Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, bağımlılık ve duygu durum bozukluklarında beyni adeta yeniden başlatarak tedavi etmeye imkan sağlayan Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS) hakkında bilgi verdi.
Yaşar, TMS’nin beynin belirli bölgelerine manyetik alan aracılığıyla uyarı gönderen, cerrahi gerektirmeyen bir nöromodülasyon tedavisi olduğunu belirtti. Kafa derisine yerleştirilen elektromıknatıslar ile nöronların elektriksel aktivitesi uyarılarak, prefrontal korteks ve limbik sistem arasındaki iletişimin düzenlendiğini ifade etti. Bu sayede serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin düzeylerinde olumlu değişimler sağlanabiliyor.
Bağımlılık tedavisinde TMS’nin ödül devresini yeniden düzenleyerek madde arayışını azaltmayı ve öz denetimi güçlendirmeyi hedeflediğini vurgulayan Yaşar, yöntemin ilaç kullanmak istemeyen veya ilaç tedavisine direnç gösteren bireyler için önemli avantajlar sunduğunu belirtti. TMS’nin her hasta için uygun olmadığını, epilepsi öyküsü olanlar, kafatasında metal implant veya kalp pili taşıyanlar ile gebeler için önerilmediğini ifade etti.
Tedavi sırasında hastalar ayakta, konforlu bir koltukta oturuyor, anestezi veya sedasyon gerekmiyor. Hafif tıklama ve titreşim hissi kısa süreli olup, seans sonrası hastalar günlük hayatına devam edebiliyor. Bağımlılık vakalarında genellikle haftada beş gün, toplam 20-30 seans uygulanıyor. TMS, psikoterapi ve gerektiğinde ilaç tedavisi ile birlikte uygulandığında en verimli sonuçları veriyor.
Yaşar, TMS’nin zihin kontrolü veya hafıza silme yöntemi olmadığını, kişinin özgür iradesini ortadan kaldırmadığını ve beynin doğal iyileşme kapasitesini desteklediğini sözlerine ekledi. Türkiye’de TMS uygulamaları giderek artarken, önümüzdeki yıllarda bağımlılık tedavilerinde destekleyici standart yöntemlerden biri olarak öne çıkması bekleniyor.




