- Şanlıurfa'da Taş Tepeler Projesi kapsamında kazıların yürütüldüğü alanda kulübelerdeki yaşam biçimlerinin tespiti için çalışmalar yapılıyor
- Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul:
- "Farklı boyuttalar, 3 metre çapında olanı, 6 metre çapında olanı var. Duvarları da çok simetrik değil yani oval ve asimetrik duvarlara sahip mekanlar"
Şanlıurfa'da Taş Tepeler Projesi kapsamında kazıların yürütüldüğü Karahantepe'de, Neolitik Çağ insanlarının günlük yaşamlarında kullandıkları 30'dan fazla kulübe açığa çıkarıldı.
Neolitik Çağ'ın önde gelen yerleşimlerinden Karahantepe'de yürütülen kazı çalışmalarında, döneme ışık tutacak bulgulara ulaşılmaya devam ediliyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının Geleceğe Miras Projesi kapsamında büyük bir ivme kazanan Karahantepe kazılarında, günlük yaşamın izlerini taşıyan kulübeler ortaya çıkarıldı.
Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ören yerinde gerçekleştirilen kazılarda kamusal yapıların yanı sıra günlük yaşamın sürdüğü konutlarla karşılaştıklarını söyledi.
Karul, açığa çıkarılan alanın merkezinde yer alan bir kamusal yapı ve onun çevresine inşa edilmiş kulübelerden oluşan bir yerleşim düzeni sergilediğini ifade etti.
Kulübelerin, o dönemki yerleşim alanlarının nasıl tasarlandığını anlamalarına çok büyük katkı sağladığını vurgulayan Karul, şöyle konuştu:
"Karahantepe'de günlük yaşamın devam ettiği 30'un üzerinde kulübe açığa çıkardık. Bunlar, eski dolguların içerisine ya da ana kayaya oyularak inşa edilmiş yapılar ve bitişik düzende, bir arı peteği gibi düşünebilirsiniz. Farklı boyutlardalar; 3 metre çapında olanı da, 6 metre çapında olanı da var. Duvarları çok simetrik değil; yani oval ve asimetrik duvarlara sahip mekânlar. Bunların içerisinde dikili taşlarla, ocaklarla, yassı taşlarla düzenlenmiş yapı tabanlarıyla karşılaşıyoruz. Aynı zamanda yapıların içerisinde, olasılıkla depolama amaçlı kullanılmış bölmelere ya da öğütme taşlarının konduğu sekilere rastlıyoruz."
– Zemine gömülü inşa edilmişler
Karul, tamamı zemine gömülü şekilde inşa edilen kulübelerin, o dönemde insanların günlük yaşamlarını sürdürdükleri alanlar olduğunu anlattı.
Bu kulübelerin içerisindeki yaşam biçimlerinin tespiti noktasında çalışmaların sürdüğünü belirten Karul, şöyle devam etti:
"Bu yapıların içi terk edilirken, diğer anıtsal ve kamusal yapılarla benzer şekilde, toprakla doldurularak kapatıldıklarını anlıyoruz. Bu işlem sırasında da çoğunun içindeki dikili taşların kırıldığını ya da oldukları yere devrilerek bırakıldıklarını, ardından da doldurma işleminin gerçekleştiğini görüyoruz."
Dikili taşların özgün konumlarının tespit edilmesi durumunda yerlerine yeniden yerleştirildiğini ifade eden Karul, parçalı durumda olanların ise restore edilerek ayağa kaldırıldığını kaydetti.