1980 döneminde Kürtçe türkü söylediği için hapis cezası alan Kahtalı Mıçe geçtiğimiz yıllarda Japon yeni cinsinden konut kredisi çekince hayatı kararmıştı. Dünya"da ekonomik dalgalanmalar sonucu 1000 liralık Japon parasını 1800 lira olarak geri ödemek zorunda kalan Kahtalı Mıçe, aldığı evi Bankaya bırakmasına rağmen borçtan kurtulamamıştı.

2 yıldır maddi sıkıntılar nedeniyle çok zor günler geçiren Kahtalı Mıçe"ye Urfalı işadamı Ferzat Altun ve İbrahim Aslan sahip çıktı. Borçlarını ödeyerek Şanlıurfa"ya yerleşen Kahtalı Mıçe bundan sonraki hayatını Şanlıurfa"da geçireceğini dile getirdi.
Şanlıurfa"da dış cephe sektöründe olan Goldas şirket ortakları Ferzat Altun ve İbrahim Aslan, Kahtalı Mıçe"yi İstanbul"dan Şanlıurfa"ya getirerek sanat hayatını burada sürdüreceğini bunun için de destek olacaklarını belirtti.
Şanlıurfa"ya geldikten sonra “Bir Peru Gördüm, Edi Bese” albümünü çıkaran Kahtalı Mıçe"nin hayatı roman…

KÜRTÇE ŞARKI SÖYLEDİ HAYATI KARARDI
60 yaşında olan Kahtalı Mıçe 1979 yılında bir düğünde söylediği Kürtçe şarkı nedeniyle Beden Terbiyesi İl Müdürlüğündeki işinden oldu. Ardından tutuklanarak bir süre cezaevinde kalan Mustafa Aslan, 1980 döneminde tekrar tutuklandı. Yasaklı şarkıcı listesinde yer alan Kahtalı Mıçe,1986 yılında ilk albümünü çıkardı. O yıllarda Türkçe parçalar seslendiren ünlü sanatçı Aslan, bölgenin İbrahim Tatlıses"i olarak biliniyordu.
Sırrı Süreyya Önder"in “Beynelmilel” filminde oynayan Kahtalı Mıçe “Sırrı Süreyya Önder benim hayatımı yazmıştı. O film benim hayatımı anlatıyordu. Ben O yıllarda Beden Terbiyesinde çalışıyordum. Kürtçe Türkü söylediğim için önce Sivas"a sürüldüm. Ardından Malatya"ya sürgün edildim. O sırada 12 Eylül ihtilali oldu. Bende 11 ay cezaevinde kaldım. Allah"ın işine bak ki, şimdi Kürtçe serbest. 12 Eylül"de biz çok çektik. Beynelmilel"in senaryosu gerçektir.” dedi.
Daha önce Kahta"da kaset çıkardığını fakat ilk profesyonel albümünü 1986 İstanbul"da çıkardığını aktaran Kahtalı Mıçe “1986"da Gurbet Kuşu ile başladık. Şimdiye kadar devam ediyoruz. Son zamanlarda biraz sıkıntılar yaşıyordum. Uzun yıllardır dostumuz olan Ferzat Altun ve İbrahim Aslan kardeşimiz beni aradı. Gel Urfa"ya yerleş, sanat hayatına burada devam et. dediler. Bana sahip çıktılar, Allah razı olsun. ” şeklinde konuştu.

FERZAT ALTUN: BU DEĞERLERE SAHİP ÇIKMAMIZ LAZIM

Kahtalı Mıçe"nin bölgenin İbrahim Tatlıses"i olarak bilindiğini belirten merhum Soro İmam Lakaplı İmam Altun"un oğlu İşadamı Ferzat Altun, “Kahtalı Mıçe ile yıllar önce tanışıyorduk. İstanbul"dan Urfa"ya davet ettik. Bu tür insanlar kaybolmasın diye sahiplendik. İstanbul"da çoğu sanatçılarımız yok olup gidiyor. Bende küçüklüğümden beri dinlerdim. Kişilik olarakta Kahtalı Mıçe gerçekten sanatçı ruhlu. Urfalılarda kendisine sahip çıktı.” dedi.

İBRAHİM ASLAN: 30 YILDIR TANIYORUM
Goldas şirket ortaklarından İbrahim Aslan ise “Kahtalı Mıçe kardeşimizi 30 yıldır tanışıyoruz. Urfa"ya gelince bizi kırmadı. Ortağım ile birlikte kendisine ev tuttuk. Sahip çıktık. Artık birlikte çalışıyoruz.” dedi.

EŞİ İLE TELEFONLA TANIŞMIŞ
1975 yılında eşi Hülya hanım ile tanışmasını ilk kez anlatan Kahtalı Mıçe “Bizim hayatımız roman. Eşim Hülya o yıllarda santral memuruydu. Eskiden PTT"yi arayarak orayı burayı bağlatıyorduk. O sırada tanıştık. 6 ayda yıldırım nikahıyla evlendik.” dedi.
Eşi Hülya hanım ise “Gece nöbetlerine kalıyordum. Bir gece Kahtalı Mıçe beni aradı. Öyle tanıştık. Lakabı Kahtalı Mıçe olduğunu öğrendim. Sürekli beni arayıp şiir okuyordu. Sabahlara kadar türkü söylüyordu. 6-7 ay sonra yıldırım nikahıyla evlendik. Kaçırdı beni. Annem babam bu evliliği karşı çıktı. Uzun süre görüşmediler. Sonra çocuklarımız olunca barıştık. 4 çocuğumuz var. Berivan, Şivan isimleri yasak olduğu dönemde çocuklara psikolojik baskı görüyordu. Çok zor günler geçirdik.” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:  “Urfa bizim için yeni bir sayfa. İbrahim bey Ferzat bey, bize kardeşin bile yapmadığı, iyiliği oldu. Zor günümüzde elimizden tuttu. Hayata yeniden tutunduk. Bakış açımız bile değişti. Çok çileli geçen bir yaşamın sonunda yeni bir sayfa açtık. Urfa"da moralimiz düzeldi. Ferzat ve İbrahim beye teşekkür ediyorum dedi.” 

 

Editör: Yusuf Güler