muratpaşa ilçesi, özellikle Lara ve Yıldız mahalleleri gibi bölgelerde eski yapıların çokluğu nedeniyle risk taşıyor. Her ne kadar son yıllarda kentsel dönüşüm çalışmaları hız kazanmış olsa da, henüz tamamlanmamış projeler ve plansız yapılaşmalar bu ilçeyi riskli hale getiriyor. Antalya'nın kalbi olarak bilinen Muratpaşa’da yapılacak olası bir dönüşüm, binlerce kişinin hayatını güvence altına alabilir.

Konyaaltı Görünenden Daha Fazla Tehlike Barındırıyor

Doğal güzellikleri ve sahil şeridiyle tanınan Konyaaltı, yapı kalitesi açısından yeni binalarla donatılmış gibi görünse de, zeminin kaygan yapısı bazı mahalleleri riskli konuma taşıyor. Jeolojik yapı açısından değerlendirildiğinde, özellikle Boğaçayı çevresinde zeminin deprem dalgalarını büyütme potansiyeli olduğu ifade ediliyor. Bu da ilçede yapıların dayanıklılığı kadar zeminin de titizlikle incelenmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Aksu ve Döşemealtı Fay Hatlarına Yakınlığıyla Dikkat Çekiyor

Antalya'nın dış çeperlerinde yer alan Aksu ve Döşemealtı ilçeleri, özellikle fay hatlarına olan yakınlığıyla ön plana çıkıyor. Aksu’da tarımsal yapılaşmanın yerini yerleşim alanlarına bırakmasıyla birlikte yeni yapıların sayısı artıyor; ancak bu artış, yeterli denetim ve mühendislik hesaplarıyla desteklenmediği takdirde büyük bir riske dönüşebilir. Döşemealtı ise zemin sertliği bakımından avantajlı gibi görünse de, fay hatlarına olan yakınlık, buradaki riskleri hafife almamayı gerektiriyor.

Alanya’da Kıyı Kesimleri Alarm Veriyor

Antalya’nın doğusunda yer alan Alanya, turizm açısından büyük öneme sahip olsa da, bazı kıyı mahallelerinde eski yapıların çokluğu ve zayıf zemin yapısı endişe yaratıyor. Özellikle denize yakın bölgelerde dolgu alanlar üzerine inşa edilmiş binalar, olası bir depremde büyük tehlike arz ediyor. Yeni yapılan sitelerde deprem yönetmeliğine uygunluk sağlansa da, plansız yapılaşmanın izleri hala silinmiş değil.

Uzmanlardan Uyarı: Acil Eylem Planları Hayata Geçirilmeli

Antalya genelinde deprem riski göz ardı edilemeyecek düzeyde. Uzmanlar, özellikle zemin yapısı zayıf ve yapı stokunun eski olduğu ilçelerde kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Sadece yeni bina inşası değil, mevcut binaların da dayanıklılık testlerinin yapılması ve gerekirse güçlendirilmesi elzem bir adım olarak değerlendiriliyor. Ayrıca vatandaşların da bireysel önlemler konusunda bilinçlenmesi, muhtemel bir felakete karşı hazırlıklı olunmasını sağlayabilir.

Antalya’nın Deprem Gerçeğiyle Yüzleşme Zamanı

Güzel iklimi, denizi ve doğal yaşamıyla tercih edilen Antalya, deprem gerçeğini artık göz ardı edemeyecek durumda. Kentin tüm bileşenlerinin; belediyeler, yapı denetim firmaları ve vatandaşların iş birliği içinde hareket etmesi, güvenli bir yaşamın anahtarı olacak. Yapıların estetiği kadar sağlamlığı da öncelikli olmalı. Antalya’nın geleceği, bugünden atılacak bilinçli adımlarla şekillenecek.

Kaynak: Haber Merkezi